Salgın sürecinde hizmet veremeyen Çınar, eski eşyalara merakından dolayı bu alanda yoğun çaba harcadı. Önceden biriktirdiklerine yenilerini eklemek için çevre köyleri gezen Çınar, temin ettiği parçaları Pelitözü Göleti kıyısındaki kıl çadır lokantasında açtığı "mini müze"de sergiliyor.
Lokantacı Selami Çınar, AA muhabirine, Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olduğunu ve yıllardır birçok meslek dalında faaliyet yürüttüğünü söyledi.
Son olarak göl kıyısında lokanta açtığını belirten Çınar, "Kovid-19 nedeniyle iş yerimiz 2 ay kapalı kaldı. Ticaret yapan insanlar boş duramaz. Benim de eski eşya merakım vardı, başladım gezmeye. Boş zamanlarımda köylere gidip ufak tefek parçalar aldım. Zamanla antika işi bir hobi ile profesyonelliğe dönüştü." dedi.
Farklı şehirlerden bu işin meraklılarının internet aracılığıyla birbirini bulduğunu ifade eden Çınar, ürün bilgilerini paylaşıp alışveriş yapabildiklerini dile getirdi.
- "Nerede bir eser var, üşenmem giderim"
Eski eşya işinin çok farklı bir kültür olduğuna dikkati çeken Çınar, "Bu işin içine girdikçe çok büyük değerler olduğunu ve ülkemizin tanıtımı açısından önemini kavradım." ifadelerini kullandı.
Çınar, sergilediği eşyaların yüzde 90'ını salgın sürecinde topladığını anlattı.
Eşyaların, müşterilerinden yoğun ilgi gördüğünü bildiren Çınar, şöyle konuştu:
"Müşterilere değişik geliyor. Girişte at arabası ve oraklarımız var. 50 ve üstü yaşlardaki insanlar bunları biliyor, gençler bilmiyor. Okul turuyla gelen bir çocuğun at arabası ile fotoğraf çektirmesi beni çok mutlu ediyor. Eski eşya işine bulaştıysan malzeme çeşidine bakmazsın. Şu anda çadırımda kök boyamalı kilim, plak, bavul, gaz ocağı, şamdan, biley makinesi, gramofon, kayıt cihazı, kahve değirmeni, bakırdan ibrik, ceviz oymalı küçük altın setleri gibi eserler var. Nerede bir eser var, üşenmem giderim."
