Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Kılıçdaroğlu Halk TV canlı yayınında

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)- 'Eğer anayasaları alıp da bir partinin mutfağında hazırlar ve bunu topluma dayatırsanız bu doğru değil. Bu toplumda ayrıştırmayı besler, kesinlikle huzurlu bir toplum değil, çatışan bir toplum sürecini başlatır. O açıdan biz söyledik, anayasalar uzlaşmayla hazırlanmalı.' - '2010 referandumunda yapılan anayasa değişikliği Türkiye'yi 15 Temmuz Darbesine getir

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-14 21:40:38

Kılıçdaroğlu Halk TV canlı yayınında
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer anayasaları alıp da bir partinin mutfağında hazırlar ve bunu topluma dayatırsanız bu doğru değil. Bu toplumda ayrıştırmayı besler, kesinlikle huzurlu bir toplum değil, çatışan bir toplum sürecini başlatır. O açıdan biz söyledik, anayasalar uzlaşmayla hazırlanmalı." dedi.

Halk TV'de canlı yayına katılan Kılıçdaroğlu, vatandaşın haklarını devletin gücü karşısında koruyacak olan unsurun yargı bağımsızlığı olduğunu, devletin valisi, kaymakamı, istihbaratı ve polisi mevcutken vatandaşın ise herhangi bir gücünün olmadığını belirtti.

Böyle bir anayasal düzenin anahtarının yargı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının çok önemli olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Kişi herhangi bir olumsuz eylemle veya bir başka tavırla karşılaştığında, devletin bir yaptırımıyla karşılaştığında, hakkını yargıya başvurarak arayacaktır. Şimdi bu bağımsız yargıda olabilir ama eğer oraya bir partinin genel başkanı yargıç tayin etmişse ve o mahkemede başka bir partilinin davası görüşülüyorsa o mahkemenin adalet dağıtmadığı kanısı onda uyanır. Bu da hayatın bir başka gerçeğidir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanının tarafsız olması halinde yargıç tayin edebileceğini, taraflıysa bunun doğru olmayacağını savunan Kılıçdaroğlu, ABD'de başkanın yargıcı önerdiğini söyledi.

Yargıcın görevine başlayabilmesi için Senatonun olurunun gerekli olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tabii orası hukukun üstünlüğü, bu bir kural olarak yerleşmiş durumda. Amerikan Anayasası, yanlış hatırlamıyorsam dünyanın ilk yazılı anayasasıdır ve değişmemiştir. Gelenekler, örfler ve adetlerle hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü kuralı geçerli temel kural olarak bütün ABD'de uygulanıyor. Aksayan yönleri var mı? Olur tabii, zaman zaman biz bunu Amerikan filmlerinden de izliyoruz. Ama biz yargı bağımsızlığını savunmamız gerekirken, yargıcın tarafsızlığını savunmamız gerekirken mahkemeye eğer bir siyasi partinin genel başkanı hakim tayin ederse o güven vermez. Dolayısıyla yargı bağımsızlığı kavramı büyük ölçüde zedelenmiş olur."

Kılıçdaroğlu, anayasaların bütün kesimlerinin haklarını güvence altına alan temel belgeler olduğunu kaydederek, "Eğer anayasaları alıp da bir partinin mutfağında hazırlar ve bunu topluma dayatırsanız bu doğru değil. Bu toplumda ayrıştırmayı besler, kesinlikle huzurlu bir toplum değil, çatışan bir toplum sürecini başlatır. O açıdan biz söyledik, anayasalar uzlaşmayla hazırlanmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Uzlaşmanın en güzel örneğini rahmetli Bülent Ecevit'in verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, iç tüzükte olmamasına rağmen Anayasa Uzlaşma Komisyonunun ortaya çıktığını, her partiden eşit sayıda milletvekilinin bu komisyonda görev aldığını, bu dönemde anayasanın birçok maddesinin parlamentodan oy birliğiyle çıktığını anımsattı.

- "Bu toplumun belleğine güveniyoruz"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2010 Referandumunda da Türkiye'de benzer süreçlerin yaşandığına dikkati çekerek, "2010 referandumunda yapılan anayasa değişikliği Türkiye'yi 15 Temmuz Darbesine getirdi. Normalde bu değişiklik eğer gerçekten toplumun çıkarına olsaydı pek çok kişi çıkıp 'Bu anayasa değişikliğinde benim de tuzum var' diye açıklama yapardı." ifadelerini kullandı.

Toplumların kendi kaderlerini belirlediklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu nedenle Anayasa Mahkemesine gitmediklerini bildirdi.

"Çünkü bir ülkenin kaderini, demokrasinin kaderini, o ülkenin insanının belirlemesi lazım" diyen Kılıçdaroğlu, böylece demokrasinin ne kadar vazgeçilmez olduğunun görülebileceğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, bunun acı bedeller ödemeden görülmesi gerektiğini anlatarak, "Bizim en büyük arzumuz da bu zaten. O nedenle bu toplumun ferasetine, bu toplumun zekasına, bu toplumun belleğine güveniyoruz. Geçmişte acı bedeller ödedi bu ülke, demokrasi adına ödedi. Aynı bedelleri ödemememiz gerekiyor. Ne yapacağız? Gideceğiz, sandığa oturacağız, aklımızı kullanacağız. Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun, tarafsız mı olsun, aklımıza mantığımıza soracağız. Cumhurbaşkanı tarafsız olması lazım. Bir partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin etsin mi, etmesin mi? 'Olur mu öyle saçma şey, bir partinin genel başkanı mahkemelere hakim mi tayin eder?' demesi lazım." değerlendirmesini yaptı.

Parlamentonun güçlendirilmesi gerekirken bir kişiye yetkilerin verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu kişi hata yaparsa 80 milyonun bunu ödeyeceğini, yapılan değişikliğin vahim sonuçlar doğuracağını herkesin bilmesi gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, bugün herkesin şikayet ettiği 12 Eylül 1982 Anayasasının yüzde 91,7 ile 2010 Anayasasının ise yüzde 58 ile kabul edildiğini, şimdi o maddelerin tekrar değiştirileceğini kaydetti.

Bu değişikliklerin yanlış olduğunu o zaman da şimdi de söylediklerine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, herkesin bunu düşünmesi gerektiğini kaydetti.

- "Hayır istikrar getirir"

Kılıçdaroğlu, yabancı sermayenin bu şartlarda Türkiye'ye gelmeyeceğini öne sürerek, "Referandumda hayır kararı, ülkeye bir istikrar getirecek mi?" sorusunu şöyle cevapladı:

"Hayır istikrar getirir, neden? Bir, halkın demokrasiden vazgeçmediği tablosu bütün dünyanın önüne konur. Türkiye'de halk demokrasi istiyor ve demokrasiden yana tavır alıyor. Bu çok önemli. Hem dünyada saygınlığımızın artması açısından da çok önemli. İki, zaten hükümet görevinin başında, sayın Cumhurbaşkanı, sayın Başbakan, bakanlar görevlerinin başındalar. 'İstikrar getirecek' diyorlar, bu gelirse, iyi de 15 yıldır hükümeti, devleti yönetiyorlar. 15 yılda çıkarmadıkları bir kanun mu var, 15 yılda isteyip de çıkarmadıkları bir Bakanları Kurulu kararı mı var? Kaldı ki hadi 'istikrar getirecek' diyorlar, Burada istikrarı sağlayan madde hangisi? Bu değişiklikte istikrarı sağlayan madde desinler ki 'Şu madde Türkiye'de istikrarı sağlayacak.' Hangi madde?' Bu madde gelirse Türkiye'de huzur olacak,' hangi madde? Söylesinler okuyalım, belki atlamışızdır. "

Yetkileri alınan bir parlamentonun güçlü olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanının Cumhurbaşkanına vekalet edemeyeceğini söyledi.

Bugünkü tabloda Cumhurbaşkanı bir yere gittiğinde TBMM Başkanının vekalet ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Yeni modelde, yeni rejimde, tek adam rejiminde deniyor ki 'TBMM Başkanlığının Cumhurbaşkanını temsil etmesine gerek yok.' Kim temsil edecek? Atama ile gelen bir yardımcı. Atama ile gelen bir yardımcı nasıl Türkiye Cumhuriyetini temsil edecek? Darbe dönemlerinde olur bu." görüşünü savundu.

Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da "evet" sonucunun çıkması halinde, ekonomik ve sosyal konularda Cumhurbaşkanının kararname çıkarma hakkına sahip olacağını belirtti. Cumhurbaşkanının kişisel temel, hak, ödevler ve siyasal haklar konusunda kararname çıkaramayacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla kıdem tazminatı fonunu kurabilir, asgari ücreti dondurabilir, bu konularda tek başına karar alma hakkına sahip." dedi.

Kılıçdaroğlu, denge ve denetleme kavramının demokrasilerde çok önemli olduğunu, apartmanda ödenilen aidatların doğru harcanıp harcanmadığını denetlemek için kurul seçildiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Vatandaşlarımıza 16 Nisan ile ilgili ne söylemek isterseniz, ne yapmak lazım, ne önerirsiniz?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:

"Bir, 'Pazar günü hava güzel, sandığa gitmiyorum' sakın demesinler. Herkes mutlaka ama mutlaka sandığa gitmeli. İki, şunu rahatlıkla söylüyorum ve söylüyorum, 'evet' demenin vebali çok ağırdır, Türkiye'nin kaderi demokratik standartların yükseltmesiyle yükselir ve Türkiye dünyada itibar kazanır. Üç, 'Efendim, gideceğim de sandıkların güvenliği sağlandı mı, sağlanmadı mı?' Bu konuda hiçbir tereddüt olmasın hiçbir vatandaşımda. Sandıkların gerekli güvenliği sağlanmıştır. Sadece bizim partililer değil, gönüllü arkadaşlar var, sivil toplum örgütleri var. Gerçekten de genç avukatlar var. Nerede bir sorun çıktığında derhal o avukat arkadaşlarımız gidecekler ve o sorunla ilgilenecekler. Dolayısıyla sandığa gidelim, Türkiye'nin bekası için, Türkiye'nin demokrasisi için, evlatlarımız için, çocuklarımız için kahverengine, tercihimizi kullanalım. Hayırın altına mührümüzü basalım. Bu Türkiye'nin geleceği için çok önemlidir."

(bitti)

Haber Ara