Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çiftçilerin devletten alacağı olduğunu belirterek, Meclis'ten 2006'da "her yıl milli gelirin en az yüzde 1 oranında çiftçiye destek verilmesi" konusunda kanun çıkarıldığını anımsattı.
Kanunun çıkmasından bugüne kadar hiçbir zaman çiftçiye yüzde 1 teşvik verilmediğini iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Çıkardık, çiftçinin hakkı ne kadar? 2007-2018, son 2 yılı dahil etmediğimizde 122 milyar 169 milyon lira çiftçinin alacağı var devletten, yüzde 1'lerden. Son 2 yılı dahil ettiğimizde 175,5 milyar lira yapıyor, çiftçinin bu devletten kanun gereği alacağı." ifadelerini kullandı.
CHP'li milletvekillerin çeşitli illerde tarım üreticinin sorunlarını dinlediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sevgili vatandaşım, ister sanayici, ister çiftçi, ister emekli, ister işsiz, ister esnaf, ister şoför. Ne olursan ol eğer bir dertle karşılaşıyorsan ve çözüm istiyorsan, derdinin Meclis'te dile getirilmesini istiyorsan, ilk kapısını çalacağın parti CHP olsun."
İşsizlik Sigortası Fonu'nda 131 milyar lira bulunduğuna işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bütçenin dışında o para. Dolayısıyla devletin üzerinde yük yok. Yok öyle para bulamadık, şu, bu yok. Dedik ki 'bu yardım sistemini milletin onurunu koruyarak yapalım'. Fakiri, fukarayı reklam etmeyin. Yazıktır, günahtır. Adam fakirse onun kabahati değil ki. Sen devleti yönetiyorsun. Senin kabahatin, aç geziyorsa, işsizse senin kabahatin. Onun açlığını, yoksulluğunu neden teşhir ediyorsun. Gel, Aile Destekleri Sigortası'nı çıkaralım. Kanun çıkaralım. Üstelik 1971'de bu parlemento söz vermiş 'bu kanunu çıkaracağız' diye. Aradan geçmiş 49 yıl. Sürekli kendine bağımlı kıl ve onun onuruyla oyna."
Kılıçdaroğlu, bunu ahlak, inanç ve adalet olarak kabul etmediklerini ifade etti.
Türkiye'de yıllık geliri 7 bin lira ve altında olan 11 milyon kişi bulunduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Çıkıp saraydakiler konuşuyorlar, o sosyetede konuşuyor, onların beslemeleri de konuşuyor. Kişi başına gelir 9 bin dolar. Hepsi hikaye. Türkiye Cumhuriyeti devletinde 11 milyon kişinin yıllık geliri 7 bin ve altında. Aylık 583 lira. Saraydakilerde vicdan, ahlak, insan sevgisi, adalet ve hak hukuk dediğimiz bir kavram varsa, bu adamlar 583 lirayla bir ay nasıl geçinecekler." diye konuştu.
Yıllık geliri 8 bin liranın biraz üzerinde olan kişi sayısının da 16 milyon olduğunu kaydeden, ancak bunların CHP'nin rakamları olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu rakamlar yeni bir damadın atandığı TÜİK'in rakamları. Saraydakiler bunu görüyor mu acaba? Ellerini vicdanına koyup düşünüyorlar mı acaba? Beslemeler nedir biliyor musunuz? 3, 4 şirkette yönetim kurulu üyesi. Her birisinden dünyanın parasını alıyor. Bunlar besleme takımı. RTÜK Başkanı da öyleydi biliyorsunuz. Hala böyle bir sürü kurullar var. Nerede böyle hem milletvekili maaşı alıyorlar hem 3, 4 yerden birden para alıyorlar. Allah gözünüzü doyursun. Fakir fukara evine ekmek alamıyor. Ben bunları söyleyince yine bana kızacaklar. Yine diyecek 'Bay Kemal' diye. Bay Kemal sonuna kadar konuşacak, o bilsin. Bunları söyleyince 'para yok' diyecekler. Para var Türkiye'de. Kaynakları, potansiyeli var Türkiye'nin."
- "Tefeciye gelince para çok"
Türkiye'nin insan gücü açısından da mali açıdan da zengin bir ülke olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütün meselenin zenginliğin kimin için kullanacağı olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Saray bütçe yapar, paranın kimin için kullanılacağına onlar karar verirler. Tefecileri için para var, asgari ücretli için para yok. 16 milyon yoksul için para yok. İş yerini kapatıp evine gönderdiğin adama para yok, bulamıyoruz. Efendim tefeciye gelince para çok.
Bütün vatandaşlarıma sözüm sözdür, biraz sabredin, biraz bekleyin. Önümüzdeki süreçte sizin oylarınızla inşallah millet ittifakını gerçekleştireceğiz. Çiftçiye nasıl yardım yapılırmış, işsize nasıl iş bulunurmuş, kahveci nasıl huzur içinde çalışırmış, şoför esnafı nasıl huzur içinde çalışırmış, gençler nasıl bu ülkenin sokaklarında özgürce gezerlermiş, gazeteciler nasıl kalemlerini satmazlarmış, beslemeler nasıl bir muameleyle karşılaşırlarmış hepsini göreceksiniz. Hepsini yapacağız millet ittifakı olarak. Bu ülkeye demokrasiyi, huzuru, kardeşliği, esenliği hep beraber getireceğiz."
Yılın ocak, şubat, mart aylarında hükümetin 668 milyar lira para kullandığını ileri süren Kemal Kılıçdaroğlu, bu tarihte faize ödenen paranın 38 milyar lira olduğunu belirterek, "Demek ki faizciye, tefeciye var." ifadesini kullandı.
"(5 milyon 440 bin kişiye 1000'er lira verdik) diyorlar. 5.5 milyar lira." diye konuşan Kılıçdaroğlu, 7 bin liranın altında geliri olan 11 milyon vatandaş bulunduğunu yineledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Tefeciye 38 milyar lira veriyorsun. Bir avuç tefeciye, 5, 6 kişi bunlar. Sonra da kalkacaksın adaletten, 'memleketi yönetiyorum, milli gelir arttı, vatandaş çok memnun'. Sen onu benim külahıma anlat." şeklinde konuştu.
- "Akılcı ve sosyal devleti önceleyen öneriler"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Mart 2020'de güzel bir konuşma yaptığını ve "İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için çok daha fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdik" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunun doğru olduğunu, birlikte fedakarlık yapılması gereken bir döneme girildiğini vurguladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin yeni bir bütçe getirilmesi yönündeki ifadesini anımsatarak, "Bizim önerilerimiz akılcı ve sosyal devleti önceleyen öneriler. Garibanın, vatandaşın yanında duran öneriler, tefecinin yanında değil. Bu öneriler üzerinde birliği, beraberliği yapalım, fedakarlıkta bulunalım." diye konuştu.
Çalışan, alınteri döken herkesin fedakarlık yaptığını, polisinden devlet memuruna, sanatçısından servisçisine kadar herkesin fedakarlık yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, vatandaşın haklı olarak, "40 yıldır bu devlete vergi veriyorum, bana 40 gün bakmadı." dediğini söyledi.
Suriyelilere ise 40 milyar dolar harcandığını ifade eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Esnafa, turizmciye, çiftçiye sordum, onun da çarkı dönmüyor. Simitçi, manav, tüccar, kahveci, berber, kuaför bunların da çarkı dönmüyor. Kimin çarkı dönüyor? Devletten dolarla ihale alanların çarkı dönüyor. Dolarla garanti verilen her şey bu vatandaşların sırtına biniyor. Belki biraz üzülecekler ama millet ittifakı iktidarında bu haramzadelerin tamamını tasfiye edeceğiz. Bütün o milletin sırtına binen, milletin ödemekte zorlandığı yoldu, köprüydü, havaalanıydı tamamını devletleştireceğiz. Yeter ya ahtapot gibi, sülük gibi milletin ensesindeler. Kanını emdiniz bu insanların. Ona dolar bazında dünyanın parasını veriyorsun. Hani fedakarlık? Ona gelince fedakarlık yok. Dedik ki '1 yıl süreyle bunu erteleyelim'. Onu bile yapmadılar. Tefecilere ne ödüyoruz? 1 dakikada Türkiye Cumhuriyeti devletinin tefecilere ödediği faiz 33 bin 821 dolar. 1 saatte 2 milyon 98 bin dolar ödüyor, 1 günde 48 milyon 703 bin dolar faiz ödüyor. 1 ayda 1 milyar 461 milyon 105 bin dolar, 1 yılda 17 milyar 533 milyon 270 bin dolar faiz ödüyor. Tefecilere teslim olan bir Türkiye. Tefecilere karşı çıkamadığı için esnafa, çiftçiye, memura, işçiye bir şey veremiyor, teşviği doğru dürüst getiremiyor. Çünkü 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir avuç tefeciye teslim edilmiş vaziyette. Bunların hepsini gündeme getireceğiz."
Devleti soyan rüşvetçilerin de bu dönemde köşeyi döndüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, bu süreçte devlet bankalarının 77 milyar dolar sattığını belirterek, "Bu dolarları kim aldı? Bu tefeciler. 77 milyar dolar." ifadesini kullandı.
Antalya Serik'te bir toplantı yapıldığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanının, belediyenin internet sitesinde yer alan açıklamasını okudu.
Kılıçdaroğlu, bu toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, AK Parti ve MHP milletvekilleri, AK Parti ve MHP'li bütün belediye başkanları, il ve ilçe başkanları ile kurum müdürlerinin katıldığını belirtti.
Görüşmelerin video konferansla yapıldığını belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, toplantıya ilişkin şunları söyledi:
"Toplantı sırasında açıklamalar yapılır. Denir ki 'günübirlik alan var'. Serik'te bir alan var, sadece vatandaşlar orada denize girebiliyorlar. Orayı kapatırız, onun çalışması var. Serik Belediyesi tarafından günübirlik alanda bulunan işletme sahibinden 500 bin lira para alındığını belirtmesi üzerine Turizm Bakanı konuşma yapıyor, 'o alanla ilgili olarak 500 bin lira para verdik' diyor. Para verildi birilerine. Belediye Başkanı Enver Bey diyor ki söz alarak, 'ben 13 aylık belediye başkanıyım' diye söze başlayınca, Dışişleri Bakanı, 'Başkan olay sizinle ilgili değil. Daha önceki döneme ait bir olaydır' dedi. Turizm Bakanı da 'daha önceki döneme ait' dedi. İki bakan da rüşveti biliyorlar, 500 bin lira rüşvet verildiğini biliyorlar. İki bakan da bu 500 bin liralık rüşvetin bir önceki belediye başkanına ait olduğunu da biliyorlar. Belediye başkanı söz alarak, 'ben de Turizm Bakanı'na, devletin bakanı olarak bunu biliyor da üzerine gitmiyorsanız yazıklar olsun dedim ve toplantıdan ayrıldım.
Bu kadar açık. Rüşvetin belgesi olmaz değil, rüşvetin belgesine, olayına vali, milletvekilleri, bakanlar, il başkanları tanık. Koalisyonun hepsi var orada. Eğer bunu ortaya çıkarmazsanız hepiniz hırsızsınız."
-"Milletin üzerinden tır geçti"
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 15'inci istihdam paketini açıkladığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Her paketten sonra işsizlik artıyor. Sosyete damat nereden bilecek. İşsizlik nedir? Nereden bilecek. Bir eli yağda, bir eli balda, keyif içinde yaşıyor." ifadesini kullandı.
- "Vatanseverlik budur"
Tank palet fabrikası olayının milli bir dava olduğunu savunan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bütün ülkücü kardeşlerime sesleniyorum; Vatanseverlik sıradan bir kavram değildir. Vatanseverlik, milletseverlik, bayrakseverlik sıradan bir kavram değildir. Vatanını seven ordusuna sahip çıkar, ordusunun fabrikasına sahip çıkar, ordusunun fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çektirmez. Peşkeş çektirenlere de asla ve asla ülkücü denmez, milliyetçi de denmez. Onların hiçbirisi ne ülkücüdür ne de vatanseverdir ne de milliyetçidir. Karşı çıkanların hepsinin benim başımın üstünde yeri var. Vatanseverlik, bayrakseverlik budur. Hep beraber bunu yapacağız."
(Bitti)
