Tanrıkulu, İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de 12 Eylül darbesiyle sistematik hale getirildiğini öne sürdüğü işkencenin, aradan geçen 35 yıla rağmen halen ülkenin gündeminden tamamen düşmemesinin herkes için üzüntü verici olduğunu belirtti.
Tanrıkulu, "İşkence bir insanlık suçudur. Hiçbir insan işlediği suç ne olursa olsun insanlık onurunu kırıcı, küçük düşürücü muameleye tabi tutulamaz" ifadesini kullandı.
Başta İç Güvenlik Yasası olmak üzere, AK Parti iktidarı döneminde yapılan çeşitli düzenlemelerle, işkencenin ve kötü muamelenin daha da artmasına zemin hazırladığını iddia eden Tanrıkulu, şunları kaydetti:
"Yeni parlamentoya ve bu parlamentodan vücuda gelecek yeni hükümete düşen en önemli ve baştan gelen sorumluluklardan biri, işkencenin ve kötü muamelenin Türkiye'de halen uygulanır bir yöntem olmaktan derhal çıkarılması, işkence mağdurlarının hukuki haklarının korunması, işkence ve kötü muameleye dair soruşturmaların hızlı ve etkin biçimde yürütülmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasıdır. Yeni parlamento ve hükümet, bu bilinçle, 'cezasızlık' geleneğine derhal son vermek üzere etkin tedbirler almalı, işkence ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımını kaldırmalı ve kamu otoritesinin vatandaş için bir korku değil güven kaynağı olmasına yol açacak bir zihniyet dönüşümünü sağlamayı öncelik kabul etmelidir."
- "3 bin kişi işkence gördüğüne dair şikayette bulundu"-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da açıklamasında, 2015 Türkiye'sinde hala işkenceci zihniyetin sürdürüldüğünü ve işkenceyle hak arama mücadelesi verenlere gözdağı verilmek istendiğini savundu.
AK Parti iktidarıyla işkencenin devlet politikası haline geldiğini ve 2015'in ilk 5 ayında yaklaşık 3 bin kişinin işkence gördüğüne dair şikayette bulunduğunu öne süren Ağbaba, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"İşkencenin bu düzeyde rahat uygulanmasının en temel nedeni, otoriter AKP zihniyetinin cezasızlık politikasıdır. BM'nin 1987'de yürürlüğe koyduğu ve Türkiye'nin 1988'te kabul ettiği İşkenceye Karşı Mücadele Sözleşmesine rağmen, ne yazık ki 2015'in Türkiye'sinde bile hala işkence görüntülerinin silinip silinmediğini, birileri tarafından korunan ve kollanan işkencecileri, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı uygulamasını ve cezaevlerinde maruz kalınan psikolojik işkencenin sürdürüldüğünü konuşuyoruz. İç Güvenlik Paketi'nin hiçbir görüş alışverişi yapılmadan dayatılması, AKP'nin işkenceyi meşrulaştırma çabasının ürünüdür. AKP'nin tek başına iktidar olma şansını kaybetmesi bu anlamda ülkemiz için bir şanstır. Biz CHP olarak, yeni yasama döneminde de bir sindirme aracı olarak kullanılan baskı, işkence ve şiddetin her türüne karşı insan hakları normlarının yükseltilmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz."
