Dışişleri Komitesi üyeleri "İran ile yapılan nükleer anlaşmaya dair öneriler" adı altında yapılan oturumda, görüşlerini paylaştı. Komitenin Cumhuriyetçi Başkanı Ed Royce varılan anlaşmayı eleştirerek, "Anlaşma, Tahran'ın nükleer gücünü elinden alacak bir anlaşma değil. Hatta önümüzdeki 10 sene içerisinde hedeflerine ulaşmış olacaklar ve görülen şu ki bizim için kötü bir anlaşmaya varıldı" dedi.
Cumhuriyetçiler kanadından Ileana Ros-Lehtinen, anlaşmanın kazanan tarafının "ABD'ye ölüm, İsrail'e ölüm gibi sloganlarla nefret üreten İran" olduğunu söyledi.
Ros-Lehtinen, anlaşma kapsamında, İran'ın BM tarafından gelecek askeri tesislere giriş talebini sorgulama hakkının olmasını eleştirerek, "Beklenen oldu ve Obama yönetimi tehlikeli bir anlaşma masasında ülkemizin ve İsrail'in varlığını tehlikeye atan bir anlaşmaya vardı. Daha önce kendisine defalarca söylemiş olmamıza rağmen sözlerimizi görmezden geldi. En sonunda varılan anlaşma İran'ın nükleer gücünü geliştirmesini engelleyebilecek bir anlaşma değil ve İran'ın bu konudaki çalışmaları gözetimimizde kolay olmayacak çünkü bu Tahran'ın izniyle yapılabilecek" diye konuştu.
Demokratların kanadından Gregory Meeks ise, "ABD anlaşma masasında çok önemli bir iş yaparak İran'ın tamamlanmasına çok az bir süre kalmış nükleer gücünü kontrol altına almıştır" ifadelerini kullandı.
Meeks, Cumhuriyetçilerin anlaşmaya dair yaptıkları eleştirilere cevap olarak, "Eğer ABD anlaşmadan çekilseydi ve diğer ülkeler İran ile anlaşma masasında devam etselerdi, bu durum ABD'yi anlaşmanın kör bir noktasında bırakabilirdi. Meseleyi sadece siyasal bir olay halinden çıkartıp bilimsel olarak meseleyi incelemek gerekir, bu bağlamda anlaşma masasında oturan diğer ülkelerin ne düşündüğü de önemli" dedi.
Demokratların önemli isimlerinden Eliot Engel da, komite başkan yardımcısı olmasına rağmen oturuma katılmadı ancak bir bildiri yayınlayarak görüşlerini paylaştı. Varılan anlaşmanın kendisini çok ciddi şekilde rahatsız ettiğini belirten Eliot, özellikle İran'ın nükleer tesislerinin teftişinin Tahran yönetiminin iznine bağlanması ve yaptırımların kaldırılacak olmasına tepki gösterdi.
Elliot, "Görülen şu ki müzakereler süresince masada dahi olmayan bazı meseleler bir anda anlaşmaya dahil edilmiş" değerlendirmesinde bulundu.
Yahudi kökenli Steve Israel, "Başından beri bu süreçte çok çekimser durdum, çünkü İranlılara güvenmiyorum. Ve bu anlaşma, ABD'nin nihai pozisyonu için sonunda bizim önümüze gelecek ve her kelimeyi çok dikkatli okuyarak, ince eleyip sık dokuyarak bütün sayfaları gözden geçireceğiz" şeklinde konuştu.
