Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Irak'ta Şii milislerin artan etkisi

Irak'ta Şii milislerin artan etkisi

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-01 18:45:27

Irak'ta Şii milislerin artan etkisi
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), hazırladığı raporda, Irak Başbakanı Haydar El-İbadi'nin, Şii milislerin oluşturduğu Haşdi Şaabi adlı grup üzerinde şimdilik tam anlamıyla bir etkinlik kuramadığına ve yapı üzerindeki İran etkisinin giderek arttığına dikkat çekti.

ORSAM Ortadoğu uzmanı Bilgay Duman tarafından hazırlanan "IŞİD (DAEŞ) Sonrası Irak'ta Tartışmalı Yeni Aktör: Haşdi Şaabi" adlı raporda, çok sayıda Şii milisin bir araya geldiği oluşumun yapısı, etkileri ve geleceği tartışıldı.

Ağırlıklı olarak Şii milislerin oluşturduğu Haşdi Şaabi içerisinde Sünni grupların da yer aldığı ve bunların neredeyse tamamının daha önce ya hükümetle çalıştığı ya da iş birliği yaptığı belirtilen raporda, gruptaki Hristiyan ve Sünniler öne çıkarılarak yapıya meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığı vurgulandı.

Raporda, "DAEŞ'le mücadele görüntüsü veren" Haşdi Şaabi'nin içerisinde her grubun kendi bayrağı ve liderlerinin direktifiyle hareket ettiğine dikkat çekilerek, Irak hükümetinin bu oluşumu kontrol altına almaya çalışsa da bunun kolay olamayacağı yorumu yapıldı.

- "İsimleri bilinen 43 grup var"

Haşdi Şaabi yapısı içerisinde isimleri bilinen 43 grubun bulunduğu aktarılan raporda, şunlar kaydedildi:

"Bunlar arasındaki en etkin ve hemen her bölgede yer alan gruplar olarak Bedir Örgütü, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlül Hak, Ketaib İmam Ali ve Ketaib Seyid Şuheda grupları ön plana çıkmaktadır. Sayısal büyüklük olarak en büyük iki grubun Ketaib Hizbullah ve Bedir Örgütü olduğu söylenmekle birlikte, bu iki gruba nazaran daha az sayıda olan Asaib Ehlül Hak'ın etkinlik ve savaş yeteneği açısında daha etkili olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan daha önce ifade edilen dört ana grubun haricinde Saray El-Selam, Ketaib İmam Ali ve Ketaib Seyid Şuheda'nın da sayıca diğer gruplara nazaran daha fazla oldukları bilinmektedir. Bunun dışında sadece Haşdi Şaabi olarak anılan ve hiçbir milis gruba bağlı olmayan birlikler de oluşturulmuştur."

Irak Başbakanı Haydar El-İbadi'nin Haşdi Şaabi üzerinde etkinlik sağlamaya çalışsa da şimdilik tam anlamıyla bir etkinlik kuramadığı ifade edilen raporda, bununla birlikte, daha önce Irak İslam Yüksek Konseyi'ne bağlı milis grup olarak ortaya çıkan ve daha sonra partileşerek siyasi hayatta da etkili olan Bedir Örgütü lideri Hadi El Amiri'nin de Haşdi Şaabi üzerinden büyük bir etkinlik sağladığı ve popülaritesinin arttığı vurgulandı.

- "Gruplar İran tarafından destekleniyor"

Haşdi Şaabi içerisinde yer alan grupların askeri, silah ve lojistik açıdan İran tarafından desteklendiğine dikkat çekilen raporda, "Bu süreçte ayrıca İran'ın Irak'taki etkisinin de hissedilir derecede arttığı görülmektedir. İran'ın Haşdi Şaabililere her konuda destek verdiği açık olarak belirtilmektedir" denildi.

Raporda, mevcut durum itibariyle İran'ın Haşdi Şaabi ve Irak siyasetindeki ağırlığının gittikçe arttığı ve grup üzerindeki İran kontrolü ve denetimi kırılmadığı sürece hem Haşdi Şaabi yapısının Iraklı kimliğinin gittikçe kaybolabileceği hem de İran'ın Irak'taki kontrolü artabileceği kaydedilerek, "Bu durum Irak'ın bağımsız politika geliştirmesinin önüne geçebileceği gibi iç siyasi ve güvenlik dengesini de bozabilecek ve Irak'taki istikrarsızlığı artırabilecektir" ifadelerine yer verildi.

Haşdi Şaabi bünyesinde yer alan milis güçlerin varlığının devam edip etmeyeceğinin de tartışmalı olduğu vurgulanan raporda, milis güçleri legalize etme çabalarına rağmen, Sünni ve Kürt halkın bu gruptan tedirgin olduğuna dikkat çekildi.

Haşdi Şaabilerin, denetimsiz olmaları ve kontrol ettikleri alanlardaki yönetimi de ellerinde bulundurmaları nedeniyle bağımsız hareket ettiği ifade edilen raporda, yapı içerisindeki bir grup insanın hırsızlık, gasp, adam kaçırma, haraç alma gibi eylemler yapmaya başlamasının halkı tedirgin ettiği vurgulandı.

Raporda, şu bilgilere yer verildi:

"Son olarak, IŞİD (DAEŞ) tehdidi geçmesinin ardından bu milis güçlerin Irak güvenlik güçlerine entegrasyonu sağlansa bile, bu güçlerin ideolojik ve siyasi olarak grupsal bağlılıklarının devam edeceğini söylemek mümkündür. Bu milis yapılar hükümette yer almasalar bile hakim ya da etkili oldukları bölgelerde idari paylaşımdan pay almak isteyebilecektir. Böylece merkezi hükümetin gevşek bir yapıya dönüşerek yerelleşmenin artmasına yol açması muhtemeldir. Yaşanan bu süreç Sünnilerin siyasi ve güvenlik denklemi içerisinde yer almadan Irak'taki güvenlik ve siyasi istikrarın yakalanamayacağının en büyük göstergesi olmuştur."

Haber Ara