Dolar

32,5029

Euro

34,9036

Altın

2.431,49

Bist

9.915,62

Hak-İş 13. Olağan Genel Kurulu

Hak-İş 13. Olağan Genel Kurulu

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-22 14:51:49

Hak-İş 13. Olağan Genel Kurulu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben çıkıp da bu makamda 'şuna oy verin, buna oy verin veya vermeyin' diyemem. Ama bugün burada diyorum ki kime oy verdiğinize iyi bakın. Teröre, teröriste, terör örgütlerine karşı cesur olun" dedi.

Erdoğan, Hak-İş'in 13. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, bugün şahsına ve ailesine yönelik saldırıların tamamının aslında millete ve milli iradeye yönelik olduğunu söyledi.

Milletin doğrudan oyları ile iş başına gelen Cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin veya kişilerin hedefinin, o Cumhurbaşkanı değil, onun temsil ettiği ülke ve millet olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunlar şahsımdan değil sizden, emekçiden, emekçinin alın terinden rahatsızlar; emekçinin o ter kokusundan... İşine başlarken bismillah diyen dilinden... İman dolu kalbinden, vatan sevdasından, millet sevdasından, bayrak sevdasından rahatsızlar. Hiç kimsenin endişesi olmasın; ne terör örgütlerinin, ne manşetlerin, ne de paralel yapıların bu ülkeye istikamet çizmelerine asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin fertlerinin arasına fitne tohumlarının saçılmasına göz yummayacaklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Hayatım boyunca bu milletin dertlerine çare, deva üretmenin mücadelesini verdim. Kürt kardeşlerimizin yaşadıkları sorunlar, aynen benim de sorunum oldu. Onların yaşadığı acıyı, maruz kaldıkları zulmü iliklerime kadar ben de hissettim. Ama bu ülkede, bu tür zulmü sadece Kürt kardeşlerim yaşamadı ki. Türk'ü de Laz'ı da Çerkez'i de Abaza'sı da Boşnak'ı da Roman'ı da Arnavut'u da hepsi yaşadı. Ama varsa yoksa sadece tek unsuru konuşmanın ne kadar art niyetli olduğunu söylemek zorundayım. 2001 yılında daha parti kuruluş çalışmaları sonrasında Kürt kardeşlerimizin sorunlarını parti programının en merkezine aldık. O aşamadan itibaren de Genel Başkan, Başbakan olarak, Kürt kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için sözümüzün arkasında durduk ve gerçekten zorlu bir mücadele verdik. Dedik ki bu ülkede biz ret sorununu ortadan kaldırdık, inkar sorununu ortadan kaldırdık, asimilasyon sorununu ortadan kaldırdık ve 'kardeşlerimiz' dedik, bağrımıza bastık."

-"Kürt kardeşlerimizi öteleştirenlerden olmadık"

"Bakın bugün çok normalmiş gibi gelebilir. Ama öyle adımlar attık, öyle reformlar yaptık ki 2001'de bunların değil telaffuzu, tahayyülü bile mümkün değildi" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz Kürt kardeşlerimizi ötekileştirenlerden olmadık, onlara farklı gözlerle bakanlardan olmadık, ona uzaktan, dışarıdan bakanlardan olmadık. Kardeş kardeşine nasıl bakarsa, bir evin içinde ailenin fertleri nasıl bakarsa, biz de Kürt kardeşlerimize öyle baktık, öyle bakıyoruz, öyle bakacağız. Neden? Çünkü, biz yaratılanı Yaradandan ötürü sevdik de onun için. Bizim ülke olarak fiziki sınırlarımız Misak-ı Milli sınırlarından ibaret olabilir ama bizim gönül sınırlarımız, fikir sınırlarımız, kültür sınırlarımız, değer noktasındaki sınırlarımız hiç kimsenin tahayyül edemeyeceği kadar geniştir. Sınırlar ülkeleri birbirinden ayırır ama kardeşliği ayıramaz. Myanmar'daki benim kardeşim mi, Açe'de ki benim kardeşim mi? Libya'da, Mısır'da kardeşim mi? Kardeşim. Filistin'de, Suriye'de kardeşim mi ? Kardeşim. Irak'ta kardeşim mi? Kardeşim. Türkistan'da, ta Doğu Türkistan'da, Tacikistan'da, Özbekistan'da, Kazakistan'da, Türkmenistan'da, Azerbaycan'da bunlar bizim kardeşimiz mi? Kardeşlerimiz. Biz bunlardan ayrı olabilir miyiz? Olamayız. Her zaman bağrımıza bastık, bağrımıza basıyoruz, bağrımıza basacağız. Biz sadece aynı topraklarda yaşadığımız Kürt ve Arap kardeşlerimize değil, sınırlarımızın ötesindeki Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize de aynı kardeşlik hissiyatıyla baktık, aynı nazarla yaklaştık. Nasıl ki Saraybosna'ya sıkılan kurşunu kendimize sıkılmış gibi hissettiysek, nasıl ki Gazze'ye yağan bombayı kendimize atılmış gibi hissettiysek; Halepçe'ye atılan bombayı, Bağdat'a, Basra'ya, Musul'a, Kerkük'e, Şam'a, Halep'e, Kobani'ye atılan her bombayı da kendimize atılmış gibi hissettik. Neden? Çünkü biz kardeşiz. Neden? Çünkü biz Selçuklu'nun, Osmanlı'nın torunlarıyız. Neden? Çünkü biz aynı kıbleye dönen insanlarız. Kürt'ü Türk'ten, Türk'ü de Kürt'ten ayırmaya, Arap'tan ayırmaya hiç kimsenin gücü yetmedi, yetmeyecek."

- "Böyle bir densizliğin altına imza atılmamalıydı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta çok elim bir hadise yaşandığını belirterek, "Diyarbakır'da bir belediye, Hz. Peygamberi, alemlere rahmet olarak gönderilmiş efendimizi son derece edepsizce, ahlaksızca resmeden karikatürü duvarlara astı. Şu anda hukuk bir süreç başlattı, yargıda bir süreç başladı. Temenni ediyorum ki gereğini en ideal şekilde yapacaktır. Ama bu edepsizce hareket, aslında bu zihniyeti ortaya koyması bakımından son derece önemlidir" diye konuştu.

Diyarbakır'da Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'dan sonra 5. Harem-i Şerif kabul edilen Ulu Cami'nin olduğunu; Mekke ve Medine'den sonra dünyada en çok sahabe kabrinin olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu edepsizlik hiç bir yerde yapılmamalı ama Diyarbakır'da hiç yapılmamalıydı. Selahaddin Eyyübi'nin, Kudüs fatihinin evlatlarının yaşadığı bir şehirde, böyle bir densizliğin altına imza atılmamalıydı. Maalesef bunu yaptılar" dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, bunu kimin yaptığının, hangi siyasi partinin, hangi siyasi partinin mensubu bir belediyenin yaptığının önemli olmadığına işaret ederek, burada meselenin siyaset de olmadığını, meselenin zihniyet olduğunu bildirdi.

- "Bu benim kanıma dokunuyor"

"Burada mesele, kan akıtan, masum insanları katleden, Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan, Hz. Peygamber'e edepsizce dil uzatan bir zihniyetle benim kürt kardeşimin ilişkisidir" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu benim kanıma dokunuyor. Şu partinin, bu partinin kurucusu olduğum, genel başkanlığını yaptığım için değil, siyasi görüşlerimden, fikirlerimden, ırkımdan, kabilemden, mezhebimden dolayı değil, bir insan, bir Müslüman olarak bu kanıma dokunuyor. Ben çıkıp da bu makamda 'şuna oy verin, buna oy verin veya vermeyin' diyemem. Ama bugün burada diyorum ki kime oy verdiğinize iyi bakın, iyi görün; akıl edin, düşünün. Ben Kürt kardeşimle her zaman gönül diliyle konuştum, şimdi de diyorum ki teröre, teröriste, terör örgütlerine karşı cesur olun. Diyorum ki kutsal değerlerimize dahi pervasızca hakaret eden bu densizlerle aranıza cesaretle mesafeyi koyun. Diyorum ki paralel yapıyla, bir kısım medyayla, Türkiye'nin düşmanlarıyla, Ortadoğu'nun canileri ile iş tutan, bu benim Kürt kardeşlerimin düşmanlarına karşı 'artık yeter' deyin, bunu yapın."

(Sürecek)

Haber Ara