Dolar

32,3784

Euro

34,7278

Altın

2.432,91

Bist

9.984,70

Gezi Parkı olaylarını adliyede protesto eden avukatların davası

Gezi Parkı olaylarını adliyede protesto eden avukatların davası

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-12-15 19:58:10

Gezi Parkı olaylarını adliyede protesto eden avukatların davası
Taksim Gezi Parkı odaklı eylemlerde yaşanan olayları, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda protesto eden ve polislerce zor kullanılarak dağıtılan 41'i avukat 44 kişinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşması, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük duruşma salonunda yapıldı. Duruşmaya, 39 sanık avukat katılırken, bu sanıkları 100'ü geçkin avukat temsil etti. Duruşmayı CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile Adana, Mersin, Gaziantep ve Hatay Barosu Başkanları da izledi.

Duruşma başlamadan önce salonda bulunan avukatlar ve izleyiciler, Diyarbakır'daki terör saldırısında hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

Hakim salona geldikten sonra sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Bu sırada, sanık avukatlarından Sinan Zincir ve Suat Eren'in sorulara Kürtçe cevap vermesi üzerine, diğer sanıkların kimlik tespitine geçildi.

Duruşmada iddianamenin okunmasının ardından, tüm sanıklar adına söz alan avukat Volkan Gültekin, davanın sanıklarından olan meslektaşları Hüseyin Kaçmaz'ın Silopi'deki sokağa çıkma yasağı nedeniyle duruşmaya katılamadığını söyledi.

- "15 dakikalık bir şiddet vardı"

Mahkemelerin usul tartışmasına girmeden beraat kararı verebileceğini savunan Gültekin, "Müdahalede adliyedeki 3 arkadaşımızın atleti bile yırtılmıştı. Yasada kolluk olarak tanımlanmayan özel güvenlik görevlileri polis gelmeden avukatlara müdahalede bulundu. Sonra çevik kuvvetle beraber saldırdılar. 70 yaşındaki avukat Ali Rıza Dizdar'ı kollarından çekerek düşürmeye çalıştılar. Belirtildiği gibi ihtar falan yok, arka arkaya dinmeyen 15 dakikalık bir şiddet vardı" diye konuştu.

Gültekin, savcıyla görüşmeye çalıştıklarını ancak bulamadıklarını, otobüse bindirilen avukatlara işkence yapıldığını öne sürdü.

Ceza sınırı 3 ay olan bir eylem nedeniyle daha büyük suçların işlendiğini, Anayasal gösteri hakkının suç sayıldığını ve adliyede herhangi bir işleyişin aksamadığını iddia eden Gültekin, "İddianamenin kabul kararında mahkemenin gerekçesi yok. Hukuka aykırı deliller var. Müşteki olarak ifadesi alınanlar aslında tanıklar. Onların tanıklıkları kabul edilemez. Onlarla ilgili de suç duyurusunda bulunduk. Elde edilen görüntüler delil sayılamaz" savunmasını yaptı.

Suça konu eylemi olaydan sonra avukatların da gerçekleştirdiğini ve adliyede binlerce avukatın toplanıp aynı şekilde protestoda bulunduğunu belirten Gültekin, "Bir suç varsa bunu biz de işledik. Başsavcı da aynı yerde açıklama yaptı. Bunlar suç sayılmadı. Avukatların eski kayıtları dosyaya konularak masumiyet karinesine aykırı davranılıyor. Derhal beraat kararı verilmelidir" ifadesini kullandı.

- Beraat talepleri reddedildi

Sanık avukatlarından Baran Doğan da uyuşmazlık bulunmadığını ve derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu.

Avukatların "beraat" talebini, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yeri olmadığı gerekçesiyle reddeden hakimle avukatlar arasında kimi zaman usul tartışması yaşandı.

Yeniden söz alan avukat Volkan Gültekin, avukatların yargılama yerinin ağır ceza mahkemeleri olması gerektiğini belirterek, görev yönünden de itirazda bulundu. Gültekin, "Zekeriya Öz kaçmasa emri verdiği için onun da yargılanmasını sağlayacaktık. Kaçtığı için haklarındaki soruşturma uzadı. Bu, mesleğe yapılmış bir saldırıdır. Bu suç için emri veren Zekeriya Öz dahil sorumlular yargılanmalı. Onlarla yüzleşeceğiz ve delil tartışması yapacağız" dedi.

Gültekin'in görevsizlik talebi de olayın avukatlık mesleğiyle ilgili olmadığı gerekçesiyle reddedildi.

- "Ben bir Tahir Elçi'yim"

Duruşmada savunma yapan sanık avukatlardan Ali Rıza Dizdar, meslektaşlarını işkence edilerek götürülmesine karşı gelmesinin suç sayılması durumunda o suçu kabul edeceğini belirterek, "Bu suçtan mutluluk duyuyorum. Haince bir saldırıydı. Spor camiasından tanındığım için polislerden biri bana yanaşıp, 'Zekeriya Öz bunları aldırtacak' dedi. Ben oradan gidemezdim. 'Hoş geldiniz' mi deseydim. Adalet yoksa, demokrasi yoksa, barış yoksa avukat olarak ben varım. Ben bir Tahir Elçi'yim. Bir avukatım ve adaleti, barışı, demokrasiyi ölene kadar da savunacağım" diye konuştu.

Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların savunmalarının SEGBİS (görüntü-kayıt) sistemiyle alınabilmesi için duruşmayı 6 Nisan 2015'e erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Taksim Gezi Parkı odaklı eylem sürecinin yaşandığı 11 Haziran 2013'te, öğlen saatlerinde, gösteri yürüyüşü yapılması kanunen yasak olan Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın C girişinde, heykellerin bulunduğu alanda toplanan, bir kısmının üzerinde avukat cübbesi bulunan yaklaşık 50-60 kişilik grubun alkışlarla, "Her yer Taksim, her yer direniş, yaşasın mücadelemiz, kahrolsun faşizm ve polis dışarı" sloganları attığı belirtiliyor.

Adliyede görevli polis memurları ve özel güvenlik görevlilerince grubun etrafında tedbir alındığı ve protestocu topluluğun defalarca yapılan ihtara rağmen protesto gösterisine ve slogan atmaya devam ettiği aktarılan iddianamede, dönemin güvenlikten sorumlu Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Ateş'i telefonla aradığı ve "protestocu grubun gösteriye devam etmesi halinde yakalanması ve müracaattan sorumlu cumhuriyet savcısının vereceği talimat doğrultusunda hareket edilmesi" talimatını verdiği kaydediliyor.

İddianamede, protestocu grupla etrafını çeviren görevliler arasında zor kullanılması sırasında kargaşa meydana geldiği, şüphelilerin görevlilere karşı koydukları ve İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden 27 Ocak 2014'te alınan rapora göre bazı mağdur-şikayetçilerin yaralanmasına neden olunduğu öne sürülerek, şüphelilerle ilgili olarak gerek Başsavcıvekili Zekeriya Öz ve gerekse müracaat savcısı Abdülrezzak Aydın tarafından gözaltına alınmalarına ilişkin herhangi bir talimat verilmediği dile getiriliyor.

İddianamede, protesto gösterisinin Taksim Gezi Parkı hadiseleri olarak bilinen ve çeşitli gruplarca devam ettirilen protesto gösterilerine destek amaçlı olup, avukatlık göreviyle ilgisinin bulunmaması nedeniyle genel hükümler uyarınca yürütüldüğü belirtilerek, şüphelilerin, "2911 sayılı kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerinde, ihtara ve zor kullanmaya karşın dağılmamakta ısrar etmek" suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Haber Ara