Nuceyfi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Felluce'de mahsur kalan sivillerin durumu ve Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi'nin işlediği suçların terörle mücadele üzerindeki etkisini değerlendirdi.
Terör örgütü DAEŞ'in elindeki Felluce'den kaçmaya çalışan sivillerin, Haşdi Şabi unsurlarının kötü uygulamalarına maruz kaldığını söyleyen Nuceyfi, "Kentte mahsur kalan sivillere yönelik Haşdi Şabi tarafından işlenen suçlar, çok kötü bir mesaj taşıyor. Verilen mesajda DAEŞ sonrası Irak'ta Sünniler için istikrar ve barışın gelmeyeceğini işaret ediyor. Aynı zamanda sürekli DAEŞ ile bağlantıları oldukları gerekçesiyle suçlanıp, hak ihlallerine maruz kalacakları hissini güçlendiriyor." diye konuştu.
Kentin geri alınması için başlatılan askeri operasyondan sorumlu kişinin Irak Başbakanı Haydar el-İbadi olduğunu hatırlatan Nuceyfi, "Kurtarma operasyonunun başladığı gece Başbakan tüm sorumluluğu üstlendiğini beyan etti. Söz konusu operasyonda meydana gelecek tüm insan hakları ihlalleri ve diğer suçlardan sorumlu tutulacak kişilerden birisi de kendisidir." görüşünü dile getirdi.
Nuceyfi, Felluce'de yaşanan insanlık dramının önüne geçilmesi ve sivillerin güvenli bir şekilde başka bölgelere tahliyesi edilmesi için bazı girişimlerde bulunduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Öncellikle ABD'nin Bağdat Büyükelçisi (Stuart Jones), Başbakan İbadi ve diğer bakanlara bazı önerilerde bulunup, kendilerine yardım talebi götürdük. Kentten çıkmayı başaranların güvenli bir şekilde Kürdistan bölgesine veya başka bölgelere gönderilmesini uygun bulduğumuz ilettik ancak mevcut durumda beklemekten başka elimizden gelen bir şey yok. Doğrusunu söylemek gerekirse, kentten kaçan sivillerin birçoğu Şii milislerin elinde ve bu milisler de bizim önerilerimize kulak asmıyor."
- "DAEŞ'ten daha radikal bir grubun ortaya çıkması yüksek bir ihtimaldir"
DAEŞ'in kontrolündeki bölgelerden kaçan sivillerin akıbeti hakkında farklı kaynaklardan ellerine geçen bilgileri de paylaşan Nuceyfi, "Kentten çıkanların bir kısmının idam edildiği ve bir kısmının ise serbest bırakıldığı bilgisi elimize geçti. Alıkonulan sivillere çok kötü davranıldığını öğrendik. İnsan hakları bağlamında büyük bir hak ihlalinin o bölgede yaşandığı kanısındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Nuceyfi, Irak'taki Sünnilerin uzun bir dönem yalnız ve çaresiz bırakıldığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Irak'taki Sünniler, uzun bir dönem yalnız, çaresiz ve tek başına bırakıldı. DAEŞ, Sünnilerin bu durumundan çok iyi bir şekilde faydalandı. Dünyanın aynı felaketlerle karşı karşıya kalmaması için önceki politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Aksi takdirde ilerleyen süreçte DAEŞ'ten daha radikal bir grubun ortaya çıkması yüksek bir ihtimaldir."
- "Sivillere yönelik ihlaller, Musul'u kurtarma operasyonunu etkileyecek"
Irak'ın diğer Sünni bölgelerinde DAEŞ'e karşı yürütülen tüm operasyonların sonucunun ve sivillere yönelik ihlallerin doğrudan Musul'u kurtarma operasyonunu da etkileyeceğini vurgulayan Nuceyfi, "Felluce'de yaşananlar, Sünnilerin Haşdi Şabi konusundaki kaygılarının haklı olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bu şekilde devam ederse ve Şii milisler Musul'a yönelmek isterse, daha kötü bir felaket ortaya çıkacaktır." ifadelerini kullandı.
Iraklı Sünnilere iyi bir gelecek vadedilmesi gerektiğini ifade eden Nuceyfi aksi takdirde radikal gruplara yönelimin söz konusu olacağına dikkati çekti.
- "Kasım Süleymani resmi olarak İran hükümetini dahi temsil etmiyor"
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi'nin Ürdün'ün başkenti Amman ziyaretinde "İran Devrim Muhafızları'nın ülke dışındaki operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin, Irak topraklarında hükümetin bilgisi dahilinde askeri müsteşar olarak görev yaptığı" şeklindeki açıklamalarına dair ise Nuceyfi şunları kaydetti:
"Kasım Süleymani resmi olarak İran hükümetini dahi temsil etmiyor. Süleymani, Kudüs Gücü'nü temsilen bölgede bulunuyor. Birçok ülke tarafından bu güç kara listeye alınmış durumda. Irak hükümeti kara listede yer alan bir adamı nasıl resmi bir askeri müsteşar gösterebiliyor. Bence bu çok kötü bir durum. Irak'ın doğru bir yolda gitmediğini işaret ediyor. Böyle bir adam yerine resmi bir şekilde İran hükümetiyle ilişkiye girmeleri bizim açımızdan daha iyi."
