Dolar

32,4081

Euro

34,8056

Altın

2.436,12

Bist

10.082,77

Davutoğlu iftarda partisinin milletvekilleriyle bir araya geldi

Davutoğlu iftarda partisinin milletvekilleriyle bir araya geldi

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-25 23:12:16

Davutoğlu iftarda partisinin milletvekilleriyle bir araya geldi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Suriye'deki hiçbir kanda Türkiye'nin tek bir nebze katkısı olmadığı gibi DEAŞ terör örgütüne karşı da en açık tavrı Türkiye sergilemiştir ve bütün bunlar sadece ve sadece iftiradan, ithamdan ibarettir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenen iftar programında AK Parti milletvekilleriyle bir araya geldi.

Davutoğlu, 2002, 2007 ve 2011 seçim dönemlerinde farklı coğrafyalarda savaşların ve çatışmaların meydana geldiğini anımsatarak, şimdi de Türkiye'nin çevresinde olağanüstü şartların yaşandığını söyledi.

AK Parti'nin 13 yıllık döneminde kendisinin dış politikanın hemen her safhasında bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başdanışman olarak Kıbrıs müzakerelerinde, Irak savaşı sürecinde, Dışişleri Bakanı olarak daha sonra bütün süreçlerde hepsini içinden yaşadım ve gururla, onurla söylüyorum ki bir gün bu dönemin tarihi yazıldığında kimse AK Parti kadroları için en ufak bir leke dahi isnat edemeyecektir. Hep başımız dik olduk ama haksız hiçbir savaşın içinde olmadık. Hiçbir zaman teröre destek vermedik, hiçbir zaman bir zalimin elinden tutup bir mazluma zulmetmesine yardımcı olmadık. Hiçbir kanın dökülmesinde payımız yoktur. Her zaman arabuluculuk yaptık, barışı inşa etmeye çalıştık. Bugün karanlıklar ülkesi gibi görünen, karanlık bir gelecek içinde bulunan Suriye ile İsrail'i, Suriye ile Irak'ı barıştırmak için aylarca yıllarca nasıl çalıştığımızı dünya alem bilir. Bosna Hersek'le Sırbistan'ı nasıl bir araya getirdiğimizi dünya alem bilir, birbirleriyle görüşmeyen Afganistan ile Pakistan'ı üçlü mekanizmalarda nasıl bir araya getirdiğimizin kayıtları diplomasi kayıtlarında vardır. Gürcistan krizi devam ederken nasıl bütün Kafkasya'yı birleştiren bir barış projesi gerçekleştirdiğimizi de herkes bilir."

Güney Sudan ve Sudan arasındaki ihtilafların çözümünde, Somali'deki taraflar arasındaki barış görüşmelerinde de kendilerinin barışı ve insanlığın selametini savunduklarını söyleyen Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ama şimdi özellikle Suriye'de masumlara sahip çıktığımız için özellikle Filistin davasında hiçbir zaman boyun eğmediğimiz için uluslararası bir kampanyayla karşı karşıyayız. Bu kampanya Türkiye'nin Suriye'de bir terör örgütüyle işbirliği yaptığı yalanını, iftirasını, hakaretini, ithamını yaymaya çalışıyor. Bu kampanya sayın Cumhurbaşkanımızı, dışişleri bakanıyken ve şimdi beni ve bizim devlet kurumlarımızı, başta MİT olmak üzere, hedef ediniyor. Çünkü onlar biliyorlar ki güçlü ve ayakta bir Türkiye'nin olduğu yerde, çevresinde zulme sessiz kalmayacaktır. Nitekim Suriye savaşının başladığı ilk andan bu yana hem Suriye rejimine karşı çıktık. Önce ikna etmeye çalıştık, ikna olmayınca karşı çıktık."

Davutoğlu, DEAŞ terör örgütünü 10 Ekim 2013'te ilk olarak kendilerinin terör örgütü olarak ilan ettiklerini hatırlatarak, "Çünkü biliyorduk ki bu tür örgütler bir maşa gibi çıkarılırlar, hem İslam'ın adını lekelemek hem de kardeşi kardeşe kırdırmak için en kanlı cinayetleri işletirler" dedi.

"İlk günden tavrımızı belirledik" ifadesini kullanan Davutoğlu, şu görüşlere yer verdi:

"Ondan sonra da biz her zaman Özgür Suriye muhalefetinin, Suriye koalisyonunun yanında durduk, rejimin karşısında durduk ve DEAŞ'ın karşısında durduk. Şimdi o günden bugüne öyle bir kampanya yürütüldü ki MİT tırlarına baskın üzerinden, Kobani olayları üzerinden sadece Türkiye'yi uluslararasında mahkum edecek ama önemli olan sadece Türkiye'yi mahkum etmek değil Türkiye'deki iktidarı da bu suretle suçlu makamına oturtmak için gizli açık her türlü kampanya yürütüldü ve bu kampanyaya Türkiye içinden destek verenler, su taşıyanlar oldu. MİT tırları baskını bunun en çarpıcı örneğidir. Muhalefet sorumsuzca yurt dışından Türkiye hakkında yürütülen bu kampanyalara destek verdi. Halep'te Arap, Türk, Kürt katledilirken sessiz kalan HDP'nin o günkü temsilcileri rejimle işbirliği halinde oradaki mazlumlara zulmedilmesine yardımcı olanlar DEAŞ'la bir yılı aşkın süre hiç birbiriyle çatışmayarak yan yana yaşayanlar belli yerlerde onlarla işbirliği yapanlar şimdi tekrar Türkiye'ye dönük ithamlarda bulunuyorlar."

"Kobani olaylarında da aynısını yaptılar" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Birileri düğmeye basıyor ve Kobani olayları esnasında hem Türkiye'yi itham eden bir uluslararası kampanya başlatılıyor hem de arkasından 6-7 Ekim olaylarının hemen öncesinde bugün HDP'nin Eş Başkanı Demirtaş bir tweetle halkı sokağa dökmek için çaba sarf ediyordu. O gün de bugün de hiç kimse Türkiye'nin Kobani'ye dönük saldırılarda bir nebze payı olduğunu ispat edemedi, edemeyecek" dedi.

Türkiye'nin Kobani olayları döneminde üç günde 130 bin, bir haftada ise 197 bin Kobanili'ye ev sahipliği yaptığını anımsatan Davutoğlu, "Sınırlarımızı açtık, sınırlarımızı açtığımızda daha önce açtığımızda karşı çıkanlar o zaman kapattığımız ithamında bulundular. Arap, Kürt, Türk, Müslüman, Hristiyan, Yezidi hiçbir ayrım gözetmedik, bedelini ödedik ama insaniyetimizden bir nebze feragat göstermedik. Biz onların hepsine insan olarak baktık, sadece insan, sadece kardeş, sadece muhabbet duyduğumuz bir coğrafyanın insanları olarak baktık. Onlar açken, onlar susuzken onlar bomba altındayken Ramazan sofrasında biz hiçbir zaman rahat oturmadık" diye konuştu.

Bugün sabah saatlerinde Kobani'ye DEAŞ terör örgütünün saldırı gerçekleştirdiğini hatırlatan Başbakan Davutoğlu, saldırının Kobani'nin güney ve batısında olduğunu söyledi.

Saldırıda bir çok masumun katledildiğini dile getiren Davutoğlu, 135 Kobanili yaralının Türkiye'de farklı hastanelere sevk edildiğini ancak 4'ünün hayatını kaybettiğini bildirdi.

Davutoğlu, "Nereye gittiler, nereye sığındılar? Türkiye'ye, Türkiye kapısını açtı. Ama HDP Eş Başkanı ilerleyen saatlerde açıklama yaptı ve Türkiye'nin DEAŞ'a yardım ettiğini Kobani saldırısında iddia etti. Sonra da şunu dedi, 'Eğer yardım etmedilerse ispat etsinler' Allah aşkına dünyanın neresinde vardır olmayan şeyin ispat etme çağrısı. Eğer yardım ettiysek onlar ispat etsin, iddia edenin üzerine düşer ispat" diye konuştu.

-"Sadece iftiradan, ithamdan ibaret"

Bu gelişmeler üzerine Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve İçişleri Bakanını ayrı ayrı kabul ettiğini söyleyen Davutoğlu, daha sonra da birlikte bir değerlendirme yaptıklarını ve detayları aldığını anlattı.

Davutoğlu, "Buradan özellikle tahrik etmek istedikleri Kürt kardeşlerimize seslenerek, vurgulayarak bir kez daha duyurmak istiyorum, Suriye'deki hiçbir kanda Türkiye'nin tek bir nebze katkısı olmadığı gibi DEAŞ terör örgütüne karşı da en açık tavrı Türkiye sergilemiştir ve bütün bunlar sadece ve sadece iftiradan, ithamdan ibarettir" dedi.

-"Türkiyelileşmekten bahsediyorlarsa önce bu ülkeye saygı göstermeyi öğrenecekler"

"Geçmişte olduğu gibi bugün de kim olursa olsun Suriye ve Irak'taki kardeşlerimize yönelik saldırılar Türkiye'ye yapılmış demektir" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bütün detayları biliyoruz, bütün kayıtlar elimizde. Bir kez daha diyorum, Türkiye'nin DEAŞ'la işbirliği yaptığını ispat eden veya iddia eden ispat etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde daha iki gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında ettiği yemini unutarak ait olduğu ülkeye, temsil ettiği millete bu ağır ithamda bulunanları, başta HDP Eş Başkanı olmak üzere özre davet ediyorum. Onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üyeleri. Türkiye'yi uluslararası alanda küçük düşürecek, uluslararası alanda haksız bir ithamla karşı karşıya bırakacak suçlamalara karşı önce onların hakikat arayışı içerisinde olması lazım. Daha olay cereyan ettikten birkaç saat sonra hemen hedeflerini oklarını Türkiye'ye yöneltenler demokratik ve barışçıl bir siyasetin parçası olamazlar. Türkiyelileşmekten bahsediyorlarsa önce bu ülkeye saygı göstermeyi öğrenecekler."

(Sürecek)

Haber Ara