Dolar

32,4839

Euro

34,7018

Altın

2.407,25

Bist

10.045,74

Darbe girişimine ilişkin 'Genelkurmay çatı' davası

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de aralarında yer aldığı 221 kişinin yargılandığı 'çatı' davasında, sanıklardan olay tarihinde yarbay olan Doğan Üstüntaş ile Yüzbaşı Gökhan Akdağ'ın savunmaları alındı- Üstüntaş, karargahtaki emniyet subayı Yarbay Gökhan Eski'nin kendilerine MP-5 silah dağıttığını belirtt

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-06 17:50:53

Darbe girişimine ilişkin 'Genelkurmay çatı' davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı "çatı" davasında, olay tarihinde yarbay rütbesiyle karargahta görev yapan Doğan Üstüntaş ile yüzbaşı rütbesiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan Gökhan Akdağ'ın savunmaları alındı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, olay tarihinde yarbay rütbesiyle karargahta görev yapan sanık Doğan Üstüntaş, savunma yaptı.

İddianamede, darbe girişimi sırasında silahlı olarak Genelkurmay Karargahının Kuzey Nizamiyesinin güvenliğini sağladığı bildirilen Üstüntaş, darbeye iştirak suçlamasını reddederek savunmasına başladı.

Darbe girişiminden önce KKTC'ye atandığını ancak ilişik kesmediğini ifade eden Üstüntaş, darbe girişimi günü, eşyalarını koymak üzere TOKİ'den ev aldığını ve mesaisine devam ettiğini anlattı.

Olay tarihinde Harp Akademilerinde kurs alan bir şube müdürüne vekalet ettiğini, bu şubenin MGK toplantılarını koordine ve üst düzey ziyaretçilere verilecek brifinglerle görevli olduğunu kaydeden Üstüntaş, 15 Temmuz ve öncesinde bu konularla ilgilendiklerini, olay akşamı komuta katına da bu çalışmalar çerçevesinde görüşmeye gittiğini savundu.

Odada bulunduğu sırada koridordan bazı sesler duyması üzerine dışarı çıktığını, "Acil durum var, dışarıda toplanıyoruz" denildiğini ve beraber çalıştığı arkadaşlarına bunu aktardığını ifade eden Üstüntaş, bahçede bir yerde 25-30 kişinin toplandığını gördüğünü bildirdi.

- Terör tehdidi ve silah dağıtımı

Üstüntaş, "Doğan Öztürk'ün orada olduğunu hatırlıyorum. Genelkurmaya yönelik terör tehdidi haberi aldıklarını, nöbet mevzilerini takviye etmemiz gerektiğini söyledi. Özel Kuvvetlerin karargaha geleceğini, emir komutanın onlarda olacağı, bizim de silah alacağımız söylendi. Karargahtaki emniyet subayı Yarbay Gökhan Eski, bize MP-5 silah verdi" diye konuştu.

Sonrasında Kuzey Nizamiyeye gittiklerini, burada nöbetçiler bulunduğunu aktaran Üstüntaş, şunları kaydetti:

"Ne olduğunu bilmiyorduk. Bazıları 'Tatbikat diye bir şey yok' dedi. 15-20 dakika sonra silah sesleri geldi. Şok içinde kaldık. Ne olduğunu açıkçası anlayamadık. Üzerimizde telefon ve telsiz yoktu. Ne olduğunu uzman çavuşa soruyorduk. O da telsizden duyduğu kadarıyla bize anlatmaya çalışıyordu. Hava kararmaya yakın Özel Kuvvetler personeli geldi. Öncesinde çatışma sesleri geliyordu ama ne olduğunu anlayamıyorduk. Özel Kuvvetlerden 5-6 kişi geldi. O sıralarda İkinci Başkanın emir subayının vurulduğu söylendi. Dolayısıyla terör saldırısı olabileceği algısına kapıldık. Helikopter seslerini duymaya başladık. Bir şeyler vardı ama biz anlamlandıramıyorduk."

Erlerin bulunduğu bir yerin önünden geçerken altyazıdan, "Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir kalkışma olduğu" yönünde Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamasını gördüğünü ifade eden Üstüntaş, "Darbenin olduğunu anlamlandırabildiğimi söyleyemem. Kaotik bir ortamda hareket tarzımın ne olacağını bilemez durumdaydım. Bildiğim şey ne? Kışlanın emniyeti. Onu uygulama yönünde gayret gösterdim" diye konuştu.

-Vurulan vatandaştan bahsetti

Üstüntaş, bulundukları kapının önünde bu sıralarda vatandaşların toplanmaya başladığını bildirerek, Özel Kuvvetlerden gelen bir kişinin önce havaya, ardından yere ateş ettiğini söyledi.

Nizamiye kapısının üstünden atlamaya çalışan bir gencin ayağını tutarak kaçtığını gördüğünü aktaran Üstüntaş, "Topuğundan vurulduğunu değerlendirdim. Gece boyunca gördüğüm tek üzücü olay budur. Onun dışında ateş etme, derdest etme, görmedim" diye konuştu.

Üstüntaş, darbe girişimi gecesi Korgeneral Salih Ulusoy ve Kamil Ilgaz ile karargah katına girmesine ilişkin şunları söyledi:

"Saat 03.45 sıralarında Korgeneral Salih Ulusoy Kuzey Nizamiye bölgesine geldi. Kendisi halkı ikna etmeye çalışacağını ancak Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki üst geçitten havaya ateş açıldığını söyledi. 'Halk galeyana geliyor. Bunu durduralım. Ben gidip halkı ikna etmeye çalışacağım' dedi. Biz de 'Komutanım, o tarafta ne olduğunu bilmiyoruz' dedik. Öyle dediği için onun peşinden gittik. Orada karargah havası yoktu. Çok dağınık bir görüntü vardı. Bütün personel dağınık bir vaziyetteydi. Halk içeri girmişti."

Üstüntaş, sabaha karşı bulundukları nizamiye önünde bazı polislerle konuştuklarını ve onlara, "Ne olduğunu bilmiyoruz" dediğini ifade etti.

Odasına giderek eşiyle o gece ilk kez telefonda konuştuğunu aktaran Üstüntaş, sabah saatlerinde parmaklıklardan atlayarak, birlikten çıktığını ve polise teslim olduğunu kaydetti.

Üstüntaş, "Başta FETÖ elebaşı olmak üzere bu darbe girişimini planlayan, bilerek ve isteyerek bunda yer alanları kınıyorum. Hayatımın hiçbir döneminde bu örgütle irtibatım olmadı" dedi.

Kardeşlerinden birinin ByLock kullandığına iddianamede yer verildiğinin anımsatılması üzerine Üstüntaş, "Bu, teyide muhtaç istihbarat bilgisi. Bildiğim kadarıyla tuşlu telefon kullanıyordu. Öyle bir şey varsa da cezasını çeksin" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Muhammet Aydın'ın, bir vatandaşın vurulduğunu söylediğini anımsatarak, vatandaşlara ateş açılmasına ilişkin sorusu üzerine Üstüntaş, "Halka öyle ateş açma falan yok. Kapılar zorlandı. Defalarca havaya ateş açıldı. Sonra topuğuna ateş edildi. Askere öğretilenler kapsamında normal. Normal. Şu anda da herhangi bir kışlaya gitseniz, bir askerin size göstereceği hareket tarzıdır." dedi.

Avukat Aydın'ın, "Halkın neye tepki gösterdiğini düşündünüz?" sorusuna da Üstüntaş, "Halk olanları bizden biliyor ama biz ne olduğunu bilmiyorduk" yanıtını verdi.

- Gökhan Akdağ'ın savunması

Duruşmada daha sonra, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Daire Başkanlığında yüzbaşı olan ve görevli olmamasına rağmen 16 Temmuz 2016 saat 01.00 sıralarında Kara Kuvvetleri Komutanlığından kalkan helikopterle karargaha inip, silahlı olarak darbeci personelle birlikte darbe faaliyetlerine katıldığı belirlenen sanık Gökhan Akdağ'ın savunması alındı.

Akdağ, 15 Temmuz 2016'da akşam yemeği sonrası görevine devam etmek üzere olduğunu, bu sırada Kara Kuvvetleri Komutanlığı garaj girişinde kamuflajlı askerler gördüğünü anlattı.

"Emniyet, tatbikat" gibi ifadeler duyduğunu bildiren Akdağ, sonra Genelkurmay Başkanlığına saldırıdan bahsedildiğini kaydetti.

Akdağ, sonrasında kendisinin de aralarında bulunduğu grubun Genelkurmay Başkanlığına helikopterle "takviye olarak" gönderildiğini kaydederek, "Genelkurmay Başkanlığına geldik. 5 kişiydik, üçünü tanımıyorum, biri İsmail Aydın'dı. Yeterince tank ve ZMA olduğunu gördük. Biz de yorgun olduğumuz için aracımızda bekledik" diye konuştu.

Karargaha gelmesinden gözaltına alınana kadar kimseye ateş etmediğini, kanuna aykırı emir almadığını ve kanuna aykırı eylemde bulunmadığını ifade eden Akdağ, FETÖ ile de bağı olmadığını savundu.

Akdağ, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Akdağ'ın avukatı ise müvekkilinin Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlerle ilgili de yargılandığını anlatarak, müvekkili hakkındaki dosyaların birleştirilmesini talep etti.

Dava yarına ertelendi.

Haber Ara