Dolar

32,3773

Euro

34,7143

Altın

2.428,52

Bist

9.985,06

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

'PYD/YPG'ye orada verilen her destek PKK'ya verilmiş dolaylı sadece askeri değil aynı zamanda lojistik, maddi, moral, propaganda desteğidir. Nitekim terör örgütü de bunu hem Avrupa'da hem başka yerlerde tepe tepe kullanıyor'- 'PYD ve YPG'lilerin kontrolü altında bulunan bölgelere kaç kişi döndü? Dönen yok. Niye dönmüyorlar? Çünkü baskı ve zulüm altında olacaklar. Gittikleri anda onlara 'Se

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-08-16 12:38:21

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, "PYD/YPG'ye orada verilen her destek PKK'ya verilmiş dolaylı sadece askeri değil aynı zamanda lojistik, maddi, moral, propaganda desteğidir. Nitekim terör örgütü de bunu hem Avrupa'da hem başka yerlerde tepe tepe kullanıyor." diye konuştu.

Kalın, Best FM'de yayınlanan "Konuşan Türkiye" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

ABD'nin PYD'ye verdiği silah desteğinin hatırlatılması üzerine Kalın, şunları söyledi:

"Sınırımızın güneyinde, ister Irak ister Suriye'de olsun, bir terör yapılanmasına, bunun adı özerk bölge, devletçik olur, asla izin vermeyiz. Türkiye burada kendi ulusal çıkarları, sınır güvenliği, vatandaşların can ve mal güvenliği, orada yaşayan Suriyelilerin ve Iraklıların can ve mal güvenliği için üzerine düşeni, hiç kimseden icazet almadan gereğini yapar. Bunun uygulamalarını da yaptık. Fırat Kalkanı Harekatı, sınırda yaptığımız temizlik harekatı buydu. Bundan sonra da bizim bu konudaki temel prensibimiz, kendi ulusal çıkarlarımızın güvence altına alınmasıdır. Bunu müttefiklerimizle elbette istişare ederiz ama son tahlilde kendi güvenliğimizden biz sorumluyuz. Bunu da yerine getirmek için gereğini yaparız."

ABD'nin Barack Obama döneminde başlayıp Donald Trump döneminde devam eden PYD/YPG'ye destek verme politikasının baştan yanlış olduğunu dile getiren Kalın, bu yanlışta hala ısrar edildiğini aktardı. Türkiye açısından büyük bir hata yapıldığının altını çizen Kalın, ABD'nin geçmişteki belgelerinde PKK terör örgütünün bir uzantısı olarak tescil ettikleri PYD'ye silah verdiklerine dikkati çekti.

O belgelerin birçoğunun resmi web sitelerinden kaldırıldığını anımsatan Kalın, bunun utanç verici bir durum olduğunu vurguladı.

- "PYD'ye verilen her destek, PKK'ya propaganda desteğidir"

İki yıl önce ABD Savunma Bakanlığı Pentagon ve CIA tarafından kamuyla paylaşılan raporlarda, PYD/YPG'nin PKK'nın Suriye uzantısı olarak tanımlandığını ifade eden Kalın, bu durumun çelişkili olduğunu, bir taraftan terör örgütleriyle mücadele ederken öbür tarafta terör örgütünün bir uzantısıyla angajmana girildiğini dile getirdi.

ABD'nin Türkiye gibi bir ülkeyi karşısına aldığını belirten Kalın şöyle devam etti:

"Bir NATO müttefiki olarak Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye atacak adımlar atıyorsunuz. Şunu kimse herhalde inandırıcı bulmuyordur: 'Bizim YPG'ye verdiğimiz silahlar sadece Rakka'da, Deyruz Zor'da kullanılacak. Türkiye'ye karşı asla kullanılmayacak.' Amerikalılar, bunu söylüyor ama bunun garantisini kim verecek? Sadece askeri ve silah anlamında değil, PYD/YPG'ye orada verilen her destek, PKK'ya verilmiş dolaylı sadece askeri değil aynı zamanda lojistik, maddi, moral, propaganda desteğidir. Nitekim terör örgütü de bunu hem Avrupa'da hem başka yerlerde tepe tepe kullanıyor. Bunu DAEŞ ile mücadele adı altında yapıyorlar. Burada geriye dönüp 'Son üç yılda DAEŞ canavarı nasıl hortlatıldı? Suriye'ye getirildi, alan açıldı?' sorularını sormamız gerekiyor. İki buçuk yıl önce Suriye'de DAEŞ yoktu. Hiç adını duymuş muyduk? Suriye'de muhalifler ve rejim vardı.

Özellikle Obama yönetimi, Avrupalılar bu işi uzattıkça, net bir tavır almadıkça mesele derinleşti. Suriye savaşı başka yerlere gitti. 2011 senesinde, olaylar yeni yeni başladığında, Sayın Cumhurbaşkanımızın çok yoğun çabaları ve temasları oldu. Esed rejimine o zaman bunun bir siyasi geçiş süreciyle halledilmesi gerektiği, vatandaşlarına temel hak ve hürriyetleri konusunda alan açması gerektiği, taleplerini karşılaması yönünde bizim çok telkinlerimiz oldu. Maalesef biz bundan netice alamadık."

- "DAEŞ'le mücadele etme, meşruiyet üreten bir unsur"

Türkiye'ye "Siz zamanında diplomasiyi kullanmadınız" şeklinde eleştiriler yöneltildiğine dikkati çeken Kalın, "Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür, diye bir söz var. Maalesef bizim 5 yıl önce yaptıklarımızı bile hatırlamadan bugün eleştiri getirenler var. Hayır bunlar denendi. O zaman da 'Nasıl olur da eli kanlı bir rejimle müzakere yürütürsünüz?' diye eleştiri getiriyorlardı. Biz bunu 9-10 ay denedik." dedi.

Türkiye'nin verdiği diplomasi mücadelesinde netice alamadığını anlatan Kalın, DAEŞ'in Irak'ta ortaya çıktığını, bir anda Musul'u ele geçirdiğini, Suriye'nin kuzey bölgelerine yerleşmeye başladığını aktardı.

80-90 ülkeden oluşan uluslararası koalisyonların 50 bin eli silahlı teröristi olan DAEŞ'i nasıl olup da ortadan kaldıramadığını soran Kalın, çok yakın bir zamana kadar Esed rejiminin DAEŞ'i bir defa bile vurmadığına işaret etti.

Bugün YPG ve PYD'ye verilen desteğin DAEŞ ile mücadele adı altında verildiğini aktaran Kalın, "Demek ki bunun zemini geçtiğimiz birkaç yıl içinde bir şekilde hazırlandı. Dolayısıyla DAEŞ'le mücadele etmenin kendisi tek başına meşruiyet üreten bir unsur haline geldi." dedi.

Türkiye'ye yöneltilen "Yabancı terörist savaşçılara göz yumuyor" suçlamalarına da atıfta bulunan Kalın, Avrupa'dan gelen insanların turist olarak geldiğini, alnında "Ben DAEŞ teröristi olacağım" yazmadığını vurguladı. Avrupalı ülkelere "Bunlar, sizin vatandaşınız, bu tedbiri sizin almanız lazım" dediklerini anlatan Kalın, bunların bir şekilde tedbir alınamadığı için ülkeye geldiklerinde Türkiye'ye bilgi verilmesi gerektiğini ifade etti.

"Biz her İngiliz, her Belçika vatandaşına potansiyel DAEŞ mensubu muamelesi yapsak, 'Türkiye'de seyahat özgürlüğü yok. Türkiye, güvenli bir yer değil' öne çıkartılmaya başlanacak" diyen Kalın, Türkiye'nin DAEŞ şüphesiyle yakalayıp iade ettikleri kişilerin ülkelerinde serbest bırakıldığını ve sonrasında terör eylemlerine katıldığını anlattı. Kalın, Avrupa ülkelerine istihbarat zafiyetini kendilerinde aramalarını önerdi.

- "Suriye Kürtleri de PYD ve YPG'nin zulmü altında"

"DAEŞ ile mücadele ediyorum" diyen herkesin istediği şekilde bir politika izlemeye, bölgedeki dengeleri yeniden dizayn etmeye çalıştığını dile getiren Kalın şöyle konuştu:

"Amerika açısından asıl paradoks şu: ABD gibi bir ülke Marksist, Leninist bir örgütle Ortadoğu'da operasyon yapıyor. Tersinden baktığınızda terör örgütünün destekçileri, güya Marksist, Leninist, halkçı ideolojiye sahip olan bu kesimler de Amerikan kamplarında eğitim görüyorlar. Amerikan üslerinde eğitim görüyorlar. Amerikan silahlarıyla güya bölgede halkçı, Marksist, Leninist, sosyalist bilmem ne mücadelesi veriyorlar. İki taraf açısından da böyle bir paradoks var. Suriye'deki etnik, sosyolojik bütünlüğü ortadan kaldıran, Arap ile Kürt'ü, Türkmen'le Kürt'ü karşı karşıya getiren, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye atan bir politikadan bahsediyoruz. Burada PYD ve YPG'ye bu desteği verdiğinizde otomatikman karşınıza Arapları, Türkmenleri alıyorsunuz. PYD ve YPG'ye katılmamış diğer Kürtleri karşınıza alıyorsunuz. Bugün Suriye Kürtleri de PYD ve YPG'nin zulmü altında. Onların kontrolünde bulunan bölgelerde sadece Araplar, Türkmenler değil Suriyeli diğer Kürtler de zulüm görüyorlar. Bir tane alternatif, farklı, muhalif siyasi parti bırakmadılar."

Batılıların "DAEŞ ile aslanlar gibi mücadele eden PYD/YPG'ye biz şu gerekçelerle destek veriyoruz" dediklerini ifade eden Kalın, onların işlediği suçları, baskıyı, köyleri yerle bir etmeyi, siyasi suikastları görmezden geldiklerini vurguladı.

Bunun tek istisnasının Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Kriz Grubu'nun yayınladığı raporlar olduğunu bildiren Kalın, ama bunların New York Times, Guardian, Washington Post'un manşetlerinde yer almadığına dikkati çekti.

Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı'nı tamamladıktan sonra, terörden temizlenen bölgeye yaklaşık 100 bin Suriyelinin geri döndüğünü hatırlatan Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Muazzam bir başarı elde edildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifiyle Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatımız hakikaten yüz ağartıcı bir operasyon yaptılar. O bölgeyi temizlediler. Baştan beri bizim dediğimiz 'Bu bölgelere Suriyeliler kendileri gelmeli ve Suriyeliler yönetmeli.' Biz bu modeli aynen uyguladık şu anda. O bölgede şu anda Kent Konseyi dediğimiz yapılar var ve Suriyeliler kendilerini yönetiyorlar. İnsani yardımlar gibi desteğe devam ediyoruz ama orada bir güvenli alan oluştu. Buna mukabil PYD ve YPG'lilerin kontrolü altında bulunan bölgelere kaç kişi döndü? Dönen yok. Niye dönmüyorlar? Çünkü baskı ve zulüm altında olacaklar. Gittikleri anda onlara 'Sen ya PKK'ya tabi olacaksın ya da gideceksin veya öleceksin' diyorlar."

Kalın, dünyanın gözü önünde bütün bunlar yaşanırken, hala birilerinin çıkıp "DAEŞ ile en iyi bunlar, mücadele ediyor. O yüzden biz bunlara destek veriyoruz." demesinin inandırıcı olmadığını kaydetti.

(Bitti)

Haber Ara