Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: 'Bazı siyasilerin bile maddeleri okumadığını görüyoruz'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, isim vermeden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, bazı siyasilerin anayasa değişikliği maddelerini okumadan bir takım yorumlar yaptıklarını söyledi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-09 14:52:46

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: 'Bazı siyasilerin bile maddeleri okumadığını görüyoruz'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, isim vermeden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, bazı siyasilerin anayasa değişikliği maddelerini okumadan bir takım yorumlar yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin sorularını cevaplandıran İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova'ya yapacağı ziyarete ilişkin bilgiler verdi. Kalın, ziyarette terörle mücadele, Suriye ve Irak konuları ile Türkiye-Rusya arasındaki normalleşme sürecine ilişkin çalışmaların masaya yatırılacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya'ya günübirlik bir ziyaret gerçekleştireceğini belirten İbrahim Kalın, Üst Düzey İş Birliği Konseyinin 6'ıncı toplantısının Moskova'da gerçekleştirileceğini söyledi. Bir dizi anlaşmalar imzalanacağının altını çizen Kalın, "Bu görüşmelerde ekonomiden enerjiye, bölgesel konulardan nakliyeye, turizm ve vize gibi meseleler etraflı bir şekilde heyetler tarafından ele alınıyor. Geçtiğimiz yılın Haziran ayından beri devam etmekte olan normalleşme süreci çerçevesinde de henüz tamamlanmamış olan süreçleri tamama erdirmek için bir dizi görüşmeler yapılacak" diye konuştu.

Bölgesel konuların da etraflı bir şeklide ele alınması imkanı olacağını kaydeden Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin ile yapacağı bu görüşmede terörle mücadele, Suriye-Irak konuları da detaylı bir şekilde ele alınacak. Bu ziyaretin Antalya'da meydana gelen Türkiye, ABD ve Rusya genelkurmay başkanlarının yaptığı toplantıdan hemen sonraya denk gelmesi de aslında isabetli oldu. Orada genelkurmay başkanları düzeyinde konuşulan ve ele alınan mevzular, iki devlet başkanı tarafından da detaylı bir şekilde tekrar değerlendirilecek. Genelkurmay Başkanlığımız yapılan görüşmelerle ilgili bir genel açıklama yaptı zaten. Ona atıf yapılarak özellikle bölgedeki kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde özel bir önem arz ettiğini belirtmek isterim. Çünkü bir anlamda 3 ülkede Suriye sahasında terörle mücadele noktasında bulunan önemli ülkeler. Bunlar arasında koordinasyon sağlanması da daha önce planlanmıştı zaten, bu toplantıda da detaylı bir şekilde ele alındı" şeklinde konuştu.

Siyasi çözüm sürecinin özellikle BM çatısı altında devam ettiğinin altını çizen Kalın, "Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde başlatılan Astana süreci bir dizi toplantıyı tamamladı ve 30 Aralık tarihinde hayata geçirildi. Bu tabi sevindirici bir gelişme. Sahada özellikle ateşkesin gözetlenmesi ve ihlallerin önlenmesi amacıyla Türkiye, Rusya ve İran arasında da üçlü bir mekanizma kuruldu. Bu mekanizmanın da çok yakın bir şeklide içindeyiz ve işletilmesi noktasında iki ülkeyle de koordinasyon halindeyiz. Cumhurbaşkanımız Pakistan'da Ekonomik İş Birliği Teşkilatı nezdinde İran Devlet Başkanı Sayın Ruhani ile yaptığı görüşmeler tekrar gündeme getirildi. Cenevre bağlamında 5'inci tur toplantı da 23 Mart tarihinde olacak. Astana ve Cenevre süreçlerini birbirini tamamlayan iki süreç olarak değerlendirdiğimizi bu vesile ile ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Bu sistemin en önemli özelliği artık Türkiye'de koalisyonlar dönemine son verecek olmasıdır"

16 Nisan tarihinde yapılacak referanduma ilişkin açıklamalarda bulunan Kalın, halk oylamasının Türkiye'nin daha etkin, daha hızlı yönetim modeline kavuşması noktasında büyük önem arzettiğini belirtti. Kalın, anayasa değişikliği ile öncelikle cumhurbaşkanı hükümet sistemi kurulduğunu, böylece devlet otoritesinin tek bir elde toplanması, kararların hızlı bir şekilde alınmasının sağlandığını söyledi. Kalın, anayasa değişikliğinin önemli maddelerinden birisinin de yargının sadece bağımsız değil aynı zamanda tarafsız olmasını sağlayacak bir mekanizmanın kurulduğunu, yüksek yargı mensuplarının hem cumhurbaşkanı hem Meclis tarafından atanması suretiyle güçlü bir denge ve denetim mekanizmasının kurulmuş olacağını ifade etti.

Milletvekili sayısının 600'e çıkartılması konusuna da değinen ve bunun zaman zaman eleştirilere neden olduğunu kaydeden Kalın, "Bunun pek de ciddiye alınmayacak argümanlarla dile getirildiğini görüyoruz ama işin esası bildiğiniz gibi temsilde adalet ve eşitliği sağlamak. Türkiye'nin nüfus dağılımına ve bunların oylara nasıl yansıdığına baktığınız zaman bazı yerlerde 14-15 bin oyla bir milletvekili seçilebilirken, bazı illerde 80-90 bin oy ile milletvekili seçilemediğini görüyorsunuz. Türkiye'nin demogratif dağılımı dikkate alındığında böyle bir düzenleme ihtiyaç olarak görüldü ve bu temsilde adalet noktasında Meclis çalışmalarını da güçlendirecek, Anadolu'nun her tarafındaki vatandaşlarımızın temsilini de güçlendirecek bir niteliği sahip olacak" açıklamasında bulundu.

"Bu sistemin en önemli özelliği artık Türkiye'de koalisyonlar dönemine son verecek olmasıdır" diyen Kalın, koalisyonlardan Türkiye'nin çok kaybettiğini, geçen 50 küsür yıl içinde ortalama ömrü 16-17 ay olan hükümetler olduğunu, 2003 yılından sonra bunun değiştiğini söyledi. Kalın, "Baktığınız zaman koalisyon hükümetlerinin Türkiye'de ekonomik, siyasi, toplumsal anlamda ülkeyi hep gerilettiğini, genel manada trendin bu olduğunu görüyoruz. Böylece yürütme yetkisinin tek elde toplanmasıyla yasama ve yürütme bir birinden net bir şekilde ayrılıyor ki zaten güçlü demokrasilerde kuvvetler ayrılığının net bir şekilde yapılması da o sistemin demokratik niteliğini teyit eden bir özelliğe sahip. Burada da Meclis sadece yasama çalışmalarına yoğunlaşmak suretiyle bu kuvvetler ayrılığını net bir şekilde ortaya koymuş olacak. Cumhurbaşkanlığı makamı da yürütme üzerine yoğunlaşacak. Burada da bazen denge, denetim, kontrol mekanizmaları anlamında bir keyfiliğin, tek adamlığın olduğuna dair argümanlar dile getiriliyor, maddeleri okuduğunuz zaman ki maalesef bazı siyasilerin bile bu maddeleri ciddi manada okumadığını, bundan hareketle bir takım yorumlar yaptıklarını görüyoruz. Maddeleri dikkatli bir şekilde okuduğunuz zaman çok net güçlü bir denge denetim kontrol mekanizmasının kurulduğunu da görüyoruz" dedi.

Fesih meselesinin çok sıkça gündeme geldiğinin altını çizen ve "Cumhurbaşkanı keyfi olarak Meclisi feshedebilir" şeklinde yorumlar yapıldığını kaydeden Kalın, "Böyle bir şey söz konusu değil, tam tersine burada Meclisi feshetme konusu söz konusu olduğunda cumhurbaşkanı da seçime gitmek zorunda. İki durumda da Meclis kaynaklı ya da Cumhurbaşkanlığı kaynaklı ciddi bir derin ihtilaf ve kriz söz konusu olduğunda bunu çözmek için sistem yine millete gitmeyi öngörüyor. Bu sistemin temelinde millete güven var. Gensoru, güvenoyu gibi mekanizmalar bizzat millete giderek devreye sokulmuş oluyor" diye konuştu.

Haber Ara