Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Venbin, yaptırımları iç işlerine müdahale ve Çinli şirketleri yıpratma çabası olarak değerlendirdiklerini belirterek, "ABD'yi hatasını düzeltmeye, ilgili kararı geri almaya ve Çin'in iç işlerine müdahale etmeyi bırakmaya çağırıyoruz." dedi.
Sözcü Vang, Çinli şirketleri korumak üzere gereken tüm tedbirleri alacaklarını ifade ederken, tedbirlerin ne olacağına dair bilgi vermedi.
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, 20 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Çin hükümetinin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Müslüman azınlığa yönelik "baskı, geniş çaplı tutuklama, zorla çalıştırma, biyometrik verilerin rızasız toplanması ve genetik analizi" gibi uygulamalarındaki insan hakları ihlallerinde rol oynayan 11 Çinli şirkete yaptırım kararı aldıklarını bildirmişti.
Ross, açıklamasında, "Bugün aldığımız yaptırım kararıyla, Amerikan malları ve teknolojilerinin, Çin Komünist Partisinin savunmasız Müslüman azınlıklara yönelik alçak saldırılarında kullanılmamasını sağladık." ifadesini kullanmıştı.
Washington yönetimi ayrıca Uygur Türklerine yönelik söz konusu ihlallerde rolü olduğu gerekçesiyle 4 Çin Komünist Partisi yetkilisine seyahat yasağı ve yaptırım uygulama kararı almıştı.
Yaptırım uygulanan şirketlerden Nanchang O-Film Tech'in, Çin'in güneyindeki Nançang şehrindeki fabrikasında, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden gelen işçilere baskı uyguladığı iddia edilmişti. Apple, Samsung ve diğer teknoloji şirketlerine ekran ve mercek tedarik eden şirketin, işçilerin fabrikadan eşliksiz ayrılmasına izin vermediği ve onları siyasi derslere katılmaya zorladığı iddia edilmişti.
ABD'li gümrük makamları, yaptırım uygulanan, Hetian Haolin Hair Accessories adlı şirketin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "yeniden eğitim merkezi" adı altındaki kamplarda tutulan Uygur Türklerinin saçlarından üretilen ürünlerini ABD'ye ihraç ettiği şüphesiyle 13 tonluk bir sevkiyata el koymuştu.
Öte yandan, ABD'deki üniversitelere ve spor takımlarına spor malzemesi üreten Hetian Taida adlı şirketin, kamplarda tutulan Uygur Türklerini zorla çalıştırdığı ileri sürülmüştü.
- Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar

Çin'de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.


Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.


Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.


Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.


BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.


Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.

