Dolar

32,3605

Euro

34,7517

Altın

2.393,60

Bist

10.208,65

CHP PM toplantısı

CHP PM toplantısı

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-09 12:08:00

CHP PM toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz'da yaşadığımız olay, demokrasisi zayıf düşmüş bir bünyeye F tipi bir virüsün girmesidir ve buna ortam hazırlanmış olmasıdır. Bunu hiç kimsenin unutmaması gerekir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde toplanan Parti Meclisi'nin (PM) açılışında yaptığı konuşmada, bugün CHP'nin 93'ncü kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, bir asra yakın süredir siyaset alanında görev yapan dünyadaki ender partilerden biri olduklarını ifade etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Yüz yıllık siyasi geçmişi olan dünyadaki dört partiden birisiyiz. Yüz yıllık geçmişinde, sürekli demokrasiyi, insan haklarını savunan, demokrasinin gelişmesi için olağanüstü çaba harcayan bir partiyiz ve Türkiye'nin gelişmesi için, demokrasisini güçlendirmesi için elinden gelen her türlü çabayı gösteren kadrolara sahibiz." diye konuştu.

Osmanlı sonrası Cumhuriyeti kuranların "Kimsenin kulu olmayan özgür vatandaşlar" yarattıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, aynı kadroların yine kendi iradesiyle, ülkeyi 1946'da çok partili hayata geçirdiklerini bildirdi.

Bunun da dünya demokrasi tarihinde ender rastlanan olaylardan biri olduğuna dikkati çeken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit'in öncülüğünde ise sosyal devletin inşa edildiğini kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi hepimize düşen dördüncü bir görev var, tam demokrasiyi getirmek. Özgürlükçü demokrasiyi, batı standartlarında bir demokrasiyi Türkiye'ye taşımak. Eğer bunu yapabilirsek ki yapma kararlığımız var, o zaman gerçekten de çocuklarımıza karşı görevimizi yerine getirmiş olacağız. Bu CHP'lilerin, bütün vatanseverlerin ortak özlemi ve amacı olmak zorunda." diye konuştu.

- FETÖ'nün darbe girişimi

Kendilerinin bunu söylerken, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'da bir darbe girişiminde bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunun Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimi olduğunu bildirdi.

Girişim sırasında 240 demokrasi şehidi verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, grubu olan dört siyasi partinin ise darbeye karşı ortak tavır takındığını anlattı.

Sadece dört partinin değil, tüm ülkenin hep birlikte darbe girişimine karşı çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir darbe girişimine kolektif, hep birlikte karşı çıkan bir payda oluşturduk. Bu çok önemliydi. Bu önemin farkına vararak ondan sonraki adımların atılması gerekiyordu." değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tabi sormamız gereken bir soru var, hiç kimsenin unutmaması gereken bir soru, 14 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz ve 14'ncü yılın ortalarında Türkiye bir darbe girişimiyle yüz yüze geliyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Bunun iyi sorgulanması lazım. Her vatandaş bunu kendine soracak. 14 yılda Türkiye bu noktaya neden ve hangi koşullarda geldi, bunun sorulması lazım. Eğer bu ülkede güçlü bir demokrasi olsaydı, hukukun üstünlüğü, medya özgürlüğü, adil yargılama, bağımsız yargı olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşmayacaktık. En önemlisi devlette liyakat olsaydı, böyle bir tabloyla karşılaşmayacaktık. Bu koşulların olduğu bir bünye güçlü bir bünyedir. Demokrasinin bütün unsurlarını bünyesinde taşıdığı için oraya darbe virüsü girmez ama bünye zayıfladıkça virüsler bünyeye egemen olur. 15 Temmuz'da yaşadığımız olay, demokrasisi zayıf düşmüş bir bünyeye F tipi bir virüsün girmesidir ve buna ortam hazırlanmış olmasıdır. Bunu hiç kimsenin unutmaması gerekir."

- "Gerekli dersi çıkardık mı?"

Siyasetçilerin 15 Temmuz'dan gerekli dersi çıkarması gerektiğine işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın "Biz bu süreci tek başımıza götüreceğiz, mücadele edeceğiz" dediğini aktardı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın, OHAL'le ilgili kanunun görüşüldüğü gün kendisini telefonla arayarak, destek vermelerini istediklerini bildiren Kılıçdaroğlu, "Kendisine aynen şunu söyledim; 'Sizi anlıyoruz ama bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. O da en çok CHP'ye yakışır.' Biz OHAL'e karşı çıktık." açıklamasını yaptı.

"Madem ki darbe girişiminde bulunanlar yargılanacak, Türkiye bundan arınacak o zaman dört siyasi parti her türlü yasal düzenlemeyi yapabilirdi. Hükümete her türlü desteği verebilirdi" diyen Kılıçdaroğlu, bunun da kabul edilmeyerek, iktidarın OHAL Kanunu'nu parlamentodan geçirdiğini anımsattı.

"Ortak aklı egemen kılmamanın sonuçları çok ağır olur." ifadesini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye örneğini vererek, iktidarın bu konuda da hiç kimseyi dinlemediğini ileri sürdü.

Yanlış politikanın sonucu binlerce insanın hayatını kaybettiğini, 3,5 milyon Suriyeli'nin de Türkiye'ye göç ettiğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Sözde 12 saatte gideceklerdi Şam'a, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldılar. 'Her şeyi ben bilirim' diye yola çıkarsanız, karşı düşünceyi dinleme olgunluğunu yakalamazsanız, Türkiye'yi bu tür felaketlerle karşı karşıya getirirsiniz." diye konuştu.

- "Uçağı ben düşürdüm yarışına girdiler"

Rusya konusunda da yanlış yapıldığını, "Uçağı ben düşürdüm yarışına girildiği" iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, sonrasında ise "Özür üstüne özür" dilenmek zorunda kalındığını savundu.

Devletin bu tür kırılmalara alışkın bir yapıda olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarıyla oynadılar. Bir söylediğinizi belli bir süre sonra 180 derece tersini söyleyerek devleti yönetemezsiniz. Geldiğimiz nokta bu açıdan doğru bir nokta değil." değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm süreci konusunda da iktidarı eleştiren Kılıçdaroğlu, gelinen noktada ülkenin adeta bir terör batağının ortasında olduğunu ileri sürdü.

Çukurca'yla ilgili dehşet açıklamalar yapıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, orada bir anlamda hayat savaşı verildiğini kaydetti.

Eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara konusuna da değindi. Mavi Marmara'nın gönderilirken iktidar yetkililerinin, "Gazze'ye ablukayı biz kaldıracağız" dediklerini bildiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Yapmayın' demek bile suçtu o zaman. Sonra ne oldu? Abluka kalktı mı? Kalkmadı. İsrail özür dilemedi. Yazılı bir özürü yok. 'Ben tazminat ödemem, Türkiye'de bir vakıf gösterin ben o vakfa 20 milyon dolar para yatırırım, ne yaparsanız yapın.' Gazze'ye yardım? 'Eskiden nasıl yapıyorsanız, yine aynı şekilde yapacaksınız.' Türkiye'nin itibarı 20 milyon dolara satıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu kadar ağır bir yenilgi hiç olmamıştır. Bir ülkenin itibarını 20 milyon dolara pazarladılar. Bunların yatacak yerleri yok."

(Sürecek)

Haber Ara