Dolar

32,4006

Euro

34,5148

Altın

2.379,41

Bist

10.045,74

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Şehitleri Anma Programı

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Şehitleri Anma Programı

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-29 23:53:52

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Şehitleri Anma Programı
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "7 yaşında bir çocuk annesine şunu soruyor televizyona bakarken; 'Anne asker mi Türk, polis mi Türk?' İkisi birbiriyle vuruşuyor. 'Hangisi bunların Türk?' Ey bunu söyletenler, bunun söylenmesine vesile olanlar, sizlere lanet olsun." dedi.

Kahraman, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nin açılışı ile Şehitleri Anma Programı'nda, 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin bağrına hançer saplanmak istendiğini ve bir darbe teşebbüsü yaşandığını söyledi.

Milletin darbeyi yendiğini belirten Kahraman, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milleti meydanlara davetinin büyük rol oynadığını bildirdi.

Erdoğan'ın, darbe girişimine karşı en ön safta yer aldığını da vurgulayan Kahraman, bugün Azerbaycan'dan bir misafirlerinin olduğunu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Sekreteri Prof. Asaf Haciyev'in kendisine, "Cumhurbaşkanımızı gördüğünüzde lütfen benim bu beyanımı söyleyin" dediğini belirtti.

Kahraman, Haciyev'in, "Tarihte iki tane Mehmet Fatih var, birisi atına bindi İstanbul'u fethetti, ikinci Fatih; Recep Tayyip Erdoğan'dır, uçağına bindi, meydana indi ve darbeyi önledi" ifadesini kullandığını aktardı.

İsmail Kahraman, sözlerini şöyle sürdü:

"Çok üzüntü verici bir gece yaşadık, bir olayın içinden geçtik. 7 yaşında bir çocuk annesine şunu soruyor televizyona bakarken; 'Anne asker mi Türk, polis mi Türk?' İkisi birbiriyle vuruşuyor. 'Hangisi bunların Türk?' Ey bunu söyletenler, bunun söylenmesine vesile olanlar, sizlere lanet olsun. Tarih bu yanlışlarını, bu hainliklerini affetmeyecek ama bu necip millet ileriye gitmeye yine devam edecek. Biz iki dünyaya inanırız; bir fani alem, bir de baki alem. Mezardakiler bir ceset, ruhlar dışarıda. Bütün şehitlerimiz burada, ruhları burada. Onlar ecelleri geldi, öldüler ama çok büyük bir rütbe sahibi oldular, şehit oldular."

Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber" dizelerini okuyan Kahraman, "Biz şehitlerimizi verdik ama ülkemiz bundan sonra inşallah darbeye uğramayacak. Zira, 15 Temmuz hadisesinde, Cumhurbaşkanımızın meydanlara daveti neticesinde, öyle silahı eline alan 'Ben darbe yaptım' diyemeyecek. Zira karşısında halk var, halk 'dur' diyecek ve bunu dedi." değerlendirmesini yaptı.

- "Ne istiyorsunuz Türkiye'den?"

"Bir bildiri hazırla, televizyona geç oku ve 'Darbe yaptım' de" döneminin bittiğine işaret eden Meclis Başkanı Kahraman, "Ne istiyorsunuz Türkiye'den? Ne zaman zıplayacak olsak, önümüzü kesmek istiyorlar. Buna mani olunacak inşallah bütün milletçe. Millet bir araya geldi, tek yumruk oldu ve diktayı, darbeyi yendi. Bütün emek verenlerden Allah razı olsun." dedi.

Milletin meclisinin, milleti temsil ettiğini belirten Kahraman, Meclisin, hadise duyulur duyulmaz derhal açıldığını hatırlattı.

Kahraman, şunları söyledi:

"Çalışmalarına bir bütün halinde devam etti, ışığını söndürmedi. Kaptanlar gemilerini terk etmedi. Cumhurbaşkanımızdan halkımıza kadar, büyük bir bilek olduk ve darbenin üzerine indik. Asker elbisesi giyip silahlı kuvvetlerimizi lekelemek isteyenler, bunlar asker elbisesi giyen teröristlerdir. Bizim silahlı kuvvetlerimiz bir peygamber ocağıdır ve ona leke gelmemesi lazımdır, gelmeyecektir. Düşmanları yanlış göstermek, yanlış düşmanlar ortaya koymak, böyle algılar meydana getirmek bir oyundur ama milletimiz, devletimiz bu oyuna gelmeyecektir. Bu elim olayın, bu birkaç hainin tezgahladığı olayın suçluları elbette ki cezalandırılacaktır. Bir daha böyle günleri milletimiz yaşamasın, Cenab-ı Hak milletimizi, devletimizi böyle badirelerden korusun, kurtarsın."

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileğinde bulunurken, konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek'in şu dizeleriyle tamamladı:

"Kırılır da bir gün bütün dişliler, döner şanlı şanlı çarkımız bizim. Gökten bir el yaşlı gözleri siler, şenlenir evimiz barkımız bizim. Yokuşlar kaybolur çıkarız düze, kavuşuruz sonu gelmez gündüze. Sapan taşlarının yanında füze, başka alemlerle farkımız bizim. Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman, görürler nasılmış neymiş kahraman. Yer ve gök su vermem dediği zaman, her tarlayı sular arkımız bizim. Gideriz, nur yolu izde gideriz. Taş bağırda, sular dizde gideriz. Kalır dudaklarda şarkımız bizim."

Haber Ara