Dolar

32,3502

Euro

34,7999

Altın

2.396,88

Bist

10.208,65

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (4)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (4)

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-13 16:42:09

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (4)
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, FETÖ yapılanmasına ilişkin, "Sadece açıkça bilinenler değil, kripto olarak varlıklarını kamunun içerisinde sürdürenler de olabilir, bunlarla ilgili de çok titiz çalışmalar sürdürülüyor. Her kurumun kendi görevidir ve bu kurumlar arasındaki görev de Başbakanlık'ta bir koordinasyon sürdürülüyor, yani her kurum bu sorumluluklarını yerine getiriyor ama bir ortak koordinasyon da gerçekleştiriliyor." dedi.

Kurtulmuş, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın "dışta olduğu kadar içte de dostların artırılmasına" ilişkin sözlerinin hatırlatılarak, bu konuda bir yol haritası olup olmadığına ilişkin soru üzerine, Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Buradan kastımız şu, önce siyasetin dilinin düzeltilmesi. Siyasetin dili düşmanlık, karşıtlık, yok etmek, iftira atmak, karşısındakinin mağlubiyeti, mahfiyeti üzerine bir sonuç elde etmek olmamalıdır. Baştan beri söylediğimiz biz siyaseten rakibiz, düşmanlar değiliz. Türkiye'de A ve Z partisi taban tabana zıt olsa da biz nihayetinde rekabet yapıyoruz, siyaset dili üzerinden rekabet yapmak durumundayız. Birinci olarak kastettiğimiz bu. İkincisi, Türkiye'de hükümet programının 5 ana direk üzerine oturduğunu ifade ettik. Bunlardan birisi de Türkiye'de toplumsal bütünlüğün sağlanması, yani bütün farklı unsurların, Türkiye'de bu mezhebi, etnik farklılıklar olabilir, yaşam tarzlarına ilişkin farklılıklar olabilir, siyasi farklılıklarımız olabilir. Bütün bu farklılıkların hepsinin bir ortak Türkiye kimliği içerisinde etrafında toparlandığı ve hepimizin özgür ve eşit yurttaşlar olarak kendimizi hissettiğimiz bir Türkiye'nin inşası."

Kurtulmuş, bu alandaki gerekli adımları atmanın, önce dilin, siyasi davranışların, nezaket kuralları, siyaset rekabet kuralları içerisinde devam etmesinin, Türkiye'de farklı toplumsal kesimlerin önünde birtakım engeller varsa bunların kaldırılarak, herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olarak kendisini, ülkeyi ve devleti benimsemeleri için hangi adımlar atılacaksa bu adımların atılmasının hükümet programının bir parçası olduğunu bildirdi.

"Türkiye bu kadar çok sorunu varken, bu kadar kavgacı bir dili, bu kadar çatışmacı bir dili sürdüremez, kast edilen budur" diyen Kurtulmuş, Mecliste zaman zaman sabrın taştığı noktalara geldiklerine işaret etti.

- "Türkiye'nin daha güçlü bir biçimde istikrarla büyümesi lazım"

Kurtulmuş, "Biz karşı tarafı yok etmek, hakaret etmek, sindirmek, ötekileştirmek üzerinden bir dil kullanamayız. Mecliste saatler geçiyor, görüşmeye geçilemiyor. Birisi oradan laf atıyor, öteki oradan laf atıyor bu laflar ertesi gün kamuoyunda basın toplantılarıyla sürdürülüyor, bunlara gerek yok. Türkiye'nin yapacağı daha çok iş var. Türkiye çok sıkıntılı bir bölgede, bu sıkıntılardan neredeyse hiç etkilenmeyen ya da çok az etkilenen bir ülke olarak yoluna devam ediyor ama Türkiye'nin daha güçlü bir biçimde istikrarla büyümesi lazım, içerideki bütünlüğünü sağlaması lazım, bunun için de dil, üslup, siyaset dili ve siyaset üslubu ve siyasette hızlı bir biçimde demokratikleşme adımlarının atılması gerekir, kastettiğimiz budur." dedi.

"Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri kapsamındaki gücü ne olabilir?" şeklindeki bir soruya da Kurtulmuş, FETÖ'nün bir terör örgütü olarak Milli Güvenlik Kurulu tarafından benimsendiğini belirterek, bu tespitin sadece AK Parti ya da bir siyasi partinin tespiti olmadığına, devletin bir tespiti haline geldiğine işaret etti.

- "Gereği yapılır"

Kurtulmuş, uzun yıllar içerisinde devletin bütün kademelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinden emniyet teşkilatına kadar, adliye teşkilatından ekonomik kurum ve kuruşlara kadar söz konusu örgüt mensuplarının kendilerine verilen memuriyetin çok ötesinde bazı yerlerde tamamıyla casusluk olarak kabul edilebilecek, bilgi toplama, fişleme, istihbarat raporları hazırlama, çeteleler gibi işleri yaptıklarını anlattı.

Her kurumun kendi içinde bu örgütle mücadelede bir eylem planı geliştirme yükümlülüğü altında olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bunlar bir kamu görevi olarak kurumların hepsine verilmiştir. Hiç bir kamu kurumumuz da görevin dışında değildir. Dolayısıyla bunları yaparken de afaki hususlar olmadan, somut, hukukun çerçevesi içerisinde, Türk Silahlı Kuvvetleri de üzerine düşen sorumlulukları yerine getiriyor, çalışmalarını tamamlıyor. Eğer bu konuda herhangi bir kesin kanaat ortaya çıktığı zaman da gereği yapılır." değerlendirmesinde bulundu.

FETÖ'nün TSK üzerindeki varlıklarının boyutları konusunda tahmininin sorulması üzerine Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Açıkçası bu tür tahminleri, sayısal anlamda, 'az güçlüler', 'çok güçlüler' anlamında bir şey söylemeyi çok doğru bulmam, devlet ciddiyetiyle bağdaştırmam. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Sayın Bakanların, belki çok yüksek diğer sivil ve askeri bürokrasi insanlarının odaları, makamları, arabaları, araçları dinlenebilecek noktaya gelinmişse, karşımızda tahminlerimizin çok üstünde bir örgüt var demektir. Ayrıca istihbarat birimlerinin raporlarına paralel olarak birtakım raporlar hazırlanmış ve bu raporlar başka birtakım yerlerle paylaşılmışsa burada çok ciddi sıkıntılar var demektir. Ciddi bir meseledir. Bir yılın, üç yılın meselesi değildir. 30-40 yıllık bir hazırlığın sonucudur ve Allah'tan, Allah ayaklarına dolaştırdı diyelim, erken hareket etmelerinin sonucu olarak da vakit gecikmeden deşifre olmuşlardır. Ayrıca sadece açıkça bilinenler değil, kripto olarak varlıklarını kamunun içerisinde sürdürenler de olabilir, bunlarla ilgili de çok titiz çalışmalar sürdürülüyor. Her kurumun kendi görevidir ve bu kurumlar arasındaki görev de Başbakanlık'ta bir koordinasyon sürdürülüyor, yani her kurum bu sorumluluklarını yerine getiriyor ama bir ortak koordinasyon da gerçekleştiriliyor."

- "Türkiye için anayasa değişikliği bir lüks değildir"

Başbakan Yardımcısı Kurturmuş, "Partili cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliğinin 2016 sonuna kadar Meclisin gündemine gelebilecek mi?" şeklindeki soru üzerine, "Geleceğini tahmin ediyoruz, ümit ediyoruz. Biz bu anlamda defaatle anayasa değişikliği konusunu konuştuk. Türkiye için anayasa değişikliği bir lüks değildir, olmazsa olmaz bir husustur." ifadesini kullandı.

Meselenin sadece cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemi tartışmasından ibaret olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Başkanlık sistemi, bir bütünün içerisinde cüzlerden bir cüzdür, önemli bir kısımdır. Esas mesele, Türkiye'nin etkin bir yürütme sistemine kavuşmasıdır. Türkiye'nin bu sistemi tartışmasının vakti geldi ve geçiyor. Özellikle anayasada geçmişte yapılan anayasa değişikliyle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte bu sistem değişikliğiyle ilgili değişiklik adımlarının atılması zarureti daha da fazla büyümüştür. Bunları oturup tartışmak lazım. Bu şahıslarla ilgili bir mesele değildir. Tayyip Erdoğan'ın kendi şahsi meselesi değildir. AK Parti'nin kendi partisel bir meselesi değildir. Bu Türkiye'nin meselesidir, güçlü, büyük Türkiye'nin oluşması için etkin bir yönetim aracı olarak bu tartışılır, sonuçta siyaset imkanlar meselesi. Hangi imkanlar ortaya çıkar ve bu imkanlar sonucunda ülke için en doğru olan optimum nokta neyse buna karar verilip, zamanlaması oturulup konuşulur ve ona göre hareket edilir."

(Bitti)

Haber Ara