Dolar

32,3976

Euro

34,8351

Altın

2.398,10

Bist

10.208,65

Basbakan Yardimcisi Kurtulmus: (1)

Basbakan Yardimcisi Kurtulmus: (1)

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-02-24 22:02:54

Basbakan Yardimcisi Kurtulmus: (1)
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD ile Rusya'nın Suriye'deki ateşkes anlaşmasına ilişkin "Ateşkes süreci olumlu buluyoruz ama bu ateşkes sürecinin bir tehlikeyi de barındığını ilan etmek istiyorum. O da nedir? 'IŞİD ve radikal unsurlarla savaşacağız' ve bu, uluslararası anlamda ABD ve Rusya'nın da mutabık olduğu hususlardan birisi. Ama şunu gördük ki sahada IŞİD'le mücadele bir maymuncuk gibi kullanılan bir siyasi anahtar haline getirildi. 'IŞİD'le mücadele ediyorum' diye uçaklarını kaldırdı, IŞİD'le hiç ilgisi olmayan unsurları vurdu. Bu ateşkes süresince de IŞİD'le mücadele sürecek diye Rus ordusunun, silahlı kuvvetlerinin karada ve özellikle havada sivil unsurlara, ılımlı muhalefete karşı harekat düzenlememesi esastır" dedi.

Kurtulmuş, Habertürk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'nin siyasi ve iktisadi istikrar ortamına kavuştuğunda, ülkenin önü kesilmek için belli mihraklar tarafından harekete geçildiğini dile getiren Kurtulmuş, istikrarın zaman zaman darbelerle kesildiğini, zaman zaman sağ-sol çatışmaları çıkarıldığını, zaman zaman siyasi suikastler düzenlendiğini, zaman zaman da terörün güçlü şekilde vizyona konulduğu dönemler olduğunu anlattı.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin 7 Haziran ile 1 Kasım arasında önemli bir süreç yaşadığını, ancak bunun sadece Türkiye'den kaynaklanmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"2011'in Nisan ayından itibaren Suriye'den kaynaklı, çok yakın çevremizi artık bir ateş çemberine döndürmüş olan bir siyasi türbülanstan bahsediyoruz. Bunun Türkiye'yi etkilememesi düşünülemezdi. Milletimiz bütün bu endişelerden hareket ederek, 1 Kasım'da Türkiye'de tek başına iktidarı, ekonomik ve siyasi istikrarı tercih etmiş oldu. Fakat maalesef bu süreçte hemen belli çevrelerin harekete geçtiğini, eş zamanlı olarak terör örgütlerini, birden fazla terör örgütünü harekete geçirdiğini, bunların bir kısmını canlı bombalarla, IŞİD'in Suruç'ta, Ankara'da, İstanbul'daki canlı bombalarıyla, arkasından PKK'nın hendekler kazarak, çukurlar kazarak, oralara bombalar koyarak şehir savaşlarını başlatmasıyla ve yine son Ankara saldırısıyla birlikte Türkiye ayrı bir döneme doğru çekilmeye çalışıldı. Bunun tabii Türkiye'den kaynaklanan nedenleri olduğu gibi çevre ülkelerimizden kaynaklanan nedenleri var. Bir de küresel ölçekte dünya sisteminin artık bir istikrar olmamasından kaynaklanan nedenleri var. Bunların hepsi üst üste binince, bu, Türkiye'ye karşı bir terör saldırısı şeklinde somut olarak ortaya çıkıyor. Terör örgütlerinin hepsinin arkasında birileri, terör örgütlerini bölgesel güçlerini pekiştirmek için bir vekalet savaşının aracı olarak kullanıyor. Onlara destek oluyor, istihbarat, silah, ekonomik destek vesaire, hatta siyasi destek sağlıyor. Türkiye, hem dünya sistemindeki bu siyasal dengesizliğin hem bölgemizdeki siyasal istikrarsızlığın kurbanı oluyor."

Terör saldırılarının gerçekleştiği ülkelerin mükemmel istihbarat ağlarını bulunduğunu, Türkiye'nin de çok iyi istihbarat ağına sahip olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Yani karşınızdaki terör örgütü, sadece bombayı patlatan, arabayı getiren, onların arkasındaki o zincir içerisindeki gözaltına alınan 12-15 kişiden ibaret bir terör hücresi değil. Bunun arkasında siyasi, malzeme, lojistik destek var, belki bu anlamda birtakım ekonomik destekler var. 'Belki'yi de teyit anlamında söylüyorum" dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, istihbarat birimlerinden her gün onlarca istihbarat alındığını ve bunların bir kısmının vaktinde önlendiğini belirterek, Ankara garının önündeki saldırıdan önce alınan istihbaratlar olduğunu ve canlı bombaların yakalandığını, çok sayıda canlı bomba yeleklerinin yakalandığı dönemler olduğunu söyledi.

İstihbarat alındığını ancak noktasal olarak, bombayı patlatacak kişi bulunamadığı sürece engellemenin zor olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bu, bütün dünyanın başına bela olmuş bir meseledir. Hem ülkeler arasında ortak dayanışmaya ihtiyaç var hem bütün istihbarat birimlerinin ellerindeki bilgileri, belgeleri paylaşmaya ihtiyaçları var. Türkiye'deki istihbarat birimleri de elinden geleni yapıyor. Sonuç itibarıyla arkasında planlanmış olan bir harekat zinciri içinde ölümü göze almış bir adamı eğer noktasal olarak bulamıyorsanız onu yakalamak son derece zor" diye konuştu.

- "Teröristin isminin şu ya da bu olması gerçeği değiştirmiyor"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Salih Neccar isminin sonradan Abdülbaki Sömer çıkması istihbari bir hata mıydı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Hayır. Orada patlama yerinde bulunan bir parmak, bir de el var. Buradaki parmak izlerinden hareket ederek çok doğal olarak emniyet birimlerinin yapmış oldukları bir arama süreci içine girildi ve bu kişinin kendi kimlik bilgilerini Salih Neccar olarak ibraz ettiği anlaşılmış oldu. Emniyet bunun üzerinden hareket etti ve bütün zincirin halkalarını çözdü. İzmir'de arabayı kiralayan, İstanbul'a getiren, oradan Diyarbakır'a getiren, Diyarbakır'dan Ankara'ya getiren şebekenin bütün zincirlerini çözmüş oldu. İşte efendim bunun ismi Salih Neccar mıydı ya da başka bir şey miydi, bu olayın mahiyetini değiştirmiyor. Nihayetinde ortada 29 kişinin, sonradan hastanede vefat eden birisiyle birlikte 29 kişinin ölümüne neden olan bir terörist var. Teröristin isminin şu ya da bu olması gerçeği değiştirmiyor."

Mültecilerin girişleri konusunda bir güvenlik açığından bahsedilemeyeceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"İlk anda Suriye'den gelen insanlar Türkiye'ye girdiler. Ama özellikle Kobani'de 2-3 gün içerisinde 197 bin kişinin alınmasından sonra çok kısa bir süre içerisinde Türkiye'deki bütün Suriyelilere biyometrik kayıtları yapılarak, her birisine geçici barınma belgesi verildi. Nihayetinde 3 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz. Bu kitlenin içerisinde herkesin tek tek kim olduğunu bilmek, herkesten tek tek emin olmak da mümkün değil. İstihbarat birimlerimiz bu anlamda, özellikle son saldırılar sonrasında şöyle bir karar aldı: Risk grupları üzerinde -Suriyelilerle ilgili söylüyorum- özel çalışmalar, takipler yapılıyor. Bu sayede de zaten daha fazla önleyici tedbirler alınıyor."

Kurtulmuş, ortada bir istifa gerektiren bir durum olduğunu düşünmediğini ifade ederek, bütün birimlerin teyakkuz halinde çalışmalarını sürdürdüğünü, özveriyle çalıştığını anlattı.

Ankara'daki 10 Ekim'deki terör saldırının ardından emniyetten bir yetkilinin görevden alındığının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Alandaki miting güvenliğiyle ilgili bir tedbir eksikliğinden dolayı öyle bir görevden alma olmuştu" dedi.

- "Gelişen şartlarda güncellenebilir"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine Türkiye'nin PYD veya IŞİD mevzilerini bombalarken, "Burada falanca var biz sınır ötesini bombalayalım" diye bunu yapmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye, kendisine karşı sınır ötesinden gelen her türlü tehdide karşı mukabelede bulunuyor, misliyle, fazlasıyla cevap veriyor. Şimdiye kadar Türkiye'nin hem PYD hem IŞİD mevzilerine yaptığı bombalamaların tamamı, Türkiye sınırlarına açılan ateşin sonucudur, mukabelesidir. Eğer PYD ya da IŞİD tarafından Türkiye'ye karşı bir saldırı olmazsa, Suriye topraklarından, Türkiye de 'Saldırı yok ama ben bombalayayım' tavrı içinde olmaz. Bütün dünyanın dikkat etmesi gereken husus şudur: Biz bu ateşkesin ayın 27'sinde devreye girecek olmasına son derece olumlu baktığımızı, bundan ümitvar olduğumuzu ifade ettik. Ama bir endişemizi de dile getiriyoruz. 30 Eylül'den bu yana bu bölgedeki bombardımanlar bizim sınırlarımızdan öte tarafa mukabele olsun diye yaptığımız atışlar değildir. Esas insanların canına kast eden, onlarca, yüzlerce sivilin ölmesine neden olan, hastanelerin, okulların yıkılmasına, orada masum insanların ölmesine neden olan Rus Hava Kuvvetleri'nin saldırılarıdır. 30 Eylül'den bu yana yaklaşık 8 bin, hatta 8 bini aşkın sorti yapmışlar. Bu sortilerin de yüzde 90'ı masum halkın üzerine ya da Özgür Suriye Ordusu gibi ılımlı muhalif grupların üzerine yapılmış. Sadece yüzde 10'u IŞİD mevzilerine yapılmış.

Ateşkes süreci olumlu buluyoruz ama bu ateşkes sürecinin bir tehlikeyi de barındığını ilan etmek istiyorum. O da nedir? 'IŞİD ve radikal unsurlarla savaşacağız' ve bu, uluslararası anlamda ABD ve Rusya'nın da mutabık olduğu hususlardan birisi. Ama şunu gördük ki sahada IŞİD'le mücadele bir maymuncuk gibi kullanılan bir siyasi anahtar haline getirildi. 'IŞİD'le mücadele ediyorum' diye uçaklarını kaldırdı, IŞİD'le hiç ilgisi olmayan unsurları vurdu. Bu ateşkes süresince de IŞİD'le mücadele sürecek diye Rus ordusunun, silahlı kuvvetlerinin karada ve özellikle havada sivil unsurlara, ılımlı muhalefete karşı harekat düzenlememesi esastır. Buradaki esas tehdit budur. Yoksa PYD tarafından ya da IŞİD tarafından Türkiye'ye ateş açılmadığı sürece Türkiye zaten bir karşı ateşte bulunmayacaktır. Bizim tavrımız açıktır, nettir. Uluslararası camia bir endişe içinde olacaksa Türkiye'ye bunun söylenmesi değil, tam tersine Rusya'ya 'Sakın ha bu süre içerisinde uçaklarını kaldırıp, sivilleri bombalama, oradaki masum insanları öldürme' denilmesi gerekiyor."

Terör örgütleri bakımından uluslararası camianın tutarlı olması ve çifte standardı bırakması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, "Şu terör örgütü iyidir", "Bu terör örgütü kötüdür", "Bu bizim için elverişlidir", "Öteki bizim için elverişli değildir" dememek ve terör örgütlerinin tamamının insanlık düşmanı olarak kabul etmek ve sahadaki terör gruplarının hepsinin silahlarının susturulmasını sağlamak gerektiğini vurguladı.

"Angajman kurallarımız değişir mi?" sorusuna da Kurtulmuş, "Bu tabii askeri gereklilik çerçevesinde olacak bir şeydir. Angajman kuralları şu; 'Şu olursa ben şu tedbiri alırım' diye önceden ilan ediyorsunuz. Bütün ilgili taraflar biliyor. Dolayısıyla Türkiye'nin şu anda ilgili angajman kuralları, bütün taraflar tarafından, uluslararası camianın bütün aktörleri tarafından biliniyor. Hem askeri kaynaklar vasıtasıyla hem diplomatik kaynaklar vasıtasıyla bu kurallar ilgili devletlere defaetle bildirildi. Gelişen şartlarda güncellenebilir" karşılığını verdi.

(Sürecek)

Haber Ara