Dolar

32,2680

Euro

34,7874

Altın

2.405,89

Bist

10.301,15

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-12 15:31:57

Başbakan Davutoğlu canlı yayında
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Her ne suretle olursa olsun kimsenin seçim güvenliği bağlamındaki kaygılar sebebiyle sandığa gitmekten imtina etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Gerekli her türlü tedbir alınacak" dedi.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nden katıldığı NTV canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Mitinglerin ve kampanyaların güvenliği ile seçim güvenliğine ilişkin açıklama yapan Davutoğlu, bu konuda alınması gereken ek tedbirlerin bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşüleceğini, en önemli gündem maddesinin bu olacağını belirtti.

Türkiye'nin terör olaylarının gölgesinde ilk defa seçime gitmediğine dikkati çeken Davutoğlu, 2011 seçimleri sonrasında Silvan baskınının yapıldığını, 2007 yılı ve öncesinde de terör saldırılarının olduğunu anımsattı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye zor şartlarda, seçimi sükunetle ve objektif bir şekilde yapma olgunluğunu göstermiş bir ülke. En fazla güvendiğim halkımızın basireti ve bütün bu terör tuzakları karşısında iradesini ortaya koyacak olması. Her ne suretle olursa olsun kimsenin seçim güvenliği bağlamındaki kaygılar sebebiyle sandığa gitmekten imtina etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Gerekli her türlü tedbir alınacak" ifadesini kullandı.

- "Suriye'ye müdahale eden Rusya'nın tavrını meşru görerek de revizyon olmaz"

Rusya'nın Suriye'ye fiili olarak müdahalesine ilişkin soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Suriye politikasının bir ilkesel yönü var, bir de konjonktürel yönü var. İlkesel olarak Suriye'de her zaman ister rejim tarafından isterse terör tarafından saldırılar olsun sivil halka karşı olan saldırılarda açık bir tutum takındık. Sivil halkı ve saldırılardan kaçanları, mülteci olarak kabul ettik. Bu saldırılar karşısında da en etkin şekilde uluslararası toplumun mücadele etmesi için tavır geliştirmek gerektiğini vurguladık ve bunun mücadelesini yürüttük. Bunların hiçbirini Türkiye halkı için istemedik, Suriye halkı için istedik. Bu ilkesel tutumda bir değişiklik yapmayız, yapılmasını da gerekli görmeyiz.

Yani Suriye rejimi bu saldırılarını devam ettirirken, Suriye rejimini meşru kılacak bir tavır geliştirmeyiz. DEAŞ böylesine alçakça, haince, insanlık dışı, barbarca saldırılarını sürdürürken, DEAŞ'ı denklemin içine alacak bir revizyon da söz konusu değil. Ya da 'Suriye'ye yabancı müdahale olmaması gerekir' diyerek, 5 yıl Suriye'de herhangi uluslararası bir güç kullanımını engelledikten sonra kendisi Suriye'ye müdahale eden Rusya'nın tavrını meşru görerek de revizyon olmaz."

- "Suriye sınırları içinde tek bir Türk askeri yok"

Suriye sınırları içinde bir tek Türk askerinin olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Ama İran generali var, Rus uçağı var ama İran'la da Rusya'yla da siyasal çözüm için her şeyi konuşuruz" dedi.

"Dış politika tam bir felaket. Bütün komşularımızla kavgalıyız. Bu politikanın 180 derece değişmesi lazım" diyen Kılıçdaroğlu'nun sözlerini anımsatan Davutoğlu, "Mesela ne yapmamızı arzu edersiniz" diye sorduğunu söyledi. Gidip Esad'la konuşmayı teklif ediyorsanız, bu çözüme katkı sağlayacak bir şey mi? Esad ülkenin yüzde 14'ünü kontrol edebiliyor şu anda. Herkes, Ruslar'ın da kabul ettiği bu, onun için Ruslar orada Eğer Suriye rejimi kendisini koruyabilseydi, o meşruiyeti ve gücü olsaydı zaten Rusya'ya veya İran'a ihtiyaç olmazdı" diye konuştu.

"Halkıyla savaşmaya çalışan bir rejimi ayakta tutmaya çalışmanın çözüm olduğu görülmemiştir" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Rusya gelmiş olsaydı ve şunu deseydi; 'Biz Türkiye'nin de içinde olduğu bir koalisyonla birlikte DEAŞ'a karşı operasyon yapıyoruz.' Biz bunu, diğer ülkeler, NATO ve bölge ülkeler olmakla birlikte, NATO da bunu desteklerdi. Açık söyleyeyim, 'Rusya da katılsın bu koalisyona' derdik. Çünkü nihayetinde hepimiz teröre karşı mücadele ediyoruz ama Rusya rejim yanında ve ılımlı muhalefete karşı bir mücadele içindeyse sizin revizyondan kastınız böyle bir tavır içinde yer almaksa 2 milyon mülteci var, 2 milyon mülteci bu sınırlar içinde Esad'dan kaçarak geldi. Bizim Esad'la, ilkesel olarak düşünmeyiz ama tekrar Esad'lı bir formüle gittiğimizde bu 2 milyon insanın Türkiye'de ne hissedeceğini de herkesin düşünmesi lazım."

- Suriye'de güvenli bölgenin oluşturulması

"Güvenli bölge ya da uçuşa yasak bölgenin oluşturulabilmesini mevcut şartlarda gerçekçi, mümkün görüyor musunuz" sorusu üzerine Davutoğlu, "Mümkün görüyorum. Siyasi irade ve kararlı bir tutum olursa mümkün görüyoruz tabii. Zaten Birleşmiş Milletler görüşmelerinde New York'ta bunları İngiltere Başbakanı Cameron'la, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Amerika Başkanı Obama ile bütün bunlar görüşüldü, şu anda Dışişleri Bakanımız da görüşüyor" şeklinde konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Rusya operasyon yapmadan önce en azından İdlip ve Halep'ten bize dönük yeni bir göç dalgası gelmeyeceğinin farkındaydık, öyle düşünüyorduk. Neden çünkü İdlip'te ılımlı muhalefet hakim, o günden beri İdlip'ten bize göç gelmiyor yani İdlip ne zaman ılımlı muhalefetin eline geçtiyse oradan gelen mülteci durdu. Halep'te de şehrin önemli bir kısmı ılımlı muhalefetin elinde olduğu için durmuştu ama şimdi Rusya İdlip'e ve Halep'e yönelik yapıyor operasyonlarını, İdlip ve Halep'e dönük ılımlı muhalefete operasyon yaptığında arkasında da rejim gelecek korkusuyla tekrar yeni bir mülteci dalgası bize yönelebilir. O zaman da bu güvenli bölge daha da önem taşır"

- ABD ve Rusya'nın PYD konusundaki tutumu

ABD ve Rusya'nın PYD konusundaki tutumuna ilişkin soru üzerine Davutoğlu, PYD konusunun Çözüm Süreci devam ederken farklı bir formatta olduğunu belirtti.

Türkiye'nin bir taraftan PYD'nin kendilerine sadık olmayan Kürt nüfusa yaptığı baskılar nedeniyle Kürt göçüne, diğer yandan da Tel Abyad gibi PYD'nin baskısı olan yerlerden gelen Arap göçüne muhatap olduğunu anlatan Davutoğlu, "Türkiye'de bir terör ile mücadele ve Türkiye'ye dönük bir saldırı boyutu olmadığı için o dönem itibarıyla söylüyorum, bu Suriye içinde bir çatışma halindeydi ama 23 Temmuz'dan itibaren yani Ceylanpınar'da açık bir şekilde askerimiz ki hemen karşısı PYD kontrolünde bir yerdir, şehit edilmesi, Cizre'de bir takım kanton vesaire gibi kendilerince Suriye modeline, özerlik gibi şeylere girmesi, Suriye'den Türkiye'ye bazı olumsuz etkilerin olacağıyla ilgili kanaatin yaygınlaşması sebebiyle biz PKK'ya dönük Kuzey Irak'ta operasyon başlattık çünkü nihayetinde bu bu faaliyetlerin merkezi orası" dedi.

- "Türkiye'ye dönük tek bir tehlike hissedersek gerekli her türlü tedbiri alırız"

PYD ile PKK'nın arasındaki irtibatın çok açık bilindiğini aktaran Davutoğlu, "Bunu Amerikalılara da Ruslara da ilgili bütün taraflara da söyledik. Türkiye'ye dönük tek bir tehlike hissedersek gerekli her türlü tedbiri alırız. Kim Türkiye'ye karşı bir faaliyet içine girerse operasyon yaparız. Suriye, Rusya'nın ya da Amerika'nın ya da Fransa'nın ya da her hangi bir ülkenin değil, Türkiye'nin sınırı. Bizim kendimizi savunma hakkımız vardır ve bunu kullanmakta da tereddüt etmeyiz. Bu konuda da birçok batı ülkesiyle ortak bir tutum içinde olduğumuz aşikar. Daha önce Kobani olayları esnasında PYD'ye tanınan krediyi PYD kötü kullanmıştır" ifadesini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "DEAŞ gibi bir faktörün Suriye'de ortaya çıkış en çok ikili kesime yaradı, bir rejime birde PYD'ye. Bu anlamda da bir başka oyunun kendi içinde sürdüğünü görmek durumundayız. Rusya'nın PYD'ye olan desteği yeni değil, eskiden beri destek veriyor, daha önceki dönemlerde de Suriye içinde bu yapıları biliyoruz hatta Öcalan orada olduğu dönemlerde de bazı şeyleri biliyoruz. Amerika'nın ise DEAŞ'a karşı tutumu konjonktüre. Bütün komşu müttefik ülkelerin hepsine de bu konuda tutumumuz hem askeri düzeyde hem de istihbari düzeyde hem de diplomatik düzeyde iletilmiştir. PYD'nin DEAŞ karşısında meşruiyet kazanan bir aktör haline gelmesi kesinlikle kabul edilmez" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Haber Ara