Dolar

32,5052

Euro

34,7586

Altın

2.415,21

Bist

10.045,74

Başbakan Davutoğlu: (4)

Başbakan Davutoğlu: (4)

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-12-03 01:09:46

Başbakan Davutoğlu: (4)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırım kararına ilişkin, "Şunu iş dünyamıza bir teminat olarak ifade etmek isterim, bu tür yaptırımlardan kim zarar görürse, telafi edecek tedbirlerimiz şimdiden hazırdır. İş adamlarımızın bütün zararları konusunda telafi edici ne tür adımların atılması gerekiyorsa da planladık ve gereken adımları atarız" dedi.

Davutoğlu, Sheraton Otel'de düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı kokteylinde katılımcılara hitap etti.

Türkiye'nin çevresinde en az 6-7 ülkenin fiilen yönetilemez durumda olduğuna dikkati çeken Davutoğu, Türkiye'nin böyle şartlarda dahi bütün savaşların, gerilimlerin dışında tutulduğuna vurgu yaptı.

Başbakan Davutoğlu, son bir yıl içerisinde dört seçim yapan dinamik bir demokrasiyi Türkiye'de sürdürülebilir kıldıklarını belirterek, bunun en önemli nedenlerinden birisinin de çevredeki krizlere ofansif bir tavır takınmamalarından kaynaklandığını söyledi.

"O krizleri ne çıkartan ne de tırmandıran taraf olduk. Kendimizi bu krizlerin etkisinden korumaya çalışırken aynı zamanda 2,5 milyona yakın Suriyeli ve Iraklı mülteciyi de koruduk" diyen Davutoğlu, bu krizlerin terör bağlamında Türkiye'ye yaptığı etkinin çok açık ortada olmasına rağmen terörizmle mücadele ettiklerini, aynı anda çözüm iradesinin de ortaya konduğunu belirtti. Davutoğlu, bu iradeyi ortaya koyabilmelerinin olmazsa olmaz şartının, Türkiye'nin kara-deniz sınırları ile hava sahasının mutlak surette korunması olduğunu aktardı.

Başbakan Davutoğlu, Haziran 2012'de Türkiye'nin 2 uçağı düşürüldüğünde bütün dünyaya yeni bir angajman kuralını ilan ettiklerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece Suriyelilere değil, Suriye'den gelen her uçak, Türkiye'ye dönük olarak hava sahası ihlali yaparsa bir tehdit olarak algılanacaktır. 3-4 Ekim'de, Rusya'nın müdahalesi sonrasında, 2 ihlal sonrasında, bu kez angajman kurallarını sadece Suriye uçakları değil, Suriye'den gelecek her türlü hava aracına karşı değiştirdik. Ve bunu son derece şeffaf bir şekilde bütün ülkelerle paylaştığımız gibi, dost ve komşu Rusya ile de paylaştık. Ondan sonra gerçekleşen bir ihlal sonrasında yine samimiyetle görüşlerimizi paylaştık. Ama aynı zamanda da Türkiye'yi bu ateş çemberinin dışında tutabilmek için Silahlı Kuvvetlerimize de Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı gereken tedbiri alma talimatını da verdik. Hükümetimizin kurulmasından hemen önce yaptığımız güvenlik toplantısında da sınır bölgelerinde artan tehdit dolayısıyla gereken tedbirlerin alınmasını bir kez daha Silahlı Kuvvetlerimize bir talimat olarak ilettik."

- "Burada hedef, Rusya Federasyonu değildir, bilinmelidir"

Türk hava sahasını ihlal eden uçağın düşürüldüğü gün, uçağın milliyetinin o anda tespit edilemediğini dile getiren Davutoğlu, söz konusu uçağın 10 kez ikaz edilmesine rağmen, Türkiye hava sahasında 2 kez de tur attığını aktardı.

Uçağın, düşürülmeden önce sivil Türkmenleri tekrar tekrar bombalaması, uyarılara da cevap vermemesi üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin üzerilerine düşeni yaptığını söyleyen Davutoğlu, "Burada hedef, Rusya Federasyonu değildir, bilinmelidir. Karşılaşılan yer Türkiye-Rusya sınırı değildir. Bilinmelidir ki Suriye-Türkiye sınırı, Türkiye'nin ulusal güvenlik meselesidir, Rusya'nın ulusal güvenlik meselesi değildir. Suriye'deki durum, Rusya'dan daha çok, bizi tehdit ediyor. Suriye'deki durumla ilgili olarak tedbir almak, Türkiye'nin en doğal hakkıdır. Bu tedbiri de kimse ile pazarlık konusu yapmayız. Karşımızdaki devlet kim olursa olsun, ülkemizin güvenliği söz konusu olduğunda, üzerimize düşeni yaparız" ifadesini kullandı.

- "Komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmek konusunda güçlü iradeye sahibiz"

Olay sonrasında da her düzeyde, Rusya ile temas haline geçmeye çalıştıklarını ve bu konunun Türkiye-Rusya arasında bir kriz alanı oluşturmaması için büyük bir çaba sarf ettiklerini anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Son günlerde yükselen, söylem geriliminin düşmesini temenni ediyoruz. Türkiye'ye dönük olarak ortaya atılan ithamlar, 'Türkiye'nin, DEAŞ'tan petrol aldığı' iddiasına da giden ithamların, akılla, izanla, ortadaki gerçeklikle izah edilmesi mümkün değildir. Aksine, Rusya da çok iyi biliyor ki ve en üst düzeyde de kendilerine anlatıldı ki Türkiye, DEAŞ'ı sınır bölgelerinden uzaklaştırmak için son dönemde yoğun bir çaba içindedir. Buradan hareketle Türkiye-Rusya ilişkilerinin eskiden olduğu gibi en iyi şekilde sürmesi konusunda güçlü bir siyasi iradeye sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Sınırlarımızı korumak noktasında ne kadar güçlü bir siyasi irade konusuna sahipsek, komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmek konusunda da o kadar güçlü iradeye sahibiz."

- "Bütün bu sorunları masada konuşalım"

"Olaylar açık bir şekilde göstermiştir ki Ankara'da halkın desteğini almış olarak bulunan Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, güçlü iradeye sahip olduklarında her türlü riski göze alır, gerekeni yapar" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rus yetkililere şu sözlerle çağrıda bulundu:

"Geliniz, bütün bu sorunları masada konuşalım. Birbirimize karşı ithamlar yerine elimizde ne belge varsa ortaya koyalım ama bilinsin ki hava sahası ihlali olmamış olsaydı o Rus uçağı da düşmüş olmazdı. Ve yine bilinsin ki eğer bize vaat edildiği gibi DEAŞ'a dönük operasyonlarla ilgili bilgi ve koordinasyon önceden verilmiş olsaydı, biz de onlara şunu söylerdik, 'Bu operasyon yaptığınız yerde hiçbir DEAŞ unsuru yok, burada yapmayın, nerede DEAŞ unsuru varsa gelin, beraber mücadele edelim, beraber operasyon yapalım'. Ama hem DEAŞ'ın olmadığı yerlerde ağır bombardımanlarla oradaki sivillerin Türkiye'ye göç etmesine yol açacak bir operasyon yürüteceksiniz hem de Türk hava sahasını ihlal edeceksiniz, sonra da dönüp Türkiye'yi suçlayacaksınız, bunun kabul edilebilir bir tarafı yok."

Davutoğlu, ekonomik yaptırımlar üzerinden Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulmasına, doğasının değişmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

- "Tedbirlerimiz şimdiden hazır"

Rusya'nın birtakım yaptırımlarının herkesçe izlendiğini dile getiren Davutoğlu, bunlara karşılık, bir süre önceki Bakanlar Kurulu'nda Türkiye'nin alacağı tedbirlerin de gözden geçirildiğini belirtti. Başbakan Davutoğlu, "Şunu iş dünyamıza bir teminat olarak ifade etmek isterim, bu tür yaptırımlardan kim zarar görürse, telafi edecek tedbirlerimiz şimdiden hazırdır. İş adamlarımızın bütün zararları konusunda ne tür adımlar atılması gerekiyorsa da planladık ve gereken adımları atarız. Özellikle yaş sebze ve meyve ve diğer ihracat kalemleri için bazı tedbirler düşündük, gerektiğinde bunu da kamuoyu ile paylaşacağız" diye konuştu.

- "Yatırımların karşılıklı korunması anlaşmamız var"

Bir ülkeyi ve iş adamlarını cezalandırmanın çağdaş-uluslararası hukuka sığmayacağının altını çizen Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çünkü yatırımların karşılıklı korunması anlaşmamız var, Dünya Ticaret Örgütü kuralları var, belli teminatlar ortaya konmuş, bu teminatlar çerçevesinde iş adamları yatırımlarını gerçekleştirmiş, karşılıklı olarak bu teminatlar çerçevesinde ithalat ve ihracat yapılmış. Şimdi bir anda bütün bu teminatları, uluslararası hukuk normlarını kenara koyarak, Dünya Ticaret Örgütü normlarını kenara koyarak Türk ihracatçılarını cezalandırmaya kalkışmak, bırakın Türk-Rus ilişkilerine sığmamayı, uluslararası normlara da sığmaz. Yine Rusya'nın kalkınması için, Rus şehirlerinin daha da güzelleşmesi için, oraya olağanüstü katkılar yapmış yatırımcılarımızı Rusya'da rahatsız etmek de geleneksel Rus misafirperverliğine sığmaz. Ama ben şunu ifade edeyim, Türkiye'ye yatırım yapan kim olursa olsun, yatırım yaptıktan sonra bir Türk yatırımcı muamelesi görecektir. Hiç kimseye biz bu anlamda herhangi bir haksız muameleyi mazur görmeyiz. Yabancı yatırımların, yatırım yapıldığı andan itibaren o ülkeye yaptığı katkıyı en yakından bizler biliriz."

- "Bir Türk'e her şey yapılır da şantaj yapılamaz"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna krizi dolayısıyla Rusya'ya ambargo uygulandığında bu ambargoya uymayacağını açık açık deklare eden ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini hatırlatarak, "Uymadık, yani bu ambargoları doğru bulmadık. Çünkü siyasal krizler üzerinden bir başka ülkenin halkının ekonomik çıkarlarına zarar vermek ve ekonomik olarak o halkı cezalandırmanın da doğru olduğu kanaatinde değiliz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Eğer bize karşı Rusya bugün bazı ekonomik yaptırımlar kararı almışsa, başkalarının da onlara dönük ekonomik yaptırımlarını meşru görüyor anlamına gelir. Biz sabırla, vakarla, soğukkanlılıkla bu krizi yönetmeye devam edeceğiz. Ümit ederiz ki Rus yetkililer, muhataplarımız, en kısa sürede Türkiye'nin Rusya için, Rusya'nın Türkiye için taşıdığı önemi, Türk-Rus ilişkilerinin çevre bölgeler ve başta Suriye'deki krizin çözümü için taşıdığı önemi, en kısa sürede fark ederler ve sorunlarımızı yüz yüze, göz göze, bir masa etrafında tartışacak bir tavra gelirler. Bunun yerine şantaj dili, tehdit dili, yaptırım dili kullanmak isteyenler de bilsinler ki bir Türk'e her şey yapılır da şantaj yapılamaz. Bize her şey söylenir de bizi şu veya bu tehdit ile ulusal güvenliğimizi ve sınır güvenliğimizi korumak konusunda adım atmaktan da kimse alıkoyamaz. Bütün zorlukların bütün bu kritik süreçlere rağmen büyük bir ümit ve vizyon ile geleceğe bakıyoruz. Bu ümidimizin, vizyonumuzun kaynağı, dışarıdan aldığımız yardımlar değildir, böyle bir yardıma da ihtiyacımız yok hamd olsun. Bu ümidimizin ve vizyonumuzun kaynağı şu veya bu ülkenin ekonomik olarak bizimle geliştirdiği ilişkiler değildir, o ülkede kapı kapanırsa başka ülkelerde kapılar açılır. Bugün gördüğümüz gibi Avrupa Birliği veya Afrika kapıları. Bizim gücümüzün, kudretimizin kaynağı, 1 Kasım seçimlerinde demokratik olgunluğu göstermiş olan milletimizdir, milletimizin yüzde 85 katılımı, yüzde 97,5 temsili, yüzde 49,5 oyla bize verdiği destektir. Bundan başka bir güce de ne ram oluruz ne de ihtiyaç hissederiz. Bizim gücümüzün kaynağı insanımızın niteliğidir. Bizim gücümüzün kaynağı girişimcilerimiz, özel sektörümüzün engel tanımayan hamle aşkıdır."

(Bitti)

Haber Ara