Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

'Askeri casuslukta kumpas' davası

'Askeri casuslukta kumpas' davası

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-06-24 21:55:45

'Askeri casuslukta kumpas' davası
İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda sahte delil üretildiği iddiasıyla ilgili, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" yönelik soruşturma kapsamında 20'si tutuklu 68 kişi hakkında açılan davada, eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın tahliyesine karar verildi.

2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava için duruşma salonuna çevrilen İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri'nin konferans salonunda görülen duruşmaya bazı sanık ve müştekiler ile taraf avukatları katıldı.

Mahkeme Başkanı Halil İbrahim Kibar, tutuklu sanık avukatlarının, müvekkillerinin tutukluluk incelemesinin pazar günü olması nedeniyle tahliye taleplerinin bugün değerlendirilmesi isteği üzerine, iddianamenin okunmasına ara vererek, sanık ve müdafilerine savunma hakkı tanıdı.

Cumhuriyet Savcısı Alpay Özbek, isnat edilen suçların niteliği göz önünde bulundurulduğunda, serbest bırakılmaları halinde kaçma riski olduğunu belirttiği sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde mütalaa verdi.

Eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay, 2011 yılında kendi iradesi dışında bu kente tayininin çıktığını, askeri casusluk soruşturmasında herhangi bir müdahilliğinin olmadığını savunarak, adli yetkisi bulunmamasına rağmen yargılandığını, yöneltilen suçlamaların gerçeklikle alakası olmadığını ileri sürdü.

Bilkay, soruşturmayı başlatan emniyet müdürü hakkında takipsizlik kararı verildiğine işaret ederek, "Hangi kanun maddesiyle yargılandığımı merak ediyordum ama dosyada herhangi bir imzam, bir parafım ya da talimatım yok. Dosyanın varlığından sonradan haberim oldu. Dosya önüme gelse dahi kanunen müdahalede etme ihtimalim yok, etseydim suç işlemiş olurdum." diye konuştu.

Bilkay, tahliyesini istedi.

Sanık Bilkay'ın avukatı Melih Dikayak, 8 aydır tutuklu müvekkiliyle ilgili gizli tanık ve müşteki beyanı, HTS kaydı, bilirkişi raporu ve evrakta parafının bulunmaması nedeniyle durumunun son derece vahim ve çarpıcı olduğunu, iddianamede mesnetsiz iddialara yer verildiğini öne sürerek, "Müvekkilime atılı suçlamaların nerede, nasıl işlendiğine dair bir unsur yok. Dönemin darbe mahkemelerinde işkenceyle bile olsa bir delil üretiliyordu. Bizim dosyamızda sahte delil bile yok. İddianamede kısa kısa isnatlarda bulunulmuş. Bunların hukuka aykırı olduğu bas bas bağırıyor." ifadelerini kullandı.

Dikayak, askeri casusluk soruşturmasının 19 ay sürdüğünü, Bilkay'ın soruşturmanın son 5 ayında İzmir'de görev yaptığını, soruşturmaya müdahalesinin söz konusu olmadığını savunarak, müvekkilinin operasyondan birkaç gün önce haberdar edildiğini, görevi dolayısıyla tüm suçlardan sorumlu bulunduğu yorumunun yapılamayacağını, Bilkay'a isnat edilen suçlarda soruşturma savcısının somut delilleri ortaya koyamadığını, iddianamenin bu yönüyle "kendilerinin en büyük delili" olduğunu savundu.

Dikayak, kaçma ihtimali olmadığını söylediği müvekkilinin yaşlı ve sağlık problemi olması nedeniyle adli kontrol şartı uygulanması şartıyla tahliyesini talep etti.

Eski İzmir KOM Şube Müdürü Mehmet Ali Şevik'in avukatı Levent Kaya da müvekkilinin şubesinde görev almadan yaklaşık bir yıl önce soruşturmanın başladığını, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediklerini, herhangi bir örgütle bağlantısının olmadığını dile getirerek, tahliyesini istedi.

Dönemin İzmir KOM Şube Müdür Yardımcısı Behzat Tuzcu'nun avukatı Mehmet Şener Özterzi de müvekkilinin isminin iddianamede sadece 2 yerde geçmesine rağmen uzun süreden beri cezaevinde tutuklu bulundurulduğunu ifade ederek, cezaevinde aşırı kilo kaybına uğrayan Tuzcu'nun kendisinin şeker, çocuğunun ise epilepsi hastası olmasından dolayı tahliye talebinde bulundu.

Emniyet mensubu Ali Bekar'ın avukatı Muzaffer Akyol da müvekkilinin 8 aydan beri tutuklu bulunduğunu, geçen süre zarfında hangi suçtan tutuklu olduğunun net şekilde ortaya konmadığını, iddianamedeki iddiaların "gülünçlük"ler içerdiğini öne sürerek, kaçma şüphesi olmayan müvekkilinin tahliyesini istedi.

Tutuklu sanıklar ve diğer avukatlar da tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Ali Bilkay, Behzat Tuzcu, Cemil Yörük, Hanifi Aydın, Mehmet Emin Çakıcı, Hakan Arık, Seydi Ali Duru ve Tayfur Çelik'in tutuksuz yargılanmasına hükmederek, iddianamenin okunmasına devam edilmek üzere duruşmaya pazartesiye kadar ara verdi.

- Dava ve iddianame

"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar maili üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliler üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı ise daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'ndan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato'nun hazırladığı ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.

Haber Ara