Dolar

32,2812

Euro

34,7808

Altın

2.396,40

Bist

10.276,88

'Araştırmada Yenilikler Konferansı'

'Araştırmada Yenilikler Konferansı'

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-04 16:53:30

'Araştırmada Yenilikler Konferansı'
Ipsos Kurucusu ve Başkanı Didier Truchot, "Tüketici artık eskisi kadar naif, iletişime eskisi gibi açık değil. Eskiden radyo ve televizyonda çok fazla reklam vermek işi çözüyordu ama şimdi tüketici daha deneyimli ve daha eğitimli" dedi.

Araştırmanın gelişimine odaklanan ve geliri sosyal projelere aktarılan, pazarlama ve araştırmanın en sıcak konularının alanında uzman global araştırmacılarla ele alındığı "Araştırmada Yenilikler Konferansı" Truchot ve sektör profesyonellerinin katılımıyla başladı.

Truchot, konferansta başarının müşteriye verilen değerle alakalı olduğuna işaret ederek, verdiği paranın karşılığı olarak müşterinin kendilerinden bir beklentisi olduğunu, bu beklentinin karşılanması gerektiğini söyledi.

Kurumu ilerletebilmek, en yükseğe çıkabilmek, başarılı olabilmek için bilginin yeterli olmadığının altını çizen Truchot, "Önemli olan bu bilgiyi görüşmelerinizde, tartışmalarınızda, konuşmalarınızda ve karar alma aşamanızda kullanmaktır" dedi.

Tüketici talepleri ve tüketicinin değişim yönüne de değinen Truchot, global çapta insanların hızlı bir değişim yaşadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Pazarlama faaliyetlerine tüketiciler yıllardır maruz kalıyor. Asıl değişim şu; tüketici artık eskisi kadar naif değil, iletişime eskisi gibi açık değil. Şimdi tüketiciyi işe dahil etmeniz, onu çekmeniz, tüketicinin aklında fark yaratmak farklı bir bakış açısı yaratmanız lazım. Şu an birçok şirket bununla uğraşıyor. Eskiden radyo ve televizyonda çok fazla reklam vermek işi çözüyordu ama şimdi tüketici daha deneyimli ve daha eğitimli. Eğer rekabet edici, ilgi çekici bir hikayeniz yoksa ilgilenmiyorlar."

Didier Truchot, araştırma sektörü ya da pazarlama hizmetlerinde büyümenin eskisi kadar olmamasını ise, küresel ekonominin de eskisi kadar büyümüyor olmasına bağladı.

Ipsos Türkiye CEO'su Sidar Gedik de bu yıl altıncısı gerçekleştirilen konferansın bir paylaşım platformu olduğunu söyledi.

"Hem bilgiyi paylaşmaya çalışıyoruz hem de sosyal dayanışma içinde oluyoruz. Doğru pazarlama, ekonomik ve sosyal kararlar için araştırmanın önemi yadsınamaz" diyen Gedik, dünyadaki birçok gelişmeyi araştırmaya bağlı analizler ve kararların sağladığını, kendilerinin de araştırmacılar olarak sürekli yenilik peşinde olduklarını anlattı.

Baş döndürücü hızla ilerleyen global ve yerel yenilenmeye ayak uydurmak ve hatta önüne geçmek zorunda olduklarını vurgulayan Gedik, oluşan yeni koşullara ayak uydurabilmek, yeni düşünme yöntemleri, yeni analiz teknikleri yaratabilmek ve hatta bazen basit bir soru formuna daha önce akıl edilmemiş yepyeni tek bir soru yazabilmenin bile çok önemli olduğunu belirtti.

-"Sosyal medyada 'ısrarlı takip'e uğrayan kadın hukuka başvurabilir"

Konferans kapsamında düzenlenen panellerde seçim sonrası ekonomi ve tüketici davranışı senaryoları ile kadına yönelik şiddete karşı mücadele araştırmaları, politika önerileri de ele alındı.

Sidar Gedik, seçim öncesi ve sonrasına ilişkin tüketici eğilimlerine yönelik yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:

"Seçimler yaklaşırken bütün ülkelerde bir endişelenme hali oluşuyor. Bu gibi dönemlerde tüketici güven endekslerinde bir gerileme ya da stabil kalma hali olabiliyor. Ama bu stabil kalma ya da gerileme hali tüketimi duracak ya da gerileyecek demek değil. Türkiye'de yılın başından beri hane içi tüketimde bir duraksama yok, 'seçim sonrasında da ne olacak?' derseniz, burada en önemli kategorilerden biri gıda, seçim sonrası ramazan ayına denk gelmesi de bu kapsamda olumlu bir tesadüf. Özellikle bu kategorilerde ramazan tüketiminin zirve yaptığı bir dönem, bu yüzden seçimin hemen sonrasında bu anlamda bir gerileme ihtimali yok."

Dayanıklı tüketim mallarında ise geçen seneden beri bir yükseliş olduğunu, yılın ilk çeyreğinde otomotivin etkisi ile tüketimin önemli bir noktaya geldiğini bildiren Gedik, son dönemde burada bir fren olduğunu, bunun da çeşitli sebepleri olabileceğini, bunun endişeden ziyade bir temkin olarak adlandırılabileceğini aktardı.

Ipsos Türkiye Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Yöneticisi Semiha Feyzioğlu ise, Türkiye'de şiddete uğrayan kadınların oranı ve şiddete verilen tepkiler konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Şiddetin sadece fiziksel ya da cinsel olmadığının altını çizen Feyzioğlu, kadının toplumsal ya da ekonomik hayata katılımını sınırlandıran eylemlerin, psikolojik olarak kadının sağlığını olumsuz olarak etkileyen her türlü eylemin şiddet başlığı altında değerlendirildiğini söyledi.

Feyzioğlu, Türkiye'de her 100 kadından 40'ının eşleri ya da partnerleri tarafından en az 1 defa psikolojik şiddete maruz bırakıldığının altını çizerek, cinsel şiddet oranının yüzde 12, fiziksel şiddet oranının yüzde 35 olduğunu aktardı.

Yeni konuşulmaya başlanan "ısrarlı takip" kavramına da dikkati çeken Feyzioğlu, şunları anlattı:

"Bu aslında bildiğimiz ama şiddet olduğunun farkında olmadığımız konu başlıklarından biri. Ayrıldığınız eşinizin ya da erkek arkadaşınızın ısrarlı telefonlarına maruz kalmak, sosyal medyada sizi taciz etmesi, istemediğiniz durumlarda karşınıza çıkması bir şiddet eğilim biçimi olarak değerlendiriliyor ve bu hukuksal düzenlemelerde de böyle geçiyor. Bunun oranı da Türkiye'de yüzde 27. 6284 sayılı yasada da ısrarlı takip bir şiddet biçimi olarak tanımlanıyor. Yani kadın isterse kanun uygulayıcıya gidip 'ben ısrarlı takip mağduruyum' diyerek işlem yaptırma hakkına sahip."

"Sözde ve Gerçekte İnovasyon ve Oyun Değiştiren Teknolojiler" panelinde paylaşılanlara göre ise, insanı anlamak, karar verme mekanizmalarını keşfetmek, pazarlama ve iletişim stratejilerini belirlemek için en temel noktalardan birisi olarak öne çıktı.

Ipsos Global Inovasyon Başkanı ve aynı zamanda Ipsos Hollanda'nın Ülke Genel Müdürü olan Carlo Stokx , Ipsos'un bu teknolojileri kullanarak geliştirdiği pazarlama araştırma trendlerini katılımcılarla paylaştı.

Ipsos Türkiye Inovasyon Direktörü Tolga Kahraman ise, panel kapsamında bu tekniklerin ve trendlerin yerel uygulama örnek ve önerilerini katılımcılarla paylaştı. Bahçeşehir Üniversitesi'nden Dr. Mustafa Balkaya da konferans kapsamında, nörobilimin geldiği son noktayı ve araştırmada nörobilimden nasıl yararlanılacağını ve en etkili kullanım alanlarını aktardı.

Konferansın bu yılki geliri Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'na aktarılacak. Toplanan bağışlarla Mor Çatı Dayanışma Merkezi'nin yenilenmesi ve Mor Çatı Kadın Sığınağı'na destek olunması planlanıyor.

Haber Ara