Dolar

32,4369

Euro

34,7936

Altın

2.432,55

Bist

10.082,77

AK Parti MYK toplantısı

AK Parti MYK toplantısı

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-02 22:23:49

AK Parti MYK toplantısı
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye Büyük Millet Meclisine her seferinde milletimiz bu talimatı vermektedir. Demektedir ki: 'Yeni anayasa yapın'. Bu, en güçlü vaadimizdir, en güçlü talebimizdir. Siyasi partilerin bu konudaki her türlü destek, iş birliği, mekanizma kurma, karşılıklı diyalog geliştirme çağrılarına açığız. Buradan da bir kere daha çağrı yapıyoruz: Gelin, Türkiye'yi 2023'e taşıyacak sivil bir anayasa yapalım" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen AK Parti MYK toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Çelik, diğer partilerle ilgili söyleyecek bir şeyinin olmadığını belirterek, şunları dile getirdi:

"AK Parti kendi başarısını, diğer partilerin başarısızlığı üzerinden anlatan bir parti değil. Diğer partilerin aldığı oyla hiç ilgilenmeyeceğiz. Bu seçimin tek gündemi vardır. AK Parti tek başına iktidar olacak mıdır, olmayacak mıdır? Genel Başkanımız, Başbakanımız bunu defalarca açıkladı. Türkiye'nin gündemi buydu. Toplumda da bu tartışıldı ama ortada da bir tablo var. O tablo da şudur, Türkiye'de iktidar-muhalafet diyalektiğinin işlemesiyle oluşacak siyasi süreçler konusunda muhalefetin daha çok çaba sarf etmesi gerektiği görülüyor. AK Parti'ye Türkiye hem yönetme sorumluluğu veriyor hem de AK Parti'nin adeta bir muhalefet gibi davranarak kendi içinde de bu dinamizmi kendisinin gerçekleştirmesini istiyor."

Toplumun birbiriyle çok farklı kesimlerinin taleplerini ve özlemlerini AK Parti'de ifade ettiğini gördüklerini aktaran Çelik, zıt siyasi yönelimlere sahip vatandaşların bile AK Parti'de buluştuklarına dikkati çekti.

Çelik, bunun da AK Parti'nin Türkiye için ne kadar büyük bir toplumsal şemsiye olduğunu, bir merkez partisi olarak ne kadar büyük bir çatı kurduğunu gösterdiğini söyledi.

- "Çalışmalarımız bu sabah itibarıyla başlamıştır"

Başbakan Davutoğlu'nun seçim sonrası ziyaretlerine ilişkin Çelik, "Bütün illerimize teşekkür ziyaretine başlayacağız. Birkaç gün içinde bunu yaparız. Ondan sonra tabii bu kadar seçim geçirmiş, bu kadar güçlü mesailer vermiş bir kadronun, teşkilatlarımızın ayın 12'sine kadar bir arası olacak fakat Sayın Başbakan'ımızın mesaisi tam devam ediyor. Sabahtan geç saatlere kadar. Dün zaten gece 03.00 gibi bitti mesai" şeklinde konuştu.

Çelik, AK Parti'nin ilk adımının ne olacağı ve Davutoğlu'nun bu konuda herhangi bir talimatı olup olmadığı yönündeki soruya şöyle cevap verdi:

"Bu çerçevede tabii ki talimatları var. Öncelikle seçim beyannamesinde söz verdiğimiz hususların, bunlarla ilgili düzenlemelerin, yasalsa yasal, mevzuatla ilgiliyse mevzuatla ilgili, bunların bir an evvel yerine getirilmesi için gereken çalışmalara başladık. Bir yandan hükümet programıyla ilgili çalışmalar, hemen anında bu sabah itibarıyla başlamıştır. Gerek ekonomi gerek reformlar konusunda hangi adımlar atılacak, hangi kanunlar öncelenecek, onunla ilgili çalışmalar da bu sabah itibarıyla başlamıştır. Hiçbir ara ve kesinti yoktur. Bu sabah itibarıyla görevli arkadaşlarımız belli, beyannameyle ilgili vaatlerin yerine gelmesi, hükümet programının hazırlanması, bundan sonraki sahada yapılacak çalışmaların yapılması bakımından...

Şu anda tabii il ve ülke ziyaretleriyle ilgili bir şey söyleyebilecek durumda değiliz. Belki yarın İstanbul'da bazı değerlendirmeler olacak. Onun dışındaki takvimi sizinle paylaşırız."

- "Gelin, Türkiye'yi 2023'e taşıyacak sivil bir anayasa yapalım"

Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruyu Çelik, "Yeni anayasa, AK Parti'nin Türkiye'ye vadettiği temel politikaların ilk maddesidir. AK Parti'nin yeni anayasa vaadi en taze, en sağlam ve en güçlü vaadidir. Bu, devam etmektedir" diyerek yanıtladı.

Bütün siyasi partilere çağrıda bulunan Çelik, şunları kaydetti:

"Gelin, Türkiye'yi sivil vatandaş odaklı, çağdaş, geleceğe taşıyacak yeni bir anayasa yapalım. Şimdiye kadar anayasa hukukçuları yazdılar, milletin onayına sunuldu. Bu sefer millet bu anayasayı yazsın, anayasa hukukçuları sadece anayasa tekniği açısından formüle etsinler. Bu şekilde bu anayasayı Türkiye'ye kazandıralım. Türkiye'nin hala birtakım revizyonlar, sivilleştirmeler yapılmasına rağmen eski anayasa ile yönetiliyor olması kabul edilemez. Türkiye Büyük Millet Meclisine her seferinde milletimiz bu talimatı vermektedir. Demektedir ki: 'Yeni anayasa yapın'. Bu, en güçlü vaadimizdir, en güçlü talebimizdir. Siyasi partilerin bu konudaki her türlü destek, iş birliği, mekanizma kurma, karşılıklı diyalog geliştirme çağrılarına açığız. Buradan da bir kere daha çağrı yapıyoruz: Gelin, Türkiye'yi 2023'e taşıyacak sivil bir anayasa yapalım."

Çelik, Türkiye'nin ekonomisinin ve demokrasisinin büyümesi, çağdaş dünyanın birtakım meydan okumalarına karşılık verebilmesi için yeni anayasaya şiddetle ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.

"Çünkü anayasa devletin yazılımıdır" diyen Çelik, şunları ifade etti:

"Toplumun taleplerinin bir devlet yazılımına dönüşmesidir, sivil anayasa. Daha önce böylesi bir imkandan mahrumduk. Yeni Türkiye'nin kimliğidir, doğum belgesidir, 2023 hedeflerinin en büyük zeminidir. Yeni anayasa olmadan ne arzu ettiğimiz ekonomik seviyeye ne arzu ettiğimiz demokrasi seviyesine ne de dış dünyayla ilişkiler kurma bakımından doyurucu bir kimlik belgesine sahip olamayız. Bu, hepimizin vazifesidir. Bu, tek başına AK Parti'nin sorumluluğu değildir. Vatandaşın Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği her bir milletvekilinin tek tek sorumluluğudur."

- "Kamu düzeninde tam hakimiyet sağlandıktan sonra buzdolabından çıkarılabilir"

Çözüm Süreci'nin, Milli Birlik, Kardeşlik Projesi olarak aşamalar itibarıyla Türkiye'deki silahlı unsurların ülke toprakları dışına çıkarılmasıyla ilgili olduğunu anımsatan Çelik, sürecin kamu düzeniyle birbirine zıt olmadığını, kamu düzeni ile Çözüm Süreci'nin birbirinin alternatifi olmadığını vurguladı.

Çelik, şunları dile getirdi:

"Burada bu silahlı unsurlar, terör örgütünün silahlı unsurları, ülke toprakları dışına çıkmak için daha önce ilan ettikleri takvime uymadılar. O takvim içinde sadece yüzde 15'i civarında bir kısmı da hasta olanlar, ülke topraklarının dışına çıkarıldı. Şunu açık ve net şekilde söyleyelim: Türkiye ve bu bölge bundan sonrasında bu silahlı unsurlara şimdiye kadar olduğu gibi kesinlikle tahammül etmez. Bunlar 'İşte biz belli örgütlerle savaşıyoruz, DAİŞ'le savaşıyoruz, şunla, bunla mücadele ediyoruz' diye kendilerine konjonktürel olarak bölgede birtakım derinlikler ürettiklerini düşünüyorlar.

Orada mücadele eden bazı büyük ülkelerle geçici ittifaklar kurduklarını düşünüyorlar, bunun da Türkiye'ye dönük terör tehdidini örtebileceğini düşünüyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil."

Çözüm Süreci konusunda samimi olanların, süreci samimi sahiplendiğini düşünenlerin yapması gereken iki şey bulunduğuna işaret eden Çelik, "Bir siyasi olarak bunu söyleyenlerin kesinlikle terör örgütüne ve terör faaliyetlerine karşı olduklarını ilan etmeleri, ikincisi eli silahlı unsurların da ikide bir barıştan bahsediyorlar, çözümden bahsediyorlar yapacakları tek şey bu silahları gömmektir" ifadelerini kullandı.

"Türkiye ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitirmiştir, Türkiye'de siyasal katılım yolları sonuna kadar açıktır" diyen Çelik, şunları belirtti:

"Hiç kimsenin Çözüm Süreci'ni bahane ederek kamu düzenini imha etmesine, yaralamasına müsaade etmeyiz, biz kamu düzeni adına demokrasiyi rafa kaldıran bir anlayışa da sahip değiliz. Hem kamu düzeni hem de demokratikleşme, birbirini besleyen iki unsur olarak bundan sonra devam edecektir. Dolayısıyla kamu düzeni sağlandıktan, kamu düzeni konusunda tam hakimiyet sağlandıktan sonra o buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınır, buzdolabından çıkarılabilir ama terörle mücadelenin herhangi bir aşamasında kamu düzeni tam sağlanmadan karşı taraftan gelen 'Çözüm Sürecini yeniden devreye sokalım' türü çağrıların hiçbirini ciddiye almıyoruz, her birine kulağımız kapalıdır.

Ya da birilerinin tutup da 'Devletle görüşüyoruz, seçimden sonra yeni bir diyalog ya da çözüm aşaması başlayacak' demelerinin hiçbir zemini yoktur. Kamu düzeni tam sağlandıktan sonra bu meseleyi gündemimize alırız."

Çelik, bir gazetecinin AK Parti MYK'sında revizyon olup olmayacağına yönelik sorusu üzerine, "Tabii siyaset, aritmetik bir şekilde işlemiyor, siyaset daha kuantum stiliyle işliyor. Dolayısıyla bütün bunlar MYK, Bakanlar Kurulu, diğer mekanizmalar, Sayın Genel Başkan'ın takdirindedir. Onlar önümüzdeki süreç içinde değerlendirilir, bunlar MYK'da konuşulan konular değil tabii ki" değerlendirmesinde bulundu.

- "Özel televizyonlar istedikleri partiyi destekleyebilirler"

Seçim yayınları dolayısıyla bir haber kanalına 7 yayın cezası verilmesine yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Çelik, konunun içeriğini bilmediğini söyledi.

Çelik, "Türkiye'de bu yayınlarla ilgili, yayınlar konusundaki cezalarla ilgili daha objektif kriterlerin uygulanması, burada Türkiye'nin geldiği aşamada hemen her şey konuşuluyor, hemen her şey ifade ediliyor. Özellikle özel televizyon kanallarının yani kamu kurumu değilse istediği partiyi tutması, istediği partiyle ilgili propaganda yapması serbest, nasıl kişiler serbestse ya da kurumlar aynı şekilde tutum alabiliyorsa televizyonlar açısından da bunun söz konusu olabilmesi gerekir" görüşünü paylaştı.

Özel televizyonların bu alanda istedikleri partiyi destekleyebileceklerini anlatan Çelik, "Bu konuda belki bu cezalar meselesi, benzeri meselelerle ilgili herkesin aslında olan, biten, işleyen bir süreç var. Herkes istediği propagandayı yapabiliyor, seçimler dışında da yapabiliyor. Belki bu konularda bütün bir medyayı kapsayacak bir şekilde daha özgürlükçü yeni düzenlemeler olabilir" diye konuştu.

Yeni anayasa çalışmalarında başkanlık sisteminin yer alıp almayacağına ilişkin soru üzerine Çelik, şöyle devam etti:

"Bu, zaten daha öncesinde AK Parti'nin resmi görüşü olarak ifade edilmişti, geçmişteki anayasa çalışmalarında. Tabii bunlar, bütün bu meseleler sadece tek bir mesele değil, hepsinin ne şekilde değerlendirileceği, nasıl ele alınacağı, bir anayasa komisyonu kurulur, yeni bir süreç başlarsa ele alınacak meseleler ama şunu öngörmek lazım, Türkiye'nin daha geniş, daha yüksek normlara ihtiyacı var. Türkiye, bu yüksek normları tartışırken denge, denetim mekanizmalarından pek çok temel hak ve hürriyetlere, onun dışındaki ifade hürriyetine, bir sürü alana kadar tartışması gereken pek çok konu var. Tüm bu konular özgürce tartışılmalı, 'Bir yeni anayasa nasıl istiyoruz' diye. O zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde güzel bir site açılmıştı, vatandaşlarımızın taleplerini iletmesiyle ilgili, aynı şekilde bu anayasayla ilgili çalışma yapan sivil toplum örgütleri de bütün illeri gezerek birtakım fokus gruplarla çalışmalar yapmıştı, doğrudan vatandaşa sorulmuştu. Onlar çok iyi, çok kıymetli çalışmalardı, binlerce sayfayla da analizi yapıldı."

Çelik, "Dolayısıyla tüm meselelerin topluca ele alınması, tek tek içinden çekerek, 'Şu konuda şöyle, bu konuda böyle düşünüyoruz' meselesi değil, bir yeni anayasa perspektifiyle siyasi partilerin bir araya gelmesinin ama geçmişteki anayasa komisyonunda olduğu gibi, yani frenleyici değil, tam tersine yeni anayasanın önünü açıcı bir çalışma yapmalarını çok arzu ederiz" diye konuştu.

(Bitti)

Haber Ara