Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

'Bir cana, bir kadına daha el uzanmaması için ne yapmamız gerekiyorsa, hükümet olarak, yargısal yönüyle de yapmaya devam ediyoruz'- 'Ülkemize baktığımızda bu hususta hükümetimiz ve tüm kurumlarımız çok büyük bir hassasiyet içerisinde. Kadına yönelik şiddeti önlemek adına mevzuatımız, Batılı birçok ülkeden daha ileride'

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-06-15 12:41:19

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili, "Bir cana, bir kadına daha el uzanmaması için ne yapmamız gerekiyorsa, hükümet olarak, yargısal yönüyle de yapmaya devam ediyoruz." dedi.

Gül, Anadolu Ajansı AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

"Kadına şiddet konusu, son dönemde yeni vakalarla bir kez daha gündeme geldi. Eleştirilerin odağında ise şüphelilerin serbest bırakılması var. Suç mağdurlarına yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile hangi yeni adımlar atılacak?" sorusunu Gül, "Bu, hepimizin canını yakan bir konu. Bütün insanlığın uğraştığı hadiselerden biri. Avrupa ülkeleri de bu konuda acı olaylar yaşıyor. Ülkemize baktığımızda bu hususta hükümetimiz ve tüm kurumlarımız çok büyük bir hassasiyet içerisinde. Kadına yönelik şiddeti önlemek adına mevzuatımız, Batılı birçok ülkeden daha ileride. Kadına yönelik her türlü şiddet, lanetlenesi bir durumdur. Bunu asla tasvip etmiyoruz." şeklinde cevapladı.

Gül, kadına yönelik şiddette yargının sonuç aşaması olduğunu, kadının şiddete maruz kalmasını önleyici tedbirlere kafa yorulması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Bu konuda yargısal yönden çok önemli adımlar atıldı. Cumhurbaşkanımızın kararnamesiyle de mağdur odaklı bir yargılama için düzenleme yürürlüğe konuldu. Özellikle adliyelerde bir müdürlük oluşturarak mağdura adliyenin kapısından girdiği andan itibaren her türlü desteğin verileceği ve sürecin tamamlanıncaya kadar uzmanlar marifetiyle yürütüldüğü bir sistemi öngördük. Buna yönelik uygulamalarımız, kararname çerçevesinde devam edecek. Biz, 'tüm şeyleri yaptık artık elimizden bu geliyor' diyemeyiz. Bir cana, bir kadına daha el uzanmaması için ne yapmamız gerekiyorsa hükümet olarak, yargısal yönüyle de yapmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede hazırladığımız genelgelerle kadına yönelik şiddet bürolarının savcılıklarda oluşturulması ve bu konuda HSK'nin ihtisas mahkemeleri belirlemesi yönünde adımlar söz konusu. Bu konuyla ilgili önemli aşamalar elde edildi. Savcılıklara da bu konu tekrar hatırlatıldı. 'Mağdurun yanında yer alın.' şeklinde birtakım ifadeler vurgulandı. Elbette yargısal boyutuyla da eksikler, hatalar, kabul edemediğimiz uygulamalar olabiliyor ama bu konudaki hassasiyetin en üst düzeyde olması için her türlü çabalar ortaya konulabiliyor.

- "Savcılık bilgiyi öğrendiğinde bunu dikkate almak zorunda"

Bakan Gül, kadına şiddet olaylarının sosyal medya üzerinde paylaşılmasının ihbar niteliğiyle ilgili bir soruya ise "Karakola ya da savcılara o video gitmemişse, sosyal medyada bu yapılıyorsa bu anlamda yargı ya da karakola bir suç atfetmek mümkün değil. Dosyanın içerisinde bilgi varsa ve bu dikkate alınmıyorsa bunun asla tasvibi mümkün değil. Burada asıl olan adaletin yerini bulmasıdır. O kişiden beklenen, videoyu karakola ya da savcılık makamına vermesidir ama oradan yayınladı diye bir şey demek de doğru değil. Savcılık bilgiyi öğrendiğinde bunu dikkate almak zorunda. Bu tür bilgiler değerlidir. Diğer taraftan vatandaşın, 'ben yazdım o yüzden harekete geçildi', 'bunu paylaşmasaydım o kişi yakalanmayacaktı, savcılık, emniyet itibar etmeyecekti' algısı da doğru değil. Oysa savcı da zaten o delili bekliyor. Bu anlamda paylaşımlar yargıya yardım edildiği yönüyle doğru ama kişisel verileri paylaşma ve soruşturmanın gizliliğini ihlal edilmesi ise asla kabul edilemez." yanıtını verdi.

- "Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz"

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi kapsamında eski eş için alınacak önlemlerin sorulması üzerine Gül, önleyici tedbir anlamında hem kolluğun hem de savcılığın çok önemli misyonunun bulunduğunu, bu konuda koordinasyonun ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında olduğunu belirtti.

Kadına yönelik şiddetin psikolojik ve sosyolojik boyutunun da bulunduğunu belirten Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, ilgili bakanlıklara bildirdiği eksiklikleri, en önemli başlık olarak ele alıp değerlendirdiklerini bildirdi.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, sadece kamu kurumlarının değil, sivil toplum kuruluşları, medya ve kanaat önderleri de dahil herkesin ortak sorumluluklarının bulunduğuna işaret eden Gül, "Bir kişi şiddete uğradıktan sonra, kanunlarımızda zaten ağır cezalar var, daha da ağırlaştırılmamız gerekiyorsa elbette yapılabilir ama mesele bir kadın şiddete uğramadan önce, ölmeden, yaralanmadan önce bu hadisenin önlenmesidir." dedi.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için şiddet büroları kurulduğunu, savcılıklar ve ihtisas mahkemeleri oluşturulduğunu anlatan Gül, şöyle devam etti:

"2017-2020 yılları arasında 18 bin 20 koruyucu, 1 milyon 791 bin 182 önleyici olmak üzere toplam 1 milyon 809 bin tedbir kararı verilmiş. Sadece tedbir kararı verilmesi anlamında, bu da önemli ama mesela, boşanmış ama 10 yıldır nafaka ödüyor. Yok parayı yatırdın, eksik yatırdın, yatırmadın... Aile devamının kesilmesi anlamında atılması gereken adımların da yine tüm yönleriyle değerlendirilmesi... Nafaka da bunlardan biri. Bu konunun da artık sonuçlandırılması gerekir. Bu konudaki çalışmalar da masada olan konulardan biri. Değişiklik yapılması gerektiği açık."

Gül, kadına yönelik şiddete sadece istatistik olarak bakmadıklarını belirerek, "Bir kadına bile kalkan eli, uygulanan şiddeti asla tasvip etmiyoruz ve sonuna kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

- Görüntülü görüşme ve dijital sayım

Bakan Gül, cezaevlerindeki dijital sayım uygulaması ile hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşmesine imkan sağlayan düzenlemenin de uzun zamandır üzerinde düşündükleri önemli başlıklardan biri olduğunu bildirdi.

Bu çalışmaya ilişkin mevzuatın hazırlandığını, teknik hazırlığın da tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden Gül, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cezaevlerinde annesini, babasını 10 yıldır, 15 yıldır göremeyen, yurt dışından ziyarete gelemeyen insanlar var. Bu kişilerin, cezaevindeki yakınlarıyla görüntülü görüşebileceği bir sistem kuruyoruz. Koğuşun içinde, sese yalıtılmış, güvenli bir şekilde orada görüşmesi gereken kişiyle görüntülü görüşüp konuşabilecek bir sistem. Bu bir hak, elbette çerçevesi çizilecek. Yine sayımlar yapılıyor. Günde 2 defa sayım için hükümlü ve tutuklular hizaya diziliyor. Artık sayımlar parmak iziyle yapılacak. Dilekçe yazacaksa oradan talepte bulunacak. Son derece insani bir uygulama. Koğuşa konulacak kiosk dediğimiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Birçok açıdan çok önemli bir düzenleme olacak. Dünyada bu anlamda bir düzenleme ile karşılaşmadık, öncüyüz. Pilot uygulamalara yakın zamanda başlayacağız. Başarılı bir şekilde uygulandıktan sonra cezaevlerinde bunların yaygınlaştırılması sağlanacak. Hele şu pandemi sürecinde sayımlar yapıyorsunuz, oradaki hükümlü tutuklu da devlete emanet, bir fiziksel temasa da gerek kalmasın diye çok önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. İnşallah yakın zamanda bunu hayata geçireceğiz. Koğuşlara ATM benzeri bir cihaz konulacak, görüşme, dilekçe, bazı talepler ve sayım bu cihaz üzerinden yapılacak."

(Bitti)

Haber Ara