Açıklamasında sergi hakkındaki eleştirilerini sosyal medya hesaplarından yaptığını ve bunun anayasal bir hak olduğunu vurgulayan Osmanoğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Son dönemde ülkemizde yaşanan ve kamuoyu nezdinde infial uyandırmaya yönelik eylemlerin yeni bir halkasını teşkil eder surette, Halife Abdülmecid Efendi'nin evinde tertip edilen sergi ile ilgili tepkimi Anayasa ile güvence altına alınan bir hak olarak sosyal medya hesaplarım üzerinden ortaya koymam sonrasında, birtakım kişileri yönlendirdiğim iddiasıyla, esasen, belli çevreler tarafından bizleri hedef göstermek saikiyle hareket edildiğini ve bunun altında yatan zımni iradeyi, üzülerek müşahede etmiş bulunmaktayım."
Osmanoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
"Şüphesiz ki, hatalı bulundukları bir mevzuda kendi kusurlarının üzerini örtmeye yönelik bir üslup dahilinde hareket edenler, zihniyetlerinde gizlemeye çalıştıkları vahameti açıkça gözler önüne sermişlerdir. Referansları İslâm olmayabilir. Lakin, bu necip milletin binlerce yıllık gelenek, görenek, örf ve an'aneleri adeta hiçe sayılırcasına açılan bu sergiyi kadim Türk Milleti'nin naçizane bir ferdi olarak kınamaya devam ediyorum. Elbette ki benim bu tepkim, icra edilen sanat ve/veya sanatçıya yönelik değildir. Ancak, seçilen mekânın özellikle kurgulandığı ve sonrasında da eleştiriye açık birtakım fotoğrafların kamuoyu ile bilinçli olarak paylaşıldığı kanaatindeyim. Ayrıca, mevzu edilen son Halife Abdülmecid Efendi'nin 'nü' tablosunun, şehzâdelik döneminde icra edilmiş olduğu ve fakat, sonraki dönemlerde Abdülmecid Efendi'nin, Hilâfet Makâmı'na olan saygısından ötürü benzeri türde eserlere imza atmadığı tarihî bir gerçeklik olarak ortada iken, bahse konu portrenin özenle intihap edilerek tahkir ve tezyife yönelik iradeye bahane kılınması adına bugüne taşındığı, aşikardır."
Kişisel hesaplarından yaptığı açıklamaların sergiye yönelik saldırılara hedef gösterilmesinin doğru olmadığı vurgusu yapılan açıklamada, Osmanoğlu'nun şu ifadelerine yer verildi:
"Açıktır ki, 16 Nisan Referandumu öncesindeki sistemli saldırılarda olduğu üzere, yine suiniyetli birtakım mecralar eliyle, sahte fotoğraflar ve 'belge' adı altında gayri hukuki birtakım yazılar kullanılmak suretiyle; şahsım ve mensubu olmayı her daim iftihar vesilesi saydığım ailemiz üzerinden, toplum nezdinde kutuplaşma yaratılmaya çalışılmaktadır."
Atatürk'ün "Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sâhip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek, bizler için bir borçtur. Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" sözlerinden alıntı yapılarak devam eden açıklama, şöyle tamamlandı:
"Milletimiz, hiçbir dinin ve toplumun geçmişindeki değerlere bu denli pervasızca yapılan mânevî saldırıyı kabul etmemiştir ve de etmeyecektir. Tarihin hiçbir döneminde, hiç olmadığı kadar birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde, provokatif, tahkir ve tahrik edici birtakım emeller ile amaçlananın ve asıl hedefin şüphesiz ki şahsım ve ailemiz üzerinden devletimiz olduğu ve fakat, yaşanan sürecin, ilgilileri tarafından ümit edildiği şekilde, farklı boyutlara taşınmasını önleyebilmek adına, sağduyu ve itidali şiar edinerek, bilcümle hukuki ve cezâi haklarımızın mahfuz bulunduğunu, kamuoyuna saygıyla arz ederim."
