DEİK'ten yapılan açıklamaya göre, DEİK ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) tarafından İstanbul'da düzenlenen "AB-Türkiye Gümrük Birliği'nde Kazan-Kazan Yaklaşımı" başlıklı seminerde konuşan Vardan, Avrupa Birliği'nin (AB), dünyanın en büyük ortak pazarlarından biri ve Türkiye'nin en büyük ekonomik partneri olduğunu vurguladı.
Türkiye ihracatının neredeyse yarısının AB ülkelerine gerçekleştirildiğine dikkati çeken Vardan, şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye'ye gelen küresel sermeyenin yaklaşık yüzde 70'i yine AB ülkeleri menşelidir. Türkiye, 1996'dan bu yana süren Gümrük Birliği, üyelik müzakereleri ve yasal uyum süreci ile Avrupa ortak pazarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Türkiye'nin AB üyeliği, Türk iş dünyası için vazgeçilmez bir önceliktir. Katılım müzakerelerinde yaşanan sorunlara rağmen AB Türkiye için, Türkiye de AB için önemli bir stratejik ortak olmaya devam etmektedir. Uluslararası ilişkilerin dokusunda ve bölgemizde yaşanan hızlı değişim, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik önemini her iki taraf için de artırmaktadır."
Vardan, son dönemde Suriye'den Ukrayna'ya, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar yaşanan gelişmelerin, Türkiye ile AB'nin küresel ve bölgesel tehditler karşısında ortak hareket etmesini zorunlu kıldığını dile getirdi. Türkiye-AB ilişkilerinin 'kazan-kazan' anlayışıyla yeniden sürdürülebilir ve güçlü bir ilişki haline getirilmesi gerektiğine işaret eden Vardan, şunları kaydetti:
"Türkiye ve AB'nin dış politikadan ekonomik ve ticari ilişkilere, enerji arzı güvenliğinden sınır yönetimine, istihdamdan göç politikasına kadar pek çok alanda ortak kazanımları var. AB'ye üyelik projesi, ülkemizin 50 yılı aşkın zamandır sürdürdüğü, üzerinde siyasi partilerin ve hemen bu süreçte görev alan tüm hükumetlerin mutabık oldukları bir devlet politikasıdır. İş dünyası daima bu sürecin bir parçası olmuştur. Bunca emeğin ardından sürecin üyelikle sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz."
-"Güçlü Türkiye, güçlü AB demektir"
Vardan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bugün, Pekin-İstanbul hattını dikkate almayan hiçbir ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel projenin başarıya ulaşma şansı yoktur" sözüne atıfta bulunarak, "Hükumetimizin AB Stratejisinde belirtildiği üzere Güçlü Türkiye demek, güçlü AB demektir" değerlendirmesinde bulundu.
İş dünyası perspektifinden bakıldığında iki konunun önem taşıdığını belirten Vardan, ilk olarak Gümrük Birliği kapsamındaki asimetrilerin giderilmesi gerektiğini, ikinci olarak da yine Gümrük Birliği kapsamında tarım ürünleri ihracatının ve hizmetler ticaretinin kamu alımlarını da kapsayacak şekilde yeni alanlarda genişletilmesi gerektiğini ifade etti.
