Dolar

32,3768

Euro

34,7321

Altın

2.432,07

Bist

10.016,34

'7. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'

'7. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-12-04 15:00:38

'7. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'
ABD'deki Utah Üniversitesinin Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Colin Flint, büyük terör olaylarının büyük kısmının dünya ekonomisinin orta gelirini temsil eden bölgelerde gerçekleştirildiğini söyledi.

Polis Akademisi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezince (UTGAM) Kundu bölgesindeki otelde düzenlenen "7. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu"nun açılışında konuşan Flint, Birinci Dünya Savaşı sırasında oluşan iş birlikleri ve koalisyonların bugün Suriye'de yaşanan iç savaştaki taraflara benzediğini söyledi.

Konuya bu şekilde yaklaşılması halinde problemin çözümüne yardımcı olabileceğini belirten Flint, siyaset bilimcilerin terörizmin hangi ülkelerde vaya hangi coğrafyalarda olduğunu gösteren haritalar yaptıklarını vurguladı.

Flint, sağında dünyanın en zenginleri, solunda ise en fakir ülkelerinin yer aldığı haritanın ortasında da orta gelir grubundaki ülkelerin bulunduğunu dile getirdi.

"Büyük terör olaylarının büyük bir kısmı, dünya ekonomisinin orta gelirini temsil eden yerlerde oluyor" diyen Flint, bunların önemli değişimler nedeniyle çıkan çatışma ortamlarının sonucu olduğunu anlattı.

Terör olaylarını incelerken yereldeki gelişmeleri anlamak, bunları ülke bağlamına koymak ve daha büyük küresel tabloya oturtmak gerektiğine dikkati çeken Flint, şöyle konuştu:

"Bu, özellikle son terör saldırılarını incelediğimizde daha açık hale geliyor. Dünyadaki jeopolitik durum DAEŞ gibi örgütleri ortaya çıkarttı. Paris'teki terör saldırılarını incelediğimizde, terör Brüksel'deki banliyö bölgesine kadar indi. Son terör eyleminin failleri orada çıktı. Ben uçakla gelirken bir gazete okuyordum. Gazetede Belçika ile ilgili sorular vardı. Belçika'nın fonksiyonsuz ve terörle mücadele etmeyecek, edemeyecek bir ülke olduğu belirtiliyordu.

Terör, ne kadar yerel hale gelmiş. Belçika gibi bir ülkede, banliyö gibi bölgede yaşanan bir olay, değişen dünya jeopolitiğinin yansıması olarak meydana geliyor. Bizim de bunun üzerinde düşünmemiz lazım."

- "Terör bir savaş çeşididir"

Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Köse de terörün tarih boyunca insanların, toplumların ve devletlerin en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi.

Özellikle Türkiye'nin ve ondan önce de Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyıldan sonra karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin terör ve terörizm olduğunu vurgulayan Köse, son 50 yıllık dönemde televizyonlarda karşılarına çıkan önemli haberlerin terör, terör saldırıları ve teröre destek verenler olduğunu anımsattı.

Köse, terörün bir savaş çeşidi olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün kendi gözlerimizle de görüyoruz, terör kendi başına ortaya çıkmıyor, terörü destekleyenler var ama bakıyoruz, destekleyenler yine devletler olarak karşımıza çıkıyor. Geçmiş dönemde de böyleydi. Her korsanlık hareketinin arkasında uluslararası bir devlet, büyük güçlerden bir tanesi çıkıyor."

Köse, üç gün sürecek sempozyumda modern dünyanın en önemli sorunu terörü engellemek veya güvenliği sağlamak noktasında çok değerli fikirlerin ortaya çıkacağı kanaatinde olduğunu ifade ederek, sunumların ve bildirilerin kitap olarak basılacağı bilgisini paylaştı.

- "DAEŞ, lojistik ve ideolojik destek veren örgüt haline geldi"

Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Uluslararası Güvenlik Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Necati Anaz da güçlü devletlerin Ortadoğu'daki jeopolitik şehvetleri yüzünden yeni nesil terör örgütlerinin ortaya çıktığını ve bu örgütlerin Avrupa'nın kalbine kadar eylem coğrafyalarını genişlettiğini vurguladı.

Anaz, El Kaide gibi, mekandan bağımsız ve ideoloji üzerinden beslenen dağınık fakat operasyonel terör örgütlerinin yanında, bir devlet gibi hareket eden jeopolitik aktörlerin ön planda olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"DAEŞ, petrol işleten, vergi alan, asker eğiten ve Paris gibi Avrupa'nın kalbinde eylem yapan jeopolitik bir aktör olmanın yanında dünyanın farklı coğrafyalarında faaliyet gösteren yerel terör örgütlerinin de sembolik biadını alarak sadece eylem coğrafyasını genişletmeyen, ayrıca diğer terör ve kriminal odakların operasyonlarına lojistik ve ideolojik destek veren örgüt haline gelmiştir.

Ortadoğu, yönü tahmin edilemez, belki de yıllarca sürecek kaos jeopolitiğinin hakim olduğu bir coğrafya olmaya devam edecektir."

Bölgesel ve küresel aktörlerin düzensizliğinin devamı yönündeki jeopolitik kaos hamlelerinin, bölgeyi sürdürülemez çıkmaza sürüklediğini belirten Anaz, milyonlarca insanın günbegün hayatlarının kararmaya devam ettiğini belirtti.

Sempozyum, 6 Aralık Pazar günü sona erecek.

Haber Ara