Eskiden şair devlet adamlarımız vardı, bestekarlar vardı. Ama bugün yok. Erdoğan'a kadar şiir okuyan Cumhurbaşkanı hatırlıyor musunuz? Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı yapan isimler şunlar: Mustafa Kemal, İnönü, Bayar, Gürsel, Sunay, Korutürk, Evren, Özal, Demirel, Gül ve Erdoğan. Bunlardan benim bildiğim tek şiir okuyan Erdoğan!
Poetika ile Politika arasında bir bağ olmalı. Şair bir devlet başkanı şart değil, ama şiirden anlayan, şiir okuyan bir “hamiyetperver hisli bir vijdan”a ihtiyacımız var. Erdoğan'ı farklı kılan da bu.
Kuşkusuz şiir okumak, şiirden anlamak yetmez. “Yalancı şairler”de vardır. Hani şu “Şuara” suresinde söz edilen şairler. Ne deniyordu Şuara suresinde: (26/ŞUARÂ)-221 “Şeytanlar kimlere iner size haber vereyim mi? -222 (İftira eden) yalancı günahkârların hepsine inerler. -223 Onlar, (şeytanlara) kulak verirler (dinlerler) ve onların çoğu yalancıdırlar. -224 Ve (Allah'a karşı olan) şairler; onlara (sadece) azgınlar tâbî olurlar. -225 Bütün vadilerde onların (hayal peşinde) koştuklarını görmedin mi? -226 Ve muhakkak ki onlar yapmadıkları şeyleri söylerler. -227 Âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar ve Allah'ı çok zikredenler ve kendine zulüm yapıldıktan sonra (Allah tarafından) yardım edilenler hariç zulmedenler, yakında hangi dönüş yerine (cehenneme) döneceklerini (ulaştırılacaklarını) bilecekler.”
O Şeytan'ın dostu olan şairler kimler: Ve (Allah'a karşı olan) şairler; onlara (sadece) azgınlar tâbî olurlar. Bütün vadilerde onların (hayal peşinde) koştuklarını görmedin mi? Ve muhakkak ki onlar yapmadıkları şeyleri söylerler. Allah onların şerlerinden insanları muhafaza buyursun. Halkın, Hakkın ve Hakikatin yükselen sesi şairler de vardır elbette. Allah bizi onlardan eylesin.
Biliyorsunuz kimleri Peygamberimize şair dedi, kimi mecnun. Kimi Kur'an-ı Kerim'i, eski kitapların intihali saydı. Gerçek bunların hiç biri değildi. Okunan, sahifeler halinde yazılmış olan o kitap, ilahi bir kelamdı. Hidayet rehberi idi. Birilerimiz sanki sadece onu okumakla hidayete erdirileceğimizi sanıyor. Elbette “oku” diye diye başlayan kitabı okuyacağız. Ama sadece okumakla kalmayacağız. Anlayacağız. Anladığımızı da uygulayacağız. Yoksa, rivayet edilir ki Karun, Hz. Musa ve Harun'dan sonra Tevrat'ı en iyi bilen kişiydi. Bu bilgisi onu kurtarmaya yetmedi.
Şimdi gelip size oy almak için kitaptan söz edenler, iftar sofralarında okunan dualara el açıp “amin” diyenler, daha dün “inanmadıklarını” söylemiyorlar mı idi. Yoksa hidayete mi erdiler. Ya da daha da beteri münafıkça oy uğruna siyasi bir dalkavukluk peşindeler mi?
Dün “İslam miras hukuku”nu alaya alarak, bunu mu istiyorsunuz diye inanan insanlardan hesap sormaya kalkanlara bugün ne oldu da başka vadilerde dolaşmaya başladılar.
Cumhuriyet gazetesinin 1953 yılındaki fetih eki'ndeki manşetleri hatırlıyorum: Ravza-i murad'da bir gül-i Muhammedi açtı. Türbe ziyaret adabı, Türk İstanbul'un üstünde İslam'ın mührü camilerimiz..
Gün geldi, Hitlerci oldular. Gün geldi “suratına tükürülsün” diye Nazım'ın resmini yayınladılar. Gün geldi komünist oldular, döndüler Amerikancı oldular, ardından “İslamcı” oldular. Ardından “irtica” diye yaftaladıkları İslam'a karşı topyekûn savaş bayrağı açtılar.. “Bütün vadilerde bir hayal uğruna koşturup durdular.”
İnternette Muharrem İnce'nin İslam'da kadının mirası ile ilgili hesap soran, meydan okuyan, İslami bir düzenlemeyi aşağılayan bir konuşması dönüyordu. Bunlar gerçekten cahiller, bilmiyorlar. Daha vahimi, bilmediklerini de bilmiyorlar. Ondan daha beteri öğrenmek de istemiyorlar. En vahimi ise bir de kendilerini allame sanıp akıl vermeye kalkmıyorlar mı?
Muharrem İnce, Coşkun Üçok'un Medeni Hukuk kitabını bulup İslam'da miras hukuku ile ilgili bölümünü mutlaka okumalı.
Coşkun Üçok, CHP'nin önemli isimlerinden Bahriye Üçok'un eşi. Coşkun Üçok bu konuyu dürüst bir şekilde kitabında özetlemiş. Size İlahiyat, Diyanet yayınlarını adres olarak göstermiyorum. Buyurun okuyun, öğrenin.
Bunlar aydın geçinen kara cahiller. Kur'an-ı Kerim, zamanının ekonomi, siyaset ve sanatından en üst düzeyde anlayan kişiye “Ebu Cehil” der. Yoksa adamın asıl adı Amr b. Hişam. “Kitap yüklü” eşekten bir farkı yok.
Bizim bilgi ve hikmet konusundaki açlığımızın arkasında kimler var biliyoruz. Bir gecede bütün bir milleti dilsiz bırakanlar kimlerdi. Din, tarih, gelenek düşmanlığı yapanlar kimlerdi. Fikir suç olacaktı. Fikir adamı suçlu, kitap suç aleti. O günlerden geçip geliyoruz.
Sahi şimdi SP'liler gerçekten CHP'nin ıslah olduğunu mu düşünüyorlar. Ya da AK Parti'yi CHP'den daha tehlikeli mi görüyorlar. 28 Şubat mahkemesine gelip, “davacı değiliz, kahraman ordumuzla aramızda hiçbir sorun yoktu” dedikten sonra aslında bunlarla ilgili her şey mümkün.
O günlerin ağıdını yazmak gerek bir yandan da. Sadece şiir okumak değil, mesela 15 Temmuz'un destanını yazmalıyız. Mersiyeler yazmalıyız, koçaklamalar yazmalıyız..
Mesela niye siyasi bir atışma duymuyoruz. Bir aşık geleneği vardı.
Şiir ve siyaseti bir şekilde buluşturmalıyız. Siyasi ahlak ve estetiği de buluşturmalıyız. Siyasetin bir felsefesi, bilimi olmalı. Daha az demagoji, daha az popülizm ve daha fazla ilim ve hikmet.
Bu arada, Doğu ile Batı'yı, Kuzey'le Güney'i buluşturan, dünyanın “0” noktasındaki dünyanın en büyük havaalanı hayırlı olsun. Taksim Camii yapıldı, Kültür Merkezi inşaatı devam ediyor, sıra Gezi alanına yapılacak Topçu Kışlası ve İtfaiye Camii'nde ve tabii Kanal'da. Geziciler istemeseler de.
Terör konusunda da gelişmeler, doğru yönde ileri doğru.
Yarın siyasi propaganda yasak. Kime oy vereceğinize bugün karar verin. Verdiğiniz oyun sebeb olacağı sonucu da düşünelim bu arada. Gerçekten, Erdoğan olmasın da İnce, Akşener, Demirtaş'ın sözünün geçtiği bir yönetim daha mı iyi olacak. Karar sizin. BÇG'nin devamı, FETÖ'nün uzantısı, sırtını PKK'ya dayayanları Erdoğan'a tercih ediyorsanız, siz bilirsiniz.
Dostlarınızın gittikleri yoldan yürümüyorsanız, düşmanlarınızın oklarına bakın, onlar sizin doğru bir karar vermeniz için yol gösterici olabilir. Onlar kimi destekliyorsa, onların karşısındakini seçin. Okları kimi gösteriyorsa ona yardım edelim.
Selâm ve dua ile..
