Bugün yeni bir gün. Erdoğan'ın mecliste yaptığı yeminle Cumhuriyetin 3. Evresi başladı. Bu evrenin tamamlanması 2023'e kadar sürecek.
Bana kalırsa bu Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden biri. İnanç, tarih ve geleneğin rayından çıkan ülke, 100 yıl sonra tekrar rayına oturtulacak. Sevr ve Lozan süreci de bu şekilde sona erecek.
Bu süreci Beştepe ve bugünkü meclis yönetecek. 5 yıl sürecek büyük reform dönemi başlıyor.
Zaten 19.YY sonunda, savaş yıllarında, kapitalizmin, komünizmin, faşizmin gölgesinde oluşan kavram ve kurumlarla 21.YY açıklamak mümkün değildir.
Bilgisayar, İnternet, Uzay, GENOM, yapay zeka gibi önemli teknolojik imkanlar hizmete sunulduğu, bilgi, emek, para ve insanın serbest dolaşıma açıldığı, “global bir köy”e dönen bir dünyanın insanlarının korku ve umutlarını, eski kavramlarla açıklamak zaten mümkün değildi ve olamazdı.
Böyle bir dünyada, CHP'nin “çağdaş ve ilerici” etiketi, çakma markalı ürünlerin üzerine çakılan sahte “Original” etiketine benziyor.
Yeni dünya için yeni bir felsefeye, yeni bir estetik ve yeni bir mediaya ihtiyacımız var. Siyasal toplumun da, Sivil toplumun da yeniden tanımlanması gerekiyor. “Ulus” da yeniden tanımlanacak “Egemenlik” de, “bağımsızlık” da. “Demokrasi”, “Cumhuriyet”, “Laiklik”, “devletçilik”, “sosyal devlet”, eğitim, bilim, sanat her şey değişecek. Taşlar yerinden oynayacak. “Para” değişecek, Bankacılık sistemi değişecek. Üretim, tüketim, pazar-piyasa anlayışı değişecek. Savaşlar, uluslararası düzen, din algısı, tarih algısı, terör, aklınıza gelen her şey.
Kuşlarla-köpeklerle konuşabileceksiniz. Çok yeni ve hızlı öğrenme teknikleri geliştirilecek. Dil'ci olmayacaksanız, bir dil konuşmak sorun olmayacak. Sınav sistemi değişecek, okul değişecek.
2023'te biz Cumhuriyetin 3. Evresinde geçiş dönemini tamamlarken kurulmakta olan yeni dünyada yerimizi almak için muhtemelen 10 yıl alacak yeni global dönüşüm sürecinin içinde bulacağız kendimizi.
Bugün birçok kişi belki bunun farkında değil. Bu seçimde Türkiye önemli bir karar verdi. Tarihin akış yönünü kader çizgisi yönünde değiştiren bir adım atıldı. Bu süreçte “Şehir yönetimi”ni belirleyecek olan seçimler önümüzdeki aylarda yapılacak.
Bu süreci yönetecek olan kadrolar AK Parti kadroları olacak. Onun için herkesin dikkatli ve titiz olması gerek. Bu çabaları ifsat edecek hain, cahil ve ahlaksızlara karşı da duyarlı olmamız gerek.
Bu sürecin amiral gemisi Beştepe olacak!
Şunu görelim; 2. Dünya savaşının sonunda faşizm çöktü. 1990'ların başında komünizm çöktü. Bugünkü kriz sömürge mirası üzerinden yükselen kapitalizmin ve ona dayanan siyonizmin krizidir.
Aslında bu değişim için daha güçlü bir meclis ve yeni Anayasaya ihtiyaç vardı. İki fırsatı da kaçırdık. İkisi de AK Parti'nin içindeki AKP'liler sebebi ile oldu. AK Parti içindeki hainleri temizleyemedi. Ama süreç devam ediyor. İnşallah yerel yönetimlerde korkulan olmaz ve bir şekilde bu süreç doğru yönde ileri doğru devam eder. Yoksa içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bu süreç akim kalabilirdi!
Tabii, Allah ne takdir etti ise o olacak sonunda.
Bütün bu büyük davanın sorumluluğu, binbir başlı kartalın yükü kanarya rolündeki Erdoğan'ın üzerinde.. Temelde yapılacak hata yapının geleceği açısından risk oluşturur. Onun için Erdoğan'ın kadro oluştururken ve harekete geçerken hem proje ve hem de etrafındaki kadrolara dikkat etmesi gerekir. “Kem alat ile kemalat olmaz”. Ehliyet, liyakat, istişare ve şûra olmadan bereket, ikram ve ihsan olmaz. Fasıklarla, helale haram katanlarla bu zorlu yol yürünmez. “Bukağılı şeytanları” mabed inşasında çalıştıracaksanız, gözünüzü üzerlerinden eksik etmeyeceksiniz. Hidayet, Allah'ın rızası yönündedir. Sonuç bahanesi ile süreç rızanın dışında gelişirse, o sonuçtan hayır gelmez. O zaman “Hak şerleri hayreylemez”…
Erdoğan'a ve AK Parti'ye husumetin asıl sebebi bu. Onlar bu gidişatı biliyorlardı ve bu fırsatı kendi ellerine geçirmek istiyorlardı. FETÖ bu projenin bir parçası idi, BOP bu işin bir başka parçası. PKK, ekonomik kriz hepsi bir oyundu aslında. İlk etapta bu kadrolarla 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları dönüştürülecekti. Arap Baharı denen hadise, bu senaryonun bir parçası idi. Türkiye “One minute”, Mavi Marmara ile ray değiştirince ve bu ülkelerdeki Müslümanlar “Yeni Türkiye”yi örnek alınca kızılca kıyamet koptu. Bugün dünyadaki bu krizlerin arkasında bu olay var. ABD ve AB hedefine varamayınca Çin, Rusya ve Hindistan bu boşluğu fırsata dönüştürmek ve belirsizlik ortamını kendileri açısından krize dönüşmeden bu vartayı atlatmak için girişimde bulunmak zorunda kaldılar.
Çöken senaryo önce ABD ile AB arasında, sonra AB ve ABD içinde bölünmelere yol açtı. Ve kriz derinleşerek devam ediyor. Irak, Suriye, Yemen, Mısır, Libya, Tunus hepsi bu işin bir parçası..
Biz artık model alınan bir ülkeyiz. Onun sadece Türkiye ölçekli değil, bölgemiz, İslam dünyası ve tüm dünya için model olacak projeler üretmeliyiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz zira.
Bu işi sadece iktidara yıkamayız. Üniversitelerimiz, kanaat önderleri, STK, bürokrat, Media hepimiz elimizi taşın altına koyacağız.
Ve unutmayalım ki, “def-i mazarrat celbi menafiden evladır”. Daha güzel şeyler vaad etmeden önce içinizdeki müfsitlerden kurtulmamız gerek. Kovanın dibi delikse kovada su durmaz. Onun için temizlik şart. Namaza durmadan önce abdest almak onun için şart. Abdesti olmayanın namazı da yoktur!
Erdoğan'ın parti teşkilatına yönelik son konuşması bu açıdan son derece önemliydi. Allah razı olsun.
Cumhuriyetin 3. Evresi milletimiz ve insanlık için hayırlı olsun. Selâm ve dua ile.