Dolar

32,2658

Euro

34,7188

Altın

2.401,59

Bist

10.336,50

35. İSEDAK Toplantısı

FAO Genel Direktör Yardımcısı Daniel Gustafson​:- 'Gıda güvenliğinde farkındalığımız artmış durumda. Problemin ne aşamada olduğunu ve nasıl çözülmesi gerektiğini biliyoruz, ancak problemi çözmüş durumda değiliz'- TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal:- 'TMO olarak, geleneksel görevlerimizin dışında, Türkiye'nin coğrafi konumundan kaynaklı potansiyelini harekete geçirme noktasında itici güç olmak içi

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-11-28 13:53:25

35. İSEDAK Toplantısı
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktör Yardımcısı Daniel Gustafson​, gıda tedarik zincirinin karmaşık hale gelmesiyle güvenlik uygulamalarının çerçevesinin değiştiğini belirterek, "Gıda güvenliğinde farkındalığımız artmış durumda. Problemin ne aşamada olduğunu ve nasıl çözülmesi gerektiğini biliyoruz, ancak problemi çözmüş durumda değiliz." dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 35.Toplantısı kapsamında gerçekleştirilen "İslam Dünyasında Gıda Güvenliği Yönetişiminin Güçlendirilmesi" panelinde konuşan Gustafson​, gıda güvenliği konusunun, gıda üretim, tedarik ve tüketim süreçleri bağlamında ele alınması gereken en önemli meselelerden biri olduğunu söyledi.

Gıda güvenliğinin kürselleşmeyle birlikte daha da anlam kazandığını belirten Gustafson​, "Gıda tedarik zincirinin karmaşık hale gelmesiyle, güvenlik uygulamalarının da çerçevesi değişti. Gıda güvenliğinde farkındalığımız artmış durumda. Problemin ne aşamada olduğunu ve nasıl çözülmesi gerektiğini de biliyoruz ancak problemi çözmüş durumda değiliz." ifadelerini kullandı.

Gustafson​, gıda güvenliği konusunun birbiriyle bağlantılı pek çok meseleyle anlaşılabileceğini kaydederek, şöyle konuştu:

"Gıda güvenliği dediğimizde, ilk olarak üretim işin içine giriyor. Üretimde çiftçilerin verimliliğin artırılması da diğer bir gündemimiz oluyor. Ulusal gıda tedariki konusu ise işin yönetimle alakalı kısmı. Ürünlerin stoklanması, uygun koşullarla pazarlanması, piyasa kurullarının tüm sürece hakim olması da gıda güvenliği için önem arz ediyor."

Gıda güvenliğini sağlamanın ilk aşamasının herkesin gıdaya erişebilmesi olduğunu vurgulayan Gustafson​, gıdaya erişimin, üretim aşamasından başlayarak, tedarik ve stok aşamasında da gerekirse devletlerce tüketicilerin sosyal programlarla desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Gustafson​, beslenme anlayışının değiştiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Beslenme artık sadece kalori bazlı değerlendirilmiyor. Sağlıklı beslenme modeliyle başka olgular da hayatımıza girdi. Fazla beslenme, obezite, yetersiz beslenme gibi kavramlar da bizim meselemiz oldu. Beslenme konusuyla, bio çeşitliliğin kaybı, yeraltı sularının aşırı tüketilmesi, aşırı ve yetersiz beslenmeden kaynaklı dengesizliklerlerle karşılaşabiliyoruz. Biz, her bir ülkenin kendi içerisinde ya da devlerler arası anlaşmalarla bu süreci en doğru şekilde yönetmesini bekliyoruz."


- "Lisanslı depolama hizmetimiz 4,5 milyon ton kapasiteye ulaştı"


Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal ise, Türkiye'de gıda güvenliği konusunda 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı Gıda Ve Yem Kanunu'nun çok güçlü yanlarının bulunduğunu belirterek, kanunun yanısıra, ürün gurupları bazlı 100'ü aşkın tebliğiyle gıda güvenliğinin yönetildiğini söyledi.

Güldal, gıda güvenliğiyle özellikle tarımsal ürünlerin fiziki, kimyasal ve biyolojik olarak hem insan sağlığına hem de çevre sağlığına olumsuz etkilerini ortadan kaldırmayı amaçladıklarını kaydetti.

TMO'nun gıdadaki arz güvenliği noktasında tedbir aldığını belirten Güldal, "Yaklaşık 81 yıllık kuruluş mazimizle çok önemli tecrübelere sahibiz. Bu deneyimlerimizle, faaliyet alanımızla giren ürünlerin, her yıl cins, nev'i ve mahallerine göre tespit ettiğimiz fiyatlarla, alım ve satışını yaparak, gerekli stok tesisini ve muhafazasını sağlayarak, bu ürünlerin piyasalarında fiyat istikrarını sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Güldal, ürünlerin fiyatlarını belirlerken dünya piyasalarını yakından takip ettiklerini vurgulayarak, temin ettikleri tam da olması gereken seviyede stoklayarak piyasaya güven aşıladıklarını dile getirdi.

Lisanslı depolama adını verdikleri özel sektör iş birliğiyle hayata geçirdikleri stoklama hizmetinden de bahseden Güldal, "Bu hizmetle ürün kayıplarını en alt seviyeye indiriyoruz. Depolarda standart bir hizmeti yakalıyoruz. Özel sektör ortaklarımızı, ürünlerin şeffaf ve güvenli işlemlerler borsada derinlik kazandırıyor, kolay alıp satımı hatta elektronik senet belgeleriyle kayıt üzerinde ticaret yapılmasını olanak sağlıyoruz. Lisanslı depolama hizmetimiz de şu anda 4,5 milyon ton kapasitesine ulaştığımızı memnuniyetle ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin etrafında dünya gıda ve tarım ürünlerinin ihracatının yüde 50'si, ithalatının yüzde 55'inin gerçekleştiğine dikkati çeken Güldal, "TMO olarak, geleneksel görevlerimizin dışında, Türkiye'nin coğrafi konumundan kaynaklı potansiyeli harekete geçirme noktasında, itici güç olmak için gayret gösteriyoruz. Bu potansiyelden, ülkemizin en iyi şekilde faydalanması için iş birliği ve çalışma fırsatlarını araştıyoruz." dedi.


Haber Ara