Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Ekrem Dumanlı: Sayın Davutoğlu, sen Pensilvanya'ya gelmedin mi?

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, konuk olduğu televizyon programında gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu...

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-28 06:42:08

Ekrem Dumanlı: Sayın Davutoğlu, sen Pensilvanya'ya gelmedin mi?

Samanyolu Televizyonu'nda Metin Yıkar'ın konuğu olan Ekrem Dumanlı, gündemdeki gelişmeleri değerlendirirken mahkemenin vermiş olduğu tahliye kararına hükümet cephesinden gelen eleştirilere tepki gösterdi. Dumanlı, Başbakan Davutoğlu'na net mesajlar göndererek "Sayın Davutoğlu, sen Pensilvanya'ya gelmedin mi?" dedi.

Zaman Gazetesi'nde yer alan bilgiye göre;
 Ekrem Dumanlı, Samanyolu Haber Televizyonu'nda Metin Yıkar'ın konuğu oldu. Türkiye'de hukukun askıya alındığını, yasaların paspas yapıldığını belirten Dumanlı, Hidayet Karaca ve tutuklu polislerin, tahliye kararının ardından artık özgür olduklarını, ve Silivri cezaevinde rehin tutulduklarını söyledi. İktidar'ın medyaya, iş dünyasına ve toplumun her kesimine uyguladığı baskıların altını çizen anlatan Dumanlı, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İşte Ekrem Dumanlı'nın açıklamalarından satır başları:
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Türkiye'de hukukun askıya alındığını, yasaların paspas yapıldığı söyledi. Dumanlı, "Memleket beyefendilerin, hanımefendilerin iki dudağı arasında. Keyfi buyruklarına tabi. Maalesef Türkiye'nin geldiği nokta burası. Çoktandır durum böyle. Halkın gözünde ve halkın algısında, hırsızlar dışarıda polisler içeridedir. Hırsızları kovalayanlar içeride hırsızlar tatilde. Hırsızlar için siyasetin kullandığı masumiyet karinesi değerli iş adamı vesaire gibi referans olmalar hukuku ezdi. 1,5 seneden beri devam eden bir süreç. Hakimler ve savcılar değiştirildi, mahkemeler değiştirildi, bazıları ifadeye geldi bazıları gelmedi, bazı uzun bir aradan sonra rica minnet getirildi." dedi.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Haber TV'de Metin Yıkar'ın sorularını cevapladı. Tahliyeler ile ilgili sürecide anlatan Dumanlı, "Aslında bu 6 hakime başvuruluyor, 6 hakim yolu tükenince başka bir üst mahkemeye müracaat ediliyor. Fakat o sırada 6 hakim 10 hakime çıkarılıyor. 0 diğer 4 hakime de gidiyor ve 2 ay daha gidiyor. 10 Hakim de tükenince adam en temel en hukuki hakkını kullanarak reddi hakim istiyor. Reddi hakim kabul ediliyor ve dosya başka bir hakime gönderiliyor bu da nöbetçi hakime denk geliyor. Nöbetçi hakim de diyor ki tutukluluk süresini bitiriyorum. Bundan sonra söylenen, ortaya atılan her söz palavradır. HSYK yetkilisi de devlet yetkilisi de konuşsa palavradır. Ortada kocaman bir mahkeme kararı var. Eğe bu mahkeme tutukluluk süresinin devamını isteseydi ne yapacaktınız ? O savcı o tutukluluk kararı karşısında geceleri kendine bağlı bütün insanları toplayıp kriz masası mı kuracaktı, Savcılar odasında ağlayacak mıydı?" şeklinde konuştu.

Türkiye'de hukukun askıya alındığını belirten Dumanlı, "Son dönemde çok açık net bir şekilde her şey ortada. Anayasa askıya alınmış. Yasalar paspas yapılmış durumda. Memleket beyefendilerin, hanımefendilerin iki dudağı arasında. Keyfi buyruklarına tabi. Maalesef Türkiye'nin geldiği nokta burası. Çoktandır durum böyle. Daha bu tutuklamalar trajik komik gerekçelere dayanan şeyler. Halkın gözünde ve halkın algısında, hırsızlar dışarıda polisler içeridedir. Hırsızları kovalayanlar içeride hırsızlar tatilde. Hırsızlar için siyasetin kullandığı masumiyet karinesi değerli iş adamı vesaire gibi referans olmalar hukuku ezdi. 1,5 seneden beri devam eden bir süreç. Hakimler ve savcılar değiştirildi, mahkemeler değiştirildi, bazıları ifadeye geldi bazıları gelmedi, bazı uzun bir aradan sonra rica minnet getirildi. Ve Tam Hazreti Muhammed'in(s.a.v) söylediği şey, Geçmiş ümmetlerden geçmiş dönemlerde çok güçlü,soylu ve zengin insanlar bir suç işlerse asla onlar bir mahkemeye tabi tutulmazdı. Ama normal insanlar herhangi bir suçlamayla karşı karşıya gelirse en şiddetlisi yapılırdı. Ve sonra buyuruyor ki, “Vallahi hırsızlık yapan kızım Fatma bile olsa aynı ile cezayı veririm. Şimdi HSYK diyorsunuz, HSYK'nın bir kıymeti kaldı mı bilmiyorum. Savcılığın bir kıymeti kaldı mı, Bu süreçte savcıların işlediği suçların haddi hesabı yok. O gözaltılara riayet edilmeyişi,o gözaltı sürelerinin adliye koridorlarında insanların saatlece günlerce bekleyişi bunların hepsi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecek kadar önemli şeyler. Ve Türkiye'nin de daha önce ceza aldığı konular. O yüzden bu yapılanlara ben çok şaşırmadım. Kanun çok açık. Burada itiraz nereye yapılır." diye konuştu

‘SAVCININ KIRALI DA OLSA MAHKEME KARARINI YOK SAYAMAZ'
Savcının hakimin üzerinde bir güç olmadığını aktaran Dumanlı, “ HSYK üyeleri olur mu böyle bir şey pazartesi karar vereceksin cumartesi Tweet atıyorsun. Mahkeme sizin düşündüğünüz gibi düşünseydi bütün bu gürültü şamata çıkacak mıydı? Bu şöyle demektir; ey mahkemeler ya benim dediğimi diyeceksin yada yok hükmündesin. Ya sen nesin ki her kesi yok hükmünde sayıyorsun. Yani bunun bir hukuki kriteri yok mudur? Bu yok hükmünde şu yok hükmünde var olan senin keyfi arzuları olan her şey isterse anayasa dışı olsun ama alınan karar senin paşa gönlüne uyuyorsa senden daha iyisi yok ve kararı verendende daha iyisi yok. Ama kardeşim ortada bir şey var mahkeme kararını savcı yok hükmünde sayamaz. Savcının kıralı da olsa mahkeme kararını yok sayamaz. Savcının böyle bir görevi ve yetkisi yok. Kanunda savcının görevi zanlı hakkında lehte aleyhte delil toplar deniliyor. Savcı hakimin üzerinde değildir. Savcı, hakimin kararını uygulamıyorum deme serbestine sahip değildir. Keyfilik devletleri bitirir, keyfilik sistemleri bitirir.” açıklamasını yaptı.

‘SİYASİ TANIMLAR ÜZERİNDEN HUKUK İŞLETİLEMEZ'
Dumanlı şunları dile getirdi: “TÜBİTAK Başkanı nasıl göz altına alındı, nasıl bırakıldı? TÜBİTAK Başkan tutuklanınca onu atayan kişiler hadi açık söyleyeyim sayın Abdullah Gül ortalığı ayağa kaldırdı. ‘Buna neden paralel siyorsunuz?' dedi. Ya TCK'nın kaçıncı maddesi paralel diye bir şeyi der. Paralel diyenlere bizde aynısıyla bizde siz paralel siziniz diyoruz. Benim gazeteme paralel diyene bende paralelin daniskası sensin derim. Çünkü paralel dedikleri şey nedir kardeşim? Suçsa bunun tanımı nedir? Bu hukuki bir tabir değildir. Olsa olsa siyasi bir tabirdir. Siyasi tanımlamalar üzerinden hukuk işletilemez. Ama gel gör ki ülkenin çivisi çıkmış. Bir tane hakim Fatih Altaylı'ya ‘500 bin adamı tutuklayabiliriz.'dedi. 12 Eylül mü oldu? Memlekette cemseler dolaşıyor da bizim mi haberimiz yok? Bu nasıl hukuk dışı bir mantık ve anlayıştır.”

'ANAYASA MAHKEMESİ SİYASİ KARARLAR VERMEYE DEVAM EDERSE KENDİ KENDİNİ BİTİRİR'
"Bugün ‘stratejik derinlik' kitabını yazanla, meydanlardaki kişi aynı mıdır?" diyen Dumanlı sözlerini şöyle sürdürdü: "Zaman grubunun en eski yazarlarından birisidir sayın Davutoğlu. Aksiyon dergisinin köşe yazarıdır, yıllarca yazı yazmıştır. Siyasetçi olunca ne oluyor? ‘Hoca' tabiri gitti, uçtu. Yerine meydanlarda ona buna sataşan, ağır laflar söyleyen, maalesef kibri siyasetin tecessüs etmiş bir şeye dönüştüren... Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında böyle konuşmaya hakkınız yok kardeşim. Başbakan da olsan hakkın yok, Cumhurbaşkanı da olsan hakkın yok. Kral da olsan hakkın yok. İnsanların saygı duyduğu bir mütefekkire, alime meydanlardan sürekli hakaret etmeye, iftira etmeye, yalan söylemeye, manipülasyon yapmaya hakkınız yok. Hangi sıfatı taşırsanız taşıyın. Ayıptır bu. Bütün dünyanın hayranlıkla takip ettiği biri. Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında herkes bir şey söylüyor. Biraz ağzınızı toplayın. Tarihe bu yazdığınız şeyler kayıt olacak. İnsanlar bir gün olsun hoca müsveddesi dediniz size adam müsveddesi demediler. Yeter! Yargıyı uzaktan yürütüyorlar palavrasını bırakın. Asıl kimin yönettiği son 24 saatte belli oldu. Bunun adı zulümdür. Burası muz cumhuriyeti mi? Anayasayı tanımıyorum diyenler var. Anayasayı değiştirene kadar bu anayasaya uymak zorundasın. Uymazsan bu bir suçtur. Bunun cezasını da çekersin. Hüküm yok deyince yok olmaz. Orada o karar duruyor. Anayasa mahkemesini ele geçirdik diye düşünmeyin. Anayasa mahkemesi siyasal kararlar vermeye devam ederse kendi kendisini bitirir."

'HERKES MAL VARLIĞINI ORTAYA KOYSUN'
Havuz havuzluğunu bilsin, karşısında okyanuslar var! Türkiye'de insanlar huzursuz. Suriye'de halkı pohpohladınız. Kırmızı çizgimiz 50 bin dediniz 5 milyon insan yerinden yurdundan oldu. İşsizlik tavan yapmış sen çıkmışsın Pensilvanya Pensilvanya. Herkes mal varlığını ortaya koysun kimin ne olduğu ortaya çıkar. Kim saltanat davasına düşmüşse insanlar görsün. Bütün terör örgütlerini dışarı çıkarın, hayatında karıncaya basmamış insanları terör örgütü yöneticisi olarak tutuklayın. Yapmayın Allah aşkına. Ayıptır, günahtır.

'BU HÜKÜMET OLUMLU BİRŞEY YAPSIN İLK ALKIŞLAYAN BİZ OLACAĞIZ'
Bu hükümet olumlu bir şey yapsın ilk alkışlayan bir olacağız. Ne yapsanız bir tuhaf. Bir MİT yasası, iç güvenlik yasası çıkardınız Türkiye'de bütün partiler burda bir arıza var diyor. Durun bir düşünün arkadaş. Ermeni tasarısına ateş püskürüyorlar. Sorumlusu sizsiniz. Şimdi dışişlerine oturun paralelli terelelli. Havuzculara bakıyorum, devlet işini gücünü bırakmış yaptığı paralelli terelelli. Her insana paralel. En yakın adamlarına bile paralel. Bu cinnete bir dur demek lazım. Daha düne kadar TSK'yı eleştiriyorlardı akreditasyon için. TSK sizden bin kat iyidir. Sizin yaptıklarınızı yapmadılar. Her gün yeni bir iftirada bulunuyorsunuz. gazeteler 360 gün paralel manşetiyle çıkıyor. Bu suçtur. Bunları tımarhaneye tıkmak lazım.

'TÜRKİYE KORKUYA HAPSEDİLMİŞ DURUMDA'
Türkiye bir korkuya hapsedilmiş durumda. İnsanlar fikirlerine düşüncelerine göre maliye müfettişlerinin baskısı altında kalıyor. Sen AK Partili değilsen senin kapından maliye müfettişleri ayrılmayacak. Bir tekzip mekanizması var. Ben böyle bir şey görmedim. Tekzip kanununa aykırı takzipler yollanıyor. Senin hakaret etme yetkin yok. Yargı bu kadar paspas edilmez. İş dünyasında da var baskı. Bank Asya'da aktör olanlar 20 sene de geçse bunun hesabı verilir.

Haber Ara