Dolar

32,5860

Euro

35,0210

Altın

2.457,15

Bist

9.772,87

Cübbeli Ahmet Hoca'ya samimi bir tenkit

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-06 16:57:54

Cübbeli Ahmet Hoca'ya samimi bir tenkit

Cübbeli Ahmet Hoca -namı diğer Ahmet Mahmut Ünlü- İsmail Ağa Cemaatinin en tanınmış ‘Hoca’larından birisi;belki de şöhret bakımından birincisi…

28 Şubat’ın en soğuk günlerinde Türkiye’deki en mutedil cemaatlerin bile cadı avına tabii tutulduğu bir zaman diliminde sistemin zulmünden payını alanlardan...Günlerce medyanın bitmek tükenmek bilmeyen gözetimi altında “La havle ” çekerek sıkıntılara katlandı. Sistemin baskılarına rağmen hiçbir zaman protesto yapmadı,yapılmasına izin vermedi.Zaten mensubu olduğu Cemaat modern hayata kısmi defans uygulayan bir yapıya sahipti.İsmailağa cemaatinin en bariz özelliği giyim kuşamdaki farklı duruşuydu. Cemaat bayanlardan çok erkeklerin giydiği sarık ,cüppe ve şalvarla teberrüz etmişti.
Cübbeli Ahmet,iyi bir dini tedrisatın ardından cemaat içinde hoşsohbet vaazlarıyla yükseldi.Mahmut Hoca’nın da üzerine titrediğini ve küçüklüğünden itibaren yetişmesini bizzat üstlendiği bilinen bir gerçek…

Milenyumda (2000 ‘li yıllar )ise AK PARTİ’nin başarıları karşısında Saadet Partisi çizgisinde durdu.Cemaatinde birçok yetişmiş hoca bulunmasına rağmen merkez medyanın yardımıyla (Flaş TV ve Haber Türk programları hatırlanmalı) halk tarafından en fazla tanınan hoca oldu.Esasında mizah dolu konuşmaları,dini sohbetin nasıl bir komedi programı formatıyla gırgırına seyredildiğinin de en güzel örneği oldu desek abartmış olmayız.Hoca’nın bir alim bu dili kullanarak mı “Emri bi’l ma’ruf nehyi ani’l münker” yapmalı? sorusu karşısında sınıfı geçeceğini düşünmüyorum.Hele birkaç programdaFatih ALTAYLI’nın istihzalarıyla baş başa kaldığı anlar çok fenaydı .Bir Müslüman olarak çok üzüldüm o hale…

Malum cemaatin diyalog çalışmalarına ve tenkite müstehak uygulamalarına karşı eleştiride bulununca Cübbeli’yi fuhuşla ilişkilendirip kadın pazarlama suçlamasıyla mahkemeye çıkarıp tutuklatmak,uzun süre burnunu sürtükten sonra göreceli ve şartlı bir şekilde serbest bırakmak operasyonu yapanlar açısından mahsulü bol bir ekim olmuştur şüphesiz…

Hoca’yı halkın gözünde “rezil –rüsva” etmek istedikleri gün gibi ortadayken ve bir müddet hırpaladıktan sonra Hoca’nın ayarında bir bozulma meydana geldiği görülüyordu.Zamanında eleştiri yaptığı kesimlerin televizyonunda tam da ‘düşman saflarda gedik açacak hücumlar’ a başladığında ,AKPARTİ yi zor durumda bırakacak açıklamalarının müşterisi yine Cemaat’ti…Bir anda arka fonda Yeşil Kubbeli vaazları Samanyolu ekranlarını süsler oldu…Vahdet gazetesinde günlük yazmak gündemi zaten takip eden Cübbeli Hoca’ya zor gelmedi…Lakin ele aldığı konular ya Müslümanların lokal dertlerini ya da cahilce yapılan güncel yanlışlarını yansıtıyordu..Tarihe ve esasa taalluk eden meseleler es geçiliyordu..

Zamanında zındıklıkla mezhepsizlikle,Vehhabilikle suçladığı cemaatlerin ve kişilerin de iktidar tarafından düşman ilan edilen bir Cemaatin sarıldığı tenkitlerin Cübbeli tarafından yapılıyor olmasından keyif aldıklarını,en azından haberleri takip edebildiğim kadarıyla , görüyorum. Hoca’ nın iki ucu keskin kılıcından kurtulan kimse kalmış mıydı Müslümanlar arasında belli değil. Gerçi sataşmaktan haz aldığı , bindirmekten hoşlandığı yeni yetme alimlere cevabi reddiyelerinin “şerrinden” korunmak için o reddiyeleri Efendi Hazretleri’nin emriyle yazdığını beyan etmişti hapishaneden gönderdiği açıklamada ama…Olsun…

Belli ki Cübbeli Ahmet yaşadığı toplumun ıslahı için –anlayışınca- bir şeyler yapmayı hedefliyor…Toplumun geneline yönelik tenkitlerini mizah sosuyla karıştırmadan yapmıyor. Samimi bir inancı , tatlı bir dili güzel simasıyla insani bir saygıyı hak ediyor…Ancak dini kavrayışı ve “rakip” dini anlayışlara yönelik yıkıcı eleştirileri de gözden kaçmıyor.

Cübbeli Ahmet Hoca’nın İslam anlayışını delilleriyle münakaşa etmek isterdim hakaret etmeden.Geleneksel İslam yorumunun tecdit edilmeden bu çağa taşınmasının insanlara bir faydasının olamayacağını açıklamak isterdim. Üzerinden uzun yıllar geçen fıkıh kurallarının yeniden gözden geçirilmesinin ve zamanla hükümsüz kalan içtihatların yenilenmesi zaruriyetini anlamasını çok arzulardım.Bir insanın ( velev ki Mürşid – i Kamil(!),Gavs-ı Azam(!) olsun)karşısında huzur ve huşu içinde durmanın ihlasla yapılan150 yıllık ibadetten daha efdal oluşunu Kur’an- Kerim ve Sünnet’ten delillerle izah etmesini talep ederdim.Allah’ın ‘evliya kullarının’ Alemi tedvir etmede nasıl bir fonksiyonunun olduğunu mukni delillerle anlatmasını beklerdim.Tasavvuf ve tarikatın bidayetteki safvetine nasıl kavuşacağına dair kardeşane bir muhasebe, eminim ,ikimize de iyi gelirdi..

Şeriatın şaşmaz terazisi olan Kur’an ve O’nun pratiği olan Sahih sünnet mikyasına vurduğumuzda bugün Müslümanların hayatında yer almış ne kadar İslam dışı uygulama olduğunun sağlamasını her türlü önyargıdan azade birlikte yapmayı teklif ederdim…

Çünkü aslında Hoca temiz yüzü, etkileyici hitabeti, sempatik tavırları ve Allah vergisi kabiliyetleriyle mümeyyiz bir şahıs.İnsanlık kumaşı Mükemmel derecede bir davetçi olabilecek bir potansiyeli taşıyor.Ayrıca yerli ve milli bir duruşa sahip olması da takdire şayan…

Geçmişte planlı bir sindirme operasyonuna hedef olması da -zamanında -iyi yolda olduğuna delildir ,kim bilir…İnşallah bu yazı masumiyetine halel getirecek yanlış anlamalara yol açmaz..Birilerinin Hoca’ya saldırılarında silaha dönüşmez….
Bu yazı ,emri bi’l maruf ,nehyi ani’l münker’in bir gereği olarak kaleme alındı…Asla kimseyi incitmek gibi bir gayesi olmayan ikazlarım kardeşane bir gözle kabul görür

İslam Mazharoğlu

Haber Ara