Dolar

32,2662

Euro

34,7179

Altın

2.400,82

Bist

10.336,50

Tahşiye'yi Karanlık Kurulun önüne kim getirdi

Timetürk Genel Yayın Yönetmeni-Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek paralel yapıya yönelik yapılan operasyonu değerlendirdi. Çiçek, 'Tek Türkiye' adlı dizinin senaristi hakkında bomba bir detayı açıkladı...

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-15 01:56:01

Tahşiye'yi Karanlık Kurulun önüne kim getirdi
Murat Çiçek’in sunduğu ‘24 Özel’ programına katılan konuklar paralel yapı operasyonunun ayrıntılarını masaya yatırdı. Programa Sevilay Yükselir, Nevzat Çiçek, Hasan Karakaya, Yaşar Taşkın Koç konuk oldu.

Tahşiye denilen, sözde hayali örgütün finansörü olduğu iddia eden paralel medyanın, bu örgütün finansörü olduğu iddia eden iş adamı Hüseyin Büyükfırat  daçok önemli gerçekleri açıkladı.

Nevzat Çiçek şunları söyledi:

TAHŞİYE NEDİR? TAHŞİYECİ KİMDİR?

-El Kaide Algı Operasyonu

Aslında tahşiye dedikleri burada kendi isimleriyle oluşturdukları bir örgütten bahsediyoruz. Tahşiye diye nitelendirdikleri insanlar kim? Başlarında Mehmet Doğan isimli emekli bir imam. Doğan Bediüzzaman’ın talebesi Hulusi Bey’in öğrencisi ve aynı zamanda varisi. Peki ne yapıyor bu insan? Risale-i Nur’un bir ekolünü temsil ediyor. Bir çok farklı Risale-i Nur grubu var. Bunun niye altını çiziyorum, çünkü sabahtan beri El-Kaide olarak bir algı operasyonu yapılıyor. Onun için altını ısrarla çizeyim.

-Mehmet Doğan 2005’te Yazdığı Kitapta Gülen Hareketi’nin Biteceğini Yazmış

Mehmet Doğan zaten bir inşaat faaliyeti yürütüyor, bir medrese ekolünü yürütüyor ve bunun üzerine ne gerekiyorsa yapıyor. Mehmet Doğan ile Gülen grubu arasındaki temel sıkıntı Risalelerin okunması ve tahrifatından kaynaklı bir mesele söz konusu. Ve bunun da çok net özellikle dinler arası diyalog başta olmak üzere çok sert eleştirilerini zaten yazdığı kitaplar ile ortaya koyuyor. Başka bir şey daha var. 2005’te yazdığı kitapta 2014 tarihinde Gülen Hareketi’ni yavaş yavaş sona yaklaşacağını söylüyor.

-Tek Türkiye’de Hedef Gösterilmesiyle...

Sonra bu insanla ilgili olarak Gülen bir sohbetinde “tahşiyeciler” diye bir olguya başlıyor. Diyor ki bunlar silahlı bir örgüt haline gelebilirler. Ve 2010’da bu insanlara operasyon yapılıyor. Operasyondan önce ne oluyor? Gülen bu sözü söylüyor, sonra Tek Türkiye dizisinde karanlık kurul tahşiye örgütünün ismini veriyor ve tahşiye o dönemde, hala da Türkiye’de yayın evi olarak kayıtlı. Sonra o da yetmiyor; tahşiye dışında rahle diye ikinci bir yayınevi kuruyorlar. Karanlık kurul onu da işlemeye başlıyor.

-Emniyetin Operasyonda Ele Geçirdiği El Bombasındaki Parmak İzi

Emniyet operasyon yapıyor, operasyon yapılırken ne yapılıyor? Bu insanlar örgüte sokulabilmesi için silahlı bir şeyin olması gerekiyor. Orada deniyor ki evlerde el bombaları ve askeri malzeme bulduk. Daha sonra bilirkişi raporunda o bulunan el bombalarının üzerinde soruşturmayı yürüten, aramayı yapan polislerin parmak izi çıkıyor. Mahkemeye çıkıp diyor ki polislere “siz burada aramayı yaptınız, parmak izleriniz ne arıyor bombaların üzerinde” diyorlar ki; “biz eldiven kullanırken eldivenimiz yırtık.” İkinci bir şey daha var. Bulunan bir sis bombası daha önce başka bir örgütte ele geçirilen bir sis bombası. Bu ne diyorlar, cevap yok.

Sonra Adem Sözüer başta olmak üzere bir-iki profesörün hazırladığı bilirkişi devreye giriyor ve diyorlar ki; “zaten yapılan aramalar aslında delil oluşturma amacıyla yapılmıştır. Dolayısıyla zaten buradan sizin bu insanlara örgüt deme şansınız yok. Onun üzerine bu insanlar 17 ay yatırılıyor. Peki kim yatırılıyor? Mustafa Kaplan. Hasan Karakaya’nın gazetesinde yazıyor, gazeteci. Başka da bir vasfı yok. Kimse sahip çıkıyor mu? Akit sahip çıkıyor, dindar kesim sahip çıkıyor. Peki o dönem bu hassasiyet gösteriliyor mu? Hayır, hiçbiri sergilenmiyor. 76 yaşındaki, gözlerinde de problem olan Mehmet Doğan cezaevinde yatırılıyor.

BOMBA DETAY: TAHŞİYEYİ KURULUN ÖNÜNE KİM GETİRDİ?

Tahşiye denilen yapının sözde hayali finansörü olduğu iddia edilen iş adamı Hüseyin Büyükfırat kurulankomploya anlattıktan sonra Nezvat Çiçek tahşiyeyi bilmediklerini söyleyen Tek Türkiye'nin dizisisnin senaristlere can alıcı sorunun sorulması gerektiğini vurguladı.

Hüseyin Bey, bu meseleden dolayı o dönem 8 ay Türkiye’ye gelemedi, ben çok yakinen biliyorum. İkinci bir şey bugün bir avukat bir açıklama yaptı. İşte dizi senaristi ile ilgili“müvekkilim ile görüştüm. Onlar tahşiyenin ne olduğunu bilmiyordu. Ben Google’dan baktım ve kendilerine söyledim” diyor. Ama hiç kimse şu soruyu sormuyor: “peki bilmediğin bir şey senaryoda nasıl geçiyor, nereden çıktı peki bu?” O senariste söylemek gerekmiyor mu “kardeşim çektiğin dizide 64. bölümde tahşiyeyi kurulun önüne getirdin, o zaman o senaryo senin mi, yoksa başkası mı yazdı?” sorusunu sormak gerekiyor. (Star)

Haber Ara