Dolar

32,2081

Euro

34,8604

Altın

2.444,95

Bist

10.218,58

Ümran Dergisi Mart ayı sayısı çıktı

Umran Dergisi Mart 2014 Sayısı Çıktı!

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-05 11:41:30

Ümran Dergisi Mart ayı sayısı çıktı



Yaklaşan yerel seçimler siyasi, sosyal ve iktisadî manipülasyonları günden güne arttırıyor, görünen o ki artıracak da. Yargı darbe girişimiyle başlayan “operasyon süreci” farklı bir yöne doğru evrilirken ortaya çıkan dinleme listeleri akışkan gözetim zamanlarının basit bir göstergesiydi aslında. Hakikat ne olursa olsun dindarların güvenilirliği ve masumiyetine ilişkin kabuller son aylarda olağanüstü ölçüde sarsıldı maalesef. Yolsuzluk iddiaları sadece bir sebep olmuş olabilir. Fakat bu tür iddialar şayiaya dönüştüğünde eminlik vasfının ciddi ölçüde yara alacağı da unutulmamalı. Bu yüzden adil şahitler olmayı her şeyden daha çok önemsemek gerekiyor. Teşhir/dikizleme kültürünün günden güne yaygınlaştığı bir vasatta muhafazakârlık ve İslâmcılık ekseninde aktüel meseleleri ele almanın faydalı olacaktır.  


     Muhafazakârlık kavramı geç modern kültüre sahip ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, yaygın olarak AK Parti’nin iktidara geldiği günlerden başlayarak hem sağ hem de sol ve hem de İslâmcı çizgi açısından paradoksal problemler ortaya çıkarmaya başladı. AK Parti, muhafazakâr demokrasi adını verdiği bir anlayışın içini doldurmaya çalışmış, kendini muhafazakâr bir ideolojik zemin üzerine oturtmak istemiştir. Ancak muhafazakârlığın popüler bir siyasi söylem olmaktan çıkarılıp, bir ideoloji haline getirilmek istendiği bu dönem aynı zamanda tüm dünyada ideolojilerin bittiğinin söylendiği bir zamana denk gelmiştir. Belki de AK Parti, kendisini siyasal merkezle açık kavga etmeden sürdürülebileceği pozisyon alışı “muhafazakârlık” olarak görmüştür ki, din ve gelenekle pozitif bir bağ kurabilme imkânını ona verebilmektedir.


     Sözünü ettiğimiz muhafazakârlık kavramı ne Müslüman’ı ne onun tarihsel tecrübesini ne de yaşadığı hayatın anlamını açıklamaya yetmez. Unutmamak lazım ki İslâm başkalarının değil yalnız kendi kalıplarına sığar ve kendinin kalıplarına dökülerek ancak hakkıyla anlaşılabilir. İslâm’ın mahiyeti itibariyle modernliğin değişim kavramından çok farklı olan başka bir değişim telakkisine sahip olduğunu unutmamalıyız. Bu yüzden batıdaki gibi bir muhafazakârlık tanımı yapılması pek mümkün gözükmemektedir. Buna karşın modernleşme sürecimizin pejoratif kavramlarından gericiliğin miadını doldurmasının akabinde bu bağlamda söylenmek istenen her şeyin yükünün muhafazakârlığa ihale edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.


      Bilindiği üzere AK Parti kurucuları, İslâmcılığın temsilcisi olmadıklarını net olarak söylüyorlardı. Fakat aynı zamanda tüm bölgeye egemen olan İslâmî kodlarla yola çıktıklarını, dindar olduklarını, ama insan hakları ve demokrasi başta olmak üzere pek çok evrensel değerin İslâm’la zaten zıtlaşmadığını ifade ediyorlardı. İçinde bulunduğumuz dönemde AK Parti’nin durumu, giderek İslâmcı dile yaklaştığı ve belki ideolojik çizgilerini biraz daha belirginleştirdiği bir hal almaktadır. Başbakan’ın bazı taleplerini muhafazakâr refleksler olarak açıklayabilmek mümkün, “dindar nesil yetiştireceğiz” mottosu bu durumu daha belirgin kılmaktadır. Buna yurtiçi ve yurtdışı ilişkilerin mahiyetine dair bir çok doneyi de ekleyebiliriz.

Özellikle Arap uyanışı, Mısır ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, AK Parti’de İslâmcılık olarak anabileceğimiz vurgunun giderek arttığının işareti olarak değerlendirilebilir.



 
 
Bazı Başlıklar:
 
Muhafazakârlık Ne Ayrı Ne Gayrı
Mustafa TEKİN
 
AK Parti Miadını Doldurdu mu?
Sıbğatullah KAYA
 
Muhafazakârlık İslâmcılığın Alternatifi mi?
Hasan Ufuk AKTAŞLI
 
Muhafazakârlık Üstüne Bir Soruşturma
Abdurrahman Arslan, Ferhat Kentel,
Besim F. Dellaloğlu, Bekir b. Özipek
 
Parçalanıp Birbirine Zulmetme,
Birbiri ile Savaşma Burhanettin CAN
İnsanın Yaşadığı Fenomenler
Naci CEPE
 
www.umrandergisi.com / 0212 631 12 50    

Haber Ara