Dolar

32,4439

Euro

34,7400

Altın

2.444,20

Bist

9.910,84

Şerrinden Allah’a sığındıklarımız

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-26 15:37:42

Şerrinden Allah’a sığındıklarımız

Müslüman olmanın en güzel yanlarından birisi de elinizin ermeyeceği ve gücünüzün yetmeyeceği varlıklarla ve tabii ki insanlarla da mücadele edebilme imkanına sahip olmaktır. Dünyanın neresinde olursa olsun bir zalim ve gaddar hakkında kalbinde iman taşıyan herkesin Rabb'ine iltica etme ve duasıyla onu Rabb'ine havale etme gibi bir mücadele çıkış kapısı vardır.

İnsanlar bir yana, insanların hisleriyle bile bu şekilde dua ile mücadele etme ve onlara direnme hatta korunma imkanımız her zaman mevcuttur. Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden de sığınılacak merci yine Rabb'ul Alemin olan Allah'tır. Kin ve öfkelerden, düşmanlık ve ihanetlerden korunak olarak kaçılacak yer de yine duanın vesile olacağı emniyettir, huzurdur, sekinettir.

Şüphesiz dua, yalnız dillerden dökülen cümleler değil esasında kalplerde taşınan iman ve teslimiyetin niyetlere dönüşmesi ve bu niyetin Kadir-i Mutlak olan Allah'a kalplerden ve dillerden yine O'nun lütfu bir lisan ile sunulmasıdır.

Bizim beddua diye isimlendirdiğimiz herşey de duadır, sadece duanın ihsan ve letafet çağrışımına yakıştıramadığımız menfi dualar için bir ifade şekli bulmuşuz. Yaratılmışların şerlerinden yaratan Allah'a sığınırken, o şerli varlıkları ve insanları aşağılamamıza ve haklarında hiçte iyi olmayan şeyler istememize beddua diyoruz.

Bunların başında elbette şeytan gelir ki, adını duyduğumuzda ‘Allah'ın laneti üzerine olsun' deriz. Sonra zararlarına göre şeytanın avanesi olarak çalışan insanlardan ve cinlerden herkes için de aynı laneti dileriz. Lanet, onların Allah'ın rahmetinden uzak olmaları kasdıyla yapılan bir duadır.

Bu şekilde küfrün ve zulmün önderleri de bu duamızdan nasiplerini alırlar. Bizim onlar için asıl arzumuz hidayettir, Allah'ın onlara hidayet etmesini umarız. Hidayet olunmaları halinde kardeşlerimiz olacaklarını biliriz.

Bazı insanlar içinse şahıslarından çok temsil ettikleri makam ve şeytani zulüm mekanizması bize onlar hakkında beddua etme yolunu açar. Mesela herhangi bir Amerikan başkanının şahsıyla bir işimiz yoktur ama o adamın temsil ettiği gücün yer ile yeksan olmasını ve şerrinden geri kalan tüm insanlığın emin olmasını dilemek en güzel dualarımızdandır. Elbette onun temsil ettiği emperyalist saltanatın son adamı olmasını bütün kalbimizle ister ve bunun için dualar ederiz.

Bunu yaparken de, hayatımızın ve hatta ölümümüzün bu duayla uyumlu olmasına dikkat ederiz. Biliriz ki samimiyetle arzu ettiğimiz şeyin hilafına bir hal üzere isek duamızın makbul olma ihtimali yoktur. Karnımızın doyması için dua ederken de ekmeğimize vesile olacak işler yapar, sonra onu çiğneyerek midemize indiririz ve bekleriz ki organlarımız Allah'ın onları yarattıkları sebep istikametinde çalışarak bize can olacak vitamini yediklerimizden alsın.

Dünyadaki herşey bir sebepler dairesi içinde cerayan eder ancak bunun istisnaları olur ve biz de onlara mucize yahut keramet deriz. Bu istisnaların oluşacağına dair hiçbirimizin elinde bir delil yoktur. Öyleyse herşeyimizi sebeplere göre kurmak durumundayız. Dualarımızı da sebeplere göre şekillendiririz.

Lanet ettiğimiz düzenleri ve adamları asla sevmeyiz, kalplerimizde onlara herhangi bir meyil bulundurmayız. Dillerimiz onlar lehine asla dönmez. Ellerimiz onlar namına iş yapmaz.

Onlar şerlerinden Allah'a sığındıklarımızdır, bu sığınmanın samimiyeti her halimizde görünmelidir.

Kötüler arasından birine iyi denilmez; belki daha az kötü denilebilir.

Lanet etmemiz hidayetlerini istemediğimiz anlamına gelmez, halleri değişirse önceki beddualarımızdan mes'ul olmayız.

Zalim eğer mü'min ise onu zulmünden alıkoymak bizim için imanımızın gereği bir kardeşlik sorumluluğu iken, kafir ise ona mani olmak yine imanımızın gereği bir müslümanlık sorumluluğudur. Zira cihad, Allah'ın adının yükseltilmesi yani adaletin inşası ve zulmün imhası için yapılan her türlü amelin genel adıdır.

Yeryüzünde Allah'ın adının en yüce olarak yerleşmesi; her türlü zulmün sonu ve insanlık için en mükemmel hayat tarzının ve adaletin ikame edilmesidir.

Şerlerinden Allah'a sığınılanlardan olmamak ve şerlerinden Allah'a sığınılanların safında olmamak hatta sanılmamak temennisiyle...

Haber Ara