Dolar

32,4449

Euro

34,7869

Altın

2.447,07

Bist

9.932,91

Mısırlı muhalifler demokrasiyi 'sürgünde' inşa ediyor

Mısırlı muhalifler demokrasiyi 'sürgünde' inşa ediyor

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-07 12:57:32

Mısırlı muhalifler demokrasiyi 'sürgünde' inşa ediyor
İHSAN EL-FAKİH - Yakın tarihi boyunca çalkantılı dönemlere ve bu süreçte farklı yönetim modellerine tanık olmasına karşın Ortadoğu'daki çoğu ülkenin aksine muhalefetini yurt içinde tutmayı başarabilen Mısır, ilk kez "sürgünde muhalefet" deneyimi yaşıyor.

Ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk cumhurbaşkanının iktidardan uzaklaştırıldığı iki yıl önceki askeri darbenin ardından bütün muhalif kesimleri içerecek şekilde genişleyen baskı ve sindirme politikaları, Mısır muhalefetini ülkeden ayrılmak zorunda bıraktı.

Demokratik rejimleri ve tanıdıkları özgürlük alanı gibi nedenlerle özellikle bazı devletlerde temerküz etmiş olmalarına karşın Mısırlı muhalifler, Ortadoğu'dan ABD'ye uzanan geniş coğrafyadaki yeni "adreslerinde", Mısır'da demokratik düzenin yeniden tesisi amacıyla faaliyette bulunuyor. Aralarındaki irtibatları gün geçtikçe geliştiren ve çalışmalarını giderek daha koordineli hale getiren muhaliflerin çabaları, Mısır'ın farklı siyasi eğilimleri arasındaki uzlaşma arayışları açısından da dikkat çekici bir deneyimi temsil ediyor.

- Muhaliflerin yeni adresleri

İlk aşamada Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ve siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi'nin (HAP) lider kadrosunu hedef alan ancak darbe karşıtı direnişin ısrarlı eylemleri üzerine şiddet dozu artarak önce İhvan'ın orta ve alt kademesini ardından liberal ve sol kesimleri de içerecek şekilde genişleyen baskılar üzerine ülke içinde muhalefet zemini bulamayan isimler, mücadelelerine yurt dışında devam etmek zorunda kaldı. Haklarında davalar açılan, yargılanan ve bazıları mahkum edilen farklı eğilimlerdeki bu isimlerin öncelikli tercihi Türkiye, Katar, ABD ve İngiltere olurken, sınırlı sayıda muhalif de Malezya ve Sudan gibi bazı ülkelere yerleşti.

Bulundukları ülkelerdeki faaliyetlerini, hedeflerini, Batı ülkelerinin Mısır'daki mevcut yönetimle tesis ettiği ekonomik ve diplomatik ilişkilerin bu ülkelerde faal olan grupları nasıl etkilediği, ülke dışındaki muhalefetin geleceği ve nihayet Mısır'daki sorunların çözümü konusunda ne türden beklentileri olduğuna ilişkin AA'ya açıklamalarda bulunan muhalif liderler, farklı siyasi eğilimlerin ortak payda olarak demokraside buluştuğunu ifade etti.

- Ortak zemin demokrasi

Darbenin ardından ülkesinden ayrılarak Lübnan'a giden ve halihazırda Türkiye'de ikamet eden Mısır'ın liberal çizgideki ünlü muhalif siyasetçisi Eymen Nur, farklı ülkelerde faaliyetlerine devam eden muhaliflerin koordinasyon içinde hareket ettiğine dikkati çekerek, eğilimlerin farklı olmasına karşın muhaliflerin demokrasi müşterek zemininde buluştuğunu dile getirdi. Mısır'ın devrik lideri Hüsnü Mübarek'e meydan okuyan tek muhalif olarak 2005 yılında seçimlere giren ve uluslararası gözlemciler tarafından "şaibeli" bulunan seçimde bile yüzde 7 oy alan Nur, "Hepimiz, demokrasinin Mısır'a dönmesi konusunda görüş birliği içindeyiz" diye konuştu.

Muhalif kimliğiyle yürüttüğü siyasi mücadelesi sırasında defalarca adli takibata uğrayan ve hapse de atılan Devrimin Yarını Partisi Genel Başkanı Nur, muhaliflerin yurt dışındaki çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi:

"Medya ve siyaset alanında bir takım faaliyetler yürütüyoruz. Muhalefetin bakış açısından Mısır meselesini farklı parlamentolarda anlatıp izah etmek gibi kamu diplomasisini ilgilendiren bazı çalışmalarımız da var. Bu temaslarımız sırasında, Mısır'da muhaliflere yönelik insani ve hukuki ihlalleri ortaya koyuyoruz."

- Sisi'ye destek verenler tavırlarını değiştirdi

Cumurbaşkanı Muhammed Mursi'nin iktidardan uzaklaştırıldığı 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeye verilen siyasi desteğin zamanla azaldığını, başlangıçta darbeyi destekleyen birçok ismin zamanla tavrını değiştirdiğini söyleyen Nur, "Muhaliflerin ortak noktaları giderek genişliyor. Başlangıçta (Cumhurbaşkanı Abdulfettah) Sisi'yi destekleyen farklı siyasi kesimler ve sembol isimler, bu tavırlarını gözden geçirerek geri adım attı" diye konuştu.

- Darbe yönetiminin insan hakları sicili anlatılıyor

Mısır'da demokrasi ve sivil toplumun tesisi amacıyla mücadele eden birçok muhalif ismin katılımıyla 8 Ağustos 2014'te İstanbul'da kurulan ve muhalif kesimlerin yurt dışındaki başlıca platformu olarak öne çıkan Mısır Devrim Konseyi Başkanı Maha Azzam da belirledikleri çeşitli hedeflere ulaşmak için uğraş verdiklerini söyledi.

Mısır'ın önde gelen kadın muhaliflerinden Azzam, bu hedefleri, "Mısırlıları, ortak hasım olan diktatörlüğe karşı mücadelede birleştirmek ve demokrasinin yeniden kazanılması için muhalif kesimler arasındaki ihtilafları aşmak" olarak sıraladı.

Halihazırda İngiltere'de ikamet eden Azzam, Mübarek rejimini deviren 25 Ocak 2011 devriminin hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla kurulan Konseyin, darbe yönetiminin insan hakları ve uluslararası hukuka yönelik ihlallerini ortaya koymak amacıyla çalışmalar yürüttüğünü, temsilcilikleri vasıtasıyla da hukuki, siyasi ve diplomatik zeminlerde de girişimlerde bulunduklarını anlattı. Azzam, "Bizim için en öncelikli mesele, uluslararası toplumu, darbe yönetiminin radikalizm ve şiddeti teşvik ve bu yönüyle de bölgesel ve uluslararası güvenliğe tehdit oluşturduğuna ikna etmek" diye konuştu.

- İdam kararlarının infazı

Gıyabında yargılanan ve ağır hapis cezası alan "sürgündeki" İhvan liderlerinden Cemal Haşmet de aralarında Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii gibi önde gelen isimlerin de bulunduğu çok sayıda darbe karşıtına verilen idam cezalarının infazının, dizginlerin elde tutulabilmesinin son sınırı olduğuna dikkati çekti.

Çalışmalarına Türkiye'de devam eden Haşmet, "İşlerin nereye gideceğini bilmiyoruz. Herkes, bunların uydurma ve tamamen siyasi davalar olduğunu, zalimce hesapların tasfiyesi amacı taşıdığını biliyor" diye konuştu.

- Rejim, muhalefetin faaliyetlerinden endişeli

Muhaliflerin yurt dışındaki faaliyetlerinin Mısır yönetiminde ciddi endişelere yol açtığını söyleyen Haşmet, şunları kaydetti:

"Darbe yöneticilerinde ve ona bağlı kurumlarda muhalefetin ülke dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan ciddi bir rahatsızlık ve gerginlik hali var. Dışişleri Bakanlığının yurt dışındaki Mısır parlamentosunun faaliyetlerini takip etme rolünü, bu çerçevede ABD, Avrupa Parlamentosu ve Avusturya parlamentosunda, muhaliflere yönelik karalama faaliyetlerini hatırlatmak kafi."

Ülke dışında yürüttükleri faaliyetlerin öncelikli olarak devrimci güçleri birleştirme ve mevcut askeri yönetimin devamının tehlikeleri konusunda bilinçlendirme amacı taşıdığını söyleyen Haşmet, bu konunun Mısır'ın ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit teşkil ettiğini vurguladı.

- Mısır'da "denklem" değişti

Mısırlı önde gelen kadın muhaliflerden insan hakları savunucusu ve hukukçu Neven Melek Mısır'da koşulların değiştiğine dikkati çekerek, "Güç unsurları, şok halinden çıkma, muhalefetin büyümesi ve halkın bilinçlemesi. Bütün bunlar denklemin değişmesini beraberinde getirdi" değerlendirmesinde bulundu.

Katar'da ikamet eden Melek, muhalefetin, siyasi çözüm ve önkoşulsuz ulusal diyaloğun kabulü ve siyasiler ile sivil toplum aktivistlerine yönelik artan ihlaller duruncaya kadar büyüyerek devam edeceği öngörüsünde bulundu.

Bununla beraber mevcut koşullarda siyasi çözüme ilişkin işaretlerin bulunmadığını kaydeden Melek, Mısır'daki gelişmelerin muhalefetin ve etkinlik alanının genişlemesi, toplumsal bilincin artması ve Suriye ile Yemen başta olmak üzere bölge ülkelerdeki gelişmelerle irtibatlı olacağını kaydetti. Melek, "Bu ülkelerde devrimler başarılı olur ya da halkın beklentilerini karşılayan siyasi denge sağlanırsa, bunun Mısır'daki duruma da olumlu yansıması olacak" şeklinde konuştu.

- Darbe sonrası yeni dönem hazırlığı

Çalışmalarına İngiltere'de devam eden muhalif isimlerden Ahmed Amir de "meşrep farklarına" rağmen muhalif siyasi kesimlerin, üzerinde ittifaka varacakları siyasi çözüm girişimlerinin bulunduğunu dile getirdi. Amir, söz konusu girişimin öncelikli hedefinin, darbe liderlerini siyasi arenadan uzaklaştırmak akabinde ülke içindeki önde gelen siyasi güçlerle işbirliği içinde yeni bir dönem başlatmak olduğunu kaydetti.

Siyasi faaliyetlerini İngiltere'de yürüten bir diğer muhalif lider, Mısır Devrim Konseyi Hukuk Bürosu Başkanı Usame Ruşdi de muhalefetin ortak bir cephe teşkil etmesi için çalıştıklarını ifade ederek, "Konumumuzu tahkim etmek için siyasi güçlerle bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Devrimin hala sokaklarda olduğunun farkındayız, yaşadığımız zorluklar ve despotizmin aleyhimizdeki çalışmalarına karşın darbenin yıkılması an meselesi" görüşünü dile getirdi.

Mısır'da 3 Temmuz 2013'teki askeri müdahalenin ardından başlatılan darbe karşıtı gösteriler, "Mısır'ın modern tarihinde eşi görülmemiş" kitlesel kıyımlara yol açacak şekilde bastırılmıştı.

Darbe yönetiminin talimatı ve yönlendirmesiyle hareket ettiği eleştirilerine hedef olan Mısır yargısı, İhvan'ın lider kadrolarından başlayan ve alt kademelere doğru genişleyen adli takibata başlayarak binlerce kişi hakkında dava açmıştı. Yargılamalar, Mübarek rejiminin devrilmesinde etkili olan liberal ve sol eğilimli bütün aktörleri de içerecek şekilde genişlemişti. Bu süreçte Mursi'nin yanı sıra İhvan'ın lider kadrosunun neredeyse tamamı, insan hakları kuruluşlarının rapolarına göre "uluslararası hukukun temel standartlarını karşılamayan" ve "sanıklara adil yargılanma hakkı tanınmayan", "siyasi" hedefli kitlesel yargılamalarla" mahkum edilmişti.

Haber Ara