Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Ak gençliğin rengi

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-01 14:38:05

Ak gençliğin rengi

Yaşadığım yılların hemen hepsini, boş gürültü ile özgürlük sunan, albenisi ile gelecek kaygısını rafa kaldırtan büyülü şehir İstanbul'da geçirdim.

Büyükşehirler gençliği biraz daha hızlı tüketiyorlar.

Genç denilebilecek yaş sınırının finalindeyim. Geleceğimin buhranlı siluetini sürekli gözümün önünde! Yaşıtlarımdan iki kat fazla performans göstererek, gayret ve çalışma ile görünen silueti silmek zorundayım!

Gençlik, altın değerindeki günlerin insana sunulmuş külfetsiz nimet dönemi. Sınırlı ve kısıtlı bir nimet! Dinçlik ve dinamizmle kazanılabilecek öz sermaye.

Nefsimi merkeze alarak çok rahatlıkla söyleyebilirim ki; boş meşgaleler, zevk ve eğlence ile masiva hedefe oturtulduğunda kaçan fırsata hayıflanmaktan başka elimizde bir şey kalmaz.

Günümüzde artık nerdeyse her an ve mekânda, kaygan zemin tehlikeleri ile karşılaşan gençlik var. İlgilenilmemesi sonucunda elindeki nimetin kıymetini bilmeyen, küçük işlerle vakit geçiren, hem bu dünyasını hem de ukbasını karartmış bir nesil büyüyecektir.

Güçlü ve dinamik gençliğimiz bir bağlamda bereketli tohumlara sahip toprağımızdır. Delikanlılık devreye girdiğinde, karanlık yarınların kucağına emanet etmemek için kontrollü ve sabırlı bir şekilde, enerjinin hayırlı ve yararlı işlere yönlendirilmesi gerekir.

Yeniden dirilişi göğüsleme sevdasındaki siyasi iktidarın Ak Gençlik kollarının yönetimine ve büyüklerine, “yirmi dört saatin yirmi beş saatinde”ciddi sorumluluk düşüyor. Hayatın ve toplumun içindeyiz, bu gençlik ile münasebetlerimiz var. Görünen tablo hiç de iç açıcı değil maalesef.

Nişantaşı yaşamının kendisine bir ayrıcalık kattığını zanneden ve kendisini Beyaz Türk kavramı ile isimlendiren güruhun gençliği zaten ortada.Lüks ve eğlenceli, zevkten ibaret yaşayan, zamanını heba eden “Beyaz Türk Gençliği”'nin yaşamına özenen, kendine “sözüm ona” kimlik oluşturmaya çalışan, görüntüde muhafazakâr “Ak Türk Gençliği” yetişiyor.

Batının zevk düşkünü hayat tarzını yaşayan “Beyaz Türk Gençliği”, “Ak Türk Gençliği ”'ne model olabilecek donanıma bile sahip değilken.

Öz güveni, şahlanmaya hazır iradesi, manen doyurulmuş inancıyla, yiğit yüreklere sahip gençlik hedeflenmeli.

Gençleri faydalı meşguliyetle, sanatla, kitapla yoğunlaştırmalı ve gençliğe rehberlik görevini üstlenecek bölgesel danışmanlar bulunmalıdır.Zamanın sunduğu zararlı atmosferden uzak tutabilmek adına eğitici meşguliyetler ile özünü, kulluğunu, davasını daha iyi tanıyabilmesi için zeminler oluşturulmalı.

Ellere, Kur'an ve Sünnet ışığını yansıtan fenerler tutuşturulmalıdır.

Yetişen yiğitleri koruyabilmek adına, başa gelme ihtimali olan durumların neticesini; korkutucu ve endişe verici kamu spotlarıyla ya da nitelemelerle anlatıp teyakkuzda tutulmalıdır.

Özellikle muhafazakâr gençlerimizin kızlı-erkekli münasebetlerde gevşekçe davranışları yozlaşmalara fazlasıyla sebebiyet veriyor. Ve bu durum “Ak Türk Gençliği”'nin neredeyse tamamını sarmış gibi. “Beyaz Türk Gençliği”'nin tozuna-toprağına bulaşmadan hassasiyet çemberinde kalmalıyız.

Unutmamalıyız ki kafesten salıverilen kuş misali, “kısıtlı nimet” elimizden uçup gidecektir.

Bakışların geniş ufuklara uzanabileceği şekilde, fıkıh, sosyoloji, siyaset, hukuk, tarih, hadis, mantık ve felsefe ilimlerinin gerekliliği hissettirilerek etüt çalışmaları yapılmalıdır.

Bölgesel olarak farklı kültürlerde yaşayan gençliğin sancılarının tespit edilip geliştirilmesine yönelik zemin çalışmaları olmalı. Bu kültürleri harmanlayarak, bireysel yetenekler tespit edilmeli ve yok olmasını engelleme mücadelelerinin verilmesi gerekli.

Tespit edilen gençler farklı şehir ya da ülkelere gezi seyahatlerine çıkarılıp değişik tecrübeler edinmeleri ve yabancı kültürler ile zamanlarını geçirebilmenin imkânları sağlanmalı.

Kitap okumanın, kitapla arkadaş olabilmenin faydalarının sunulduğu aktiviteler gerçekleştirilmelidir. Zira kitaba yaklaşmayan gençlik yetişiyor.

Batı meyhanelerde vakit geçirdiği zaman İslam alemindeki gençler kütüphanelerde sayfalarla haşır neşirdi. Şimdi Müslüman gençler kahvehaneler ve lüks kafelerde ama batı laboratuvar ve kütüphanelerde.! “ bu sözü çok değerli bir büyüğümden dinlemiştim. Tamda bugünü anlatıyor olması üzücü.

Bir milletin geleceğinin resmini, yaşayan gençlere bakarak çizebilirsiniz.

AK'ın, Beyaz'dan daha net bir renk olduğunu bilelim. Çizilecek “gelecek resmi”'ni yiğit yüreklerin rengiyle boyamamız elzemdir.

twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser

[email protected]

Haber Ara