Dolar

32,5963

Euro

34,8549

Altın

2.496,68

Bist

9.633,32

Türk tarihine şahitlik eden mekanlar

Türk kültürünü geleceğe miras olarak taşıyan müzeler tarihimizin de yüz akı. Tarihi süreç içerisinde insanların yaşamına dokunan mekanlar ise görülmeye değer...

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-04-01 22:57:45

Türk tarihine şahitlik eden mekanlar

Kültürel değerlerimizin muhafaza edilip geleceğe taşınmasında müzecilik önemli bir role sahip. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de müzecilik koleksiyonculukla başlamıştır.

Türkiye, özellikle “Medeniyetlerin Beşiği” olarak tanımlanan Anadolu, binlerce yıllık tarihi ile muhteşem bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor.

Müzeler ise, bu dünya mirasını aydınlatan, koruyup geleceğe aktaran kurumlarımızın başında yer alıyor.Günümüzde bu misyonunu sürdüren ve ayrı ayrı tarihi misyona sahip müzelere göz atacak olursak karşımıza çok renkli ve kıymetli bir tablo ortaya çıkıyor.
İşte kültürümüzü ayakta tutan müzelerden en önemlileri:

Akıl hastaları su ve müzikle tedavi edildi

İkinci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi , Tunca Nehri kıyısında bulunan Külliye Edirne'nin en önemli yapıtlarından. Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve öbür bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır. 2'nci Bayezid'in 1484-1488'de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin'dir.Çok etkileyici bir görünümü olan külliye küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülü. Ayrıca, külliyenin göz tedavisi için de yine önemli bir merkez olduğu anlatılmaktadır. Sultan 2'nci Bayezid Külliyesini oluşturan ve o dönemde akıl hastalıklarının müzik ve su sesi ile tedavi edildiği “Şifahane ve Tıp Medresesi” Trakya Üniversitesi tarafından İkinci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'ne dönüştürüldü.
Müzeye 2004 yılında Avrupa Konseyi tarafından "Avrupa Müze Ödülü" verildi.

Kapılı Avlulu medreselerin en büyüğü

Erzurum'daki Yakutiye Medresesi İlhanlı Hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmıştır.
Anadolu'daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan Yakutiye Medresesi, plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum'un en gösterişli yapılarından biri.
Taç kapının yan yüzlerinde, silme kemerle çevrili nişler içinde pars ve kartal motifleri dikkat çekmektedir.Üzerinde üç penceresi bulunan yapı, külah ile örtülüdür. Avlunun sağ ve solunda karşılıklı beşik tonozlu altışar oda sıralanmıştır. Öğrenci ve hocaların odaları sınıf ve derecelerine göre belirlenmiştir. Bu nedenle her odanın girişinde farklı bir işleme dikkat çekmektedir.

Dünyanın en büyüm mozaik müzesi

Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi, sanat tarihçisi ve arkeologların yanında tarih ve kültür meraklıları için de özel bir müze. Zeugma Mozaik Müzesi gerek bina büyüklüğü gerekse sergilenen mozaiklerin kapladığı alan bakımından dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri.Çağımızın en önemli arkeolojik keşiflerinden olan Zeugma Antik Kenti'nden çıkartılan ve bu dönemde sanatın ulaştığı zirve noktasının örneklerini meydana getiren mozaiklerin haricinde yine Roma Dönemi'ne ait heykeller, sütunlar ve çeşmeleri de müzede görebilmek mümkündür.Mozaiklerin en görkemlilerinin keşfedildiği Poseidon ve Euphrates Villaları'nın tüm duvarları ve hatta tabanlarının dahi mozaik ve fresklerle süslenmiş olması kentin zenginliğinin kanıtlarıdır.Müzenin en önemli eseri bu çok büyük boyutlu panolar değil, diğerlerine göre oldukça küçük bir parça halinde keşfedilmiş olan MS 2'nci yüzyıl tarihli Maenad ya da daha bilinir adıyla Çingene Kızı Mozaiği'dir.

Atatürk'ün isteğiyle Anadolu'dan eserler toplandı

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ankara Ulus, Atpazarı'nda, Ankara Kalesi'nin dış duvarının güneydoğu kıyısında yeni işlev verilerek düzenlenmiş iki Osmanlı binasından oluşmakta. Bu yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han.
Her iki yapı Atatürk'ün isteği ile Anadolu'dan toplanan eserleri sergilemek amacıyla uzun yıllar süren yenileme çalışmaları sonucunda müzeye dönüştürülmüştür.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek "Avrupa'da Yılın Müzesi" unvanını elde etmiştir.
Bugün kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Anadolu arkeolojik eserleri Paleolitik Çağ'dan başlayarak günümüze kadar, kronolojik bir sırayla sergileniyor

İslami dönemlere ait taş eserler

Alanya Arkeoloji Müzesi, Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nden getirilen Tunç Çağı, Urartu, Frig ve Lidya dönemine ve çevreden o güne kadar toplanan eserler ile 1967 yılında açıldı. Müze bahçesinde de Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait taş eserler var.
Alanya Arkeoloji Müzesi'nde Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans dönemine ait bronz, mermer, pişmiş toprak, cam ve mozaik buluntularla zengin kül kutuları ve sikke koleksiyonu bulunmakta.Devamında bölgedeki kazı çalışmalarından çıkan eserlerle müze genişlemiş ve zenginleşmiştir.

Eserleri dünyanın 20 müzesine dağıldı

Hatay'da kazı çalışmaları 1932 yılında başlamıştır. Antakya' da yürütülen 1932-1939 yılı kazı çalışmalarında çoğu Roma Dönemi'ne tarihlendirilen mimari ve diğer buluntular kentin zenginliğini ve ihtişamını ortaya sermiştir.Kazı çalışmaları başta Antakya, Harbiye olmak üzere Samandağ'da Seleuceia Pieria'da sürdürülmüş ve kazılarda ortaya çıkan zengin mozaik eser koleksiyonu bugün dünyanın yaklaşık 20 müzesine ve özel koleksiyonlarına dağılmış durumdadır.Antiokheia kökenli birçok eser bugün Hatay Arkeoloji Müzesi' nin yanı sıra Princeton Universitesi Sanat Müzesi (ABD), Worcester Müzesi (ABD), Louvre (Fransa) gibi müzelerde saklanmakta veya sergilenmektedir.

İlk müzecilik çalışmalarının eseri

İstanbul Arkeoloji Müzesi ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarına örnektir. Osmanlı'da tarihi eser toplama çalışmalarının izleri Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanmaktadır. Ancak sistemli bir şekilde müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin 1869 yılında ‘Müze-i Hümayun' adı altında kuruluşuyla olmuştur.
Binası, dünyada müze binası olarak inşa edilmiş ender yapılardan. 1891 yılında ziyarete açılan ve İstanbul'daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biri olan müze, cephesinin ihtişamı ile son derece dikkat çekici bir mimariye sahip.
Koleksiyonlarında, 73 bin 275 tablet, 575 bin sikke ve geri kalanı arkeolojik eser olmak üzere yaklaşık 750 bin eser ve 1958 adet el yazması bulunmaktadır.

Mevlana'nın ayak izleri var

Konya'da bugün müze olarak kullanılmakta olan Mevlâna Dergâhı'nın yeri, Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlâna'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled'e hediye edilmiştir. Mevlevî Dergâhı ve Türbe 1926 yılında "Konya Asâr-ı Atîka Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başlamıştır.1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı Mevlâna Müzesi olarak değiştirilmiştir.Müzede Hz. Mevlâna ve Mevlevîliğe ait eserler ile el yazması kitaplar, levhalar, kandiller ve mûsıkî âletleri sergilenmektedir.

Sikkelerle uygarlığın izi sürülüyor

Mersin Arkeolojik Müzesi'nde 1.435 adet eser sergilenmekte. Ziyaretçiler, giriş katında bulunan zaman tünelinde tarihe bir yolculuk yaparak, kronolojik sergi salonunda uygarlıkların her alanda nasıl geliştiği ve neler yapabildiklerini görme fırsatı bulacaklardır.Birinci katta sergilenen sikkelerle uygarlıkların yapısının yakından izlenebileceği aynı salonda Toroslar ilçesi sınırlarındaki Müftü Deresi kenarında bulunan ve 9000 yıldır kesintisiz yerleşim gören Yumuktepe Höyüğü'nün canlandırmasını ve kazıdan çıkan eserleri görebileceklerdir.
Müzede ayrıca Antik Dönem'de zeytinyağı ticareti ile ünlenen Elaiussa-Sebaste Antik Kenti'nin arkeolojik zenginliğine tanık olacaktır.

Balıklıgöl Heykeli ve Göbeklitepe'ye ait bölüm var

Şanlıurfa Müzesi 1969 yılında ziyarete açıldı.Giriş katındaki ilk salonda Asur, Babil ve Hitit uygarlıklarına ait taş eserler sergilenmekte. Müzede; Harran'daki kazı çalışmalarından elde edilen eserlerin yanı sıra, yöredeki diğer höyüklerde ve eski iskân yerlerindeki çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan kültür varlıkları, kronolojik sıralama ile ve ayrı vitrinler halinde teşhir ediliyor. Müzede insanlık tarihinin en önemli miraslarından Göbeklitepe'ye ait bir bölüm var. Müzede sergilenen meşhur eserlerden biri de Balıklıgöl Heykeli'dir.

Haber Ara