Osmanlı'da mason padişahlar
Paris,Londra,Viyana derken dönemin kralları, kraliçeleriyle tanışırlar.
Sultan Abdülaziz,zemzemini hiç yanından eksik etmemiştir,'Veliahd-ı Saltanat'Mehmet Murat Efendi,çarpık ilişkiler ağına ilişmiştir çoktan.
Gayet iyi Fransızca bilmesi,görüştüğü devlet adamlarını hemen etkiliyordu.
liberal fikirleri Avrupa 'nın siyasi mahfillerinde göz dolduruyordu.Bu 27 yaşındaki şehzade,
er veya geç Osmanlı Devleti 'nin başına geçecekti.Öyleyse üzerine oynayabilirdi.
Nitekim Osmanlı Devleti üzerindeki planlar,artı geleceğin V.Muarad'ına endekslenmişti.
Kendisi de Mason olan Prof.Enver Ziya Karal V.Murad'ın,bu gezide Galler Prensi'nin girişimiyle
Masonluğu kabul etmeye karar verdiğini ve böylece İngilizlerin ondan faydalanmak istediklerini açıkça söyler.(Osmanlı Tarihi,cilt 8,s.500.)
Nitekim 20 Ekim 1872 Pazar akşamı saat 7 sularında Kadıköy'de,Proodos Locası 'nın kurucusu Louis Amiable'ın
Mason lokali haline getirilen evinde Veliahd Murad Efendi, 'tekris' töreniyle Masonluğa ilk adımın atar.
İş burada da kalmaz, kardeşi Nureddin Ağustos 1873'te öbür kardeşi Kemaleddin ise,
24 Ağustos 1875'te aynı törenle Masonluğa girerler.
Nureddin Efendi 'nin tekris töreni yapılırken bir adım daha atılmış ve
Veliahd Murad'ın Masonlukta 18.dereceye yükseltilmesi töreni icra edilmiş,
yani artık 'Üstat'olmuştu.
Belki çoğunuz şaşırdınız ama konuyla ilgili belgeler,Masonların matrikül defterindeki kayıtlar Paris'teki Bibliotheque Nationale'dedir;
dahası Boğaziçi Üniversitesi,öğretim üyesi Prof.Edhem Eldem'in dediğine bakılırsa,
V.Murad'ın oğlu Salahaddin Efendi 'İhtimam' adlı hatıratında babasının Masonlarla yazışmalarından genişçe bahsetmektedir.
Anlayacağınız, kanıtları bol bir olay karşısındayız.
Nihayet Murad Efendi,30 Mayıs 1876 günü bir askeri darbeyle tahta oturtulur.
Ancak hesaplar tutmamış, kendisine büyük ümitler bağlana V.Murad kısa sürede akli dengesini yitirmiş,
cinnetin sınırlarına çarpmaya başlamıştır.Sadece 93 gün sonra cülus protokolünü tamamlaması için gereken'kılç alayı'dahi yapılamadan
(yani tam padişah olmadan)aynı cunda tarafından tahttan indirilecekti.
Şimdi sıra,3 ay öncesine kadar hiç hesapta olmayan sinsi Şehzadeye gelmişti,Abdülhamid'e.
Halbuki işler nasılda inceden inceye planlanmıştı.Bir Mason hanedan üyesi tahttaydı.
Avrupa memnundu,cunda memnundu,Masonlar memnundu.
Padişahda babası Abdülmecid'in ıslahat fikirlerini daha köklü ve daha geniş bir plan dahilinde tatbik etmek tasavvurunda idi.
Peki neydi bu plan?
Onun ne menem bişey olduğunu Büyük Doğu (GRANT ORİENT)Locasından V.Murad'ın dostu Skalyeri'ye yazılan mektupta ayan beyan görebiliyoruz:
'Sevgili kardeşim eserinize devam ediniz ve yeni kardeşe 2. ve 3.dereceleri aynı gizlilik veriniz
Öyle yapınız ki bu drecelerin tedrisatı aklında ve kalbinde silinmeyecek izler bıraksın.
Böylece Masonluğa, vatanınıza ve insanlığa çok büyük bir hizmette bulunmuş olacaksınız.’
Nitekim ittihatçıların meşhur Dr. Nazım’ı da, Meşrutiyet’ten hemen sonra Fransa Maşrık-ı Azam’ında
"Farklı gökler altında ama aynı 'eser' için çalışıyoruz" sözlerini sarf edecekti.
Peki neydi Abdülhamid'in müdahalesi yüzünden aksayan ve ondan sonra yapımına devam edileceği söylenen bu 'eser'?
Siz cevabı düşünedurun, ben Abdülhamid'in Masonik dalgayı nasıl göğüslediğini özetleyeyim:
1870'lerde devleti ele geçirme planları yapan Mason locaları, Abdülhamid'in ağırlaşan politik baskıları yüzünden belirleyici güç olmaktan çıkmış, siyaset dünyasındaki varlıklarını duruma göre düzenleyen bir teşkilat halini almıştı.
Bir zamanlar devleti yönetmeye kalkan Masonlar, Sultan Hamid döneminde geri adım atarak içe kapanıyor ve yeni bir uyanışı iple çekiyorlardı.
Sonra ne mi oluyor?
Ergenekon'un Masonik bağlantılarını görüyorsunuz.
Eserlerini meydana getirmek için hâlâ uğraşıyorlar.
Yazıda Semih Tezcan ve İsmail İşmen'in "İlk Türk Masonları ve Sultan Murat V" (1968) adlı kitapçığı ile
Edhem Eldem'in "Toplumsal Tarih"in Eylül 1996 ve Suha Umur'un "Tarih ve Toplum"un Ocak 1987 tarihli sayılarındaki yazılarından faydalandım.