İstanbul'un en iyi manzaralı 10 tepesi
İşte İstanbul’u bir nefes gibi içinize çekebileceğiniz en iyi 10 manzara terası.
1
3- Nakkaş Tepe: İstanbul’u 80 metre yükseklikten izleyebileceğiniz Nakkaş Tepe, Üryanizade Köşkü ile İcadiye Yokuşu arasındaki gözlerden uzak ama gözlerinizi açmanız gereken bir manzara terası... Hemen alt tarafta yatan Bektaşi şeyhi nakkaş Nafi Baba’dan adını alan bu tepe, Çırağan Sarayı, Yıldız Korusu, Feriye ve Ortaköy Camii’ni tam karşıdan görür. Bu noktadan Sarayburnu ve Çubuklu’yu da kendisine eşlik eden muhteşem Boğaz manzarası ile teneffüs edebilirsiniz. Adına yakışır şekilde nakış nakış işlenmiş İstanbul’un güzelliği bütün çarpıcılığı ile bu noktadan temaşa edilebilir.
4 - Yavuz Selim Camii Dış Avlusu: Balat semtinin hemen üzerinde yükselen ve Yavuz’un oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan cami, Haliç bölgesini dürbünle bakar gibi çok rahat bir şekilde izleyebileceğiniz bir tepeliktir. Bahçede bulunan sekizgen türbede Selimiye adı verilen görkemli bir padişah kavuğu da ziyaret edilmeli. Caminin yanında Yavuz Selim’in, Sultan Abdülmecid’in ve Kanuni’nin annesi Hafsa Sultan’ın türbeleri bulunmaktadır.
5- Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü terası: Yüksekliği çok fazla olmasa da Kızkulesi’ni tam karşıdan görebileceğiniz Topkapı Sarayı’nın avlusundaki balkon, Boğaziçi’nin giriş çizgisidir âdeta. Sarayburnu’nu, Karaköy’ü, Tophane’yi, Dolmabahçe’yi, Beşiktaş’ı, Boğaziçi Köprüsü’nü, adaları, denizde gezinen balıkçıları, gemileri ve martıları izleyebileceğiniz köşk, Sultan Abdülmecid tarafından Topkapı Sarayı’nın bahçesine inşa ettirilmiştir. Sultan Abdülmecid’in sadece bir gece konakladığı köşk, sizi bekliyor.
6- Ulus Parkı: Boğaziçi Köprüsü, Selimiye Kışlası, Topkapı Sarayı ve Üsküdar’a doğru çizilen kaviste eşsiz bir manzara sizi bekler. Yemyeşil ağaçların arasından Boğaz’ın masmavi sularını izlemek İstanbul’a sizi bir kere daha âşık edebilir. Pazar günleri oldukça kalabalık olan Ulus Parkı’nda halka açık alanlar var; ama çay içmek isterseniz biraz tuzlu bir hesap ödemeniz gerekebilir.
7- Yuşa Tepesi / Beykoz: İstanbul’un en yükseği, hiç şüphesiz Beykoz sırtlarında bulunan Yuşa Tepesi’dir. Buradan İstanbul’u izlerken büyük bir havuza bakıyormuş hissine kapılırsınız. Anadolu Kavağı’ndan Beykoz’un Tokat köyüne doğru rotanızı kırdığınızda İstanbul’u uçaktan izliyor gibi seyredebilirsiniz. Buraya tepeden çok dağ demek daha doğrudur herhâlde. Çok uzakta olmasına rağmen en çok ziyaret edilen tepelerdendir.
8- Molla Aşkı Parkı / Fatih: Hep orada olmasına rağmen İstanbullular için yeni keşfedilmiş mekânlardan biridir Molla Aşkı Parkı. Daha öncesinde oldukça harap vaziyette olan ve kimsenin uğramadığı, ancak civarda oturan mahallelinin bildiği bu bölge, İstanbul’un doğu yakasına açılır. Balat-Ayvansaray sırtlarını, Galata’yı, Sütlüce’yi, Çamlıca’yı, Haliç’i, Fener’i çay içerek yudumlayabilirsiniz. Park içerisinde bulunan ve fiyatları oldukça makul olan kafeye isterseniz kendi yiyeceklerinizi de götürebilir, güzel bir kahvaltıyı da bedavaya getirebilirsiniz.
9- Sevda Tepesi / Vaniköy: 130 metrelik bir yüksekliğe sahip tepe, Haliç’in girişi ve Şemsipaşa koyuna kadar seyir sunar. 100 derecelik bir panoramik görüntü ile kendisini size açar. Tepe ve çevresi Kandilli Rasathane Müdürlüğü’ne ait olduğu için tepenin her yerinden manzarayı izlemek mümkün değildir. Ancak bu tepeye son kez çıkabilirsiniz. Çünkü Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in, veliaht prensken 27 milyon dolara aldığı tepeye İBB Meclisi, araziye otel yapımı için gerekli onayı verdi.
10- Kalafat Yeri ve Süleymaniye: İstanbul’un ortasından İstanbul’u izlediniz mi hiç? Perşembe Pazarı’nın Haliç sahiline uzanan, Galata Köprüsü ve Unkapanı Köprüsü arasındaki yaklaşık 700 metrelik bir görüş açısına sahip bölge, bir tabloyu andırır. Denizden beş-on metre yükseklikte olmasına rağmen Sarayburnu, Aya İrini, Ayasofya, Galata Köprüsü, Çamlıca Tepesi ve Kız Kulesi’ni görebileceğiniz teras, Galata’yı da tam karşıdan görür. Biraz yukarı çıkarsanız bu manzaraya yenileri eklenir. Özellikle Süleymaniye Camii’nin arka avlusundan muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz. Caminin avlusundan çıkıp İstanbul Müftülüğü’nün bulunduğu sokaktaki kafelerde ise bu tadına doyulmaz manzaraya çok güzel bir demli çay ya da Türk kahvesi eşlik edebilir.