Nihal Bengisu Karaca : Kınamak yetmez
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, bugünkü köşe yazısında Deah Bereket, Yusor Muhammed Ebu Salha ve Razan Muhammed'in öldürülmesini yazdı. Kınamak yetmez dedi ve ekledi: ''ABD bu hesaplaşmayı yapmaktan kaçındığı sürece Müslüman Amerikalıların can güvenliği yok, olmayacak''
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-14 16:07:09
TİMETURK | HABER MERKEZİ
CNN, New York Times (NYT), NBC, ABC ve Washington Post gibi ABD’nin büyük medya kuruluşlarının Müslümanların cinayet haberini, gün boyunca ana sayfalarına taşımayarak kayda geçtiğini belirten Karaca, ''Büyük devlet başkanlarını olayı “terör hadisesi” ya da “nefret suçu” olarak kınarken görmedik. Yürüyüş yaparken de'' diyerek Charlie Hebdo saldırılarına tepki gösteren, birlik olan liderlere ve ülkelere atıfta bulundu.
BBC TÜRKÇE' de yer alan makaleden alıntılar yapan Karaca yazı ile ilgili ''geleceğinden korkulan “çok ciddi” toplumsal sonuç şu: İslamofobi ile yüzleşme zorunluluğu! Gözlem doğru, durum aynen bu'' şeklinde değerlendirme yaptı.
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca'nın 'Kınamak yetmez' yazısı;
HEMEN belirtmek gerekir: Onlar ABD’de öldürülmüş 3 Müslüman genç filan değildi, isimleri vardı: Deah Bereket, Yusor Muhammed Ebu Salha ve Razan Muhammed. Kuzey Carolina’da Chapel Hill kasabasında yaşıyorlardı. Üniversite yerleşkesine yakın olan evlerinde, komşuları olan 46 yaşındaki Craig Stephen Hicks tarafından kurşunlandıklarında, sırayla, 23, 21 ve 19 yaşındaydılar. Deah Bereket ve Yusor yeni evliydi.
Olay otopark sorunu filan da değildi. Hicks’in Facebook hesabı İslamofobik alıntılarla dolu ve otopark alanına göz diktiği kişiler beyaz Hıristiyan Amerikalı olsalardı en fazla ağız dalaşı olacağını, işlerin katliama varmayacağını biliyoruz.
CNN, New York Times (NYT), NBC, ABC ve Washington Post gibi ABD’nin büyük medya kuruluşları, Müslümanların cinayet haberini, gün boyunca ana sayfalarına taşımayarak kayda geçtiler.
Türkiye’de haberi ilk veren Habertürk TV oldu. (Bu yazının yazıldığı sırada Deah Bereket’in kardeşi Şeza Bereket’in Balçiçek İlter’e konuk olacağı bilgisini aldım.) Gençlerin arkadaşı Kenan Demir’i izlediğimiz yer de CNN, NBC ya da BBC değildi. A Haber’in canlı yayına aldığı Kenan Demir, ilginç detaylar verdi. Deah Bereket’in sevilen biri olduğunu, ancak başörtülü Yusor ile evlendiğinde, Yusor’un kardeşi olan ve yine ablası gibi başörtüsü kullanan Razan’ın da yanlarına taşınmasıyla birlikte komşularından olumsuz tepkiler almaya başladıklarını aktarıyordu Kenan Demir. Bay Hicks’in silahını göstererek üstü kapalı tehdit ettiğini de bu vesileyle öğrendik.
Büyük devlet başkanlarını olayı “terör hadisesi” ya da “nefret suçu” olarak kınarken görmedik. Yürüyüş yaparken de.
BBC Türkçe’de yer alan İrem Köker imzalı yazı “‘suskunluğu” meşrulaştırarak da olsa bir gerçeği deşifre etmesi bakımından anlamlı sayılabilecek veriler aktarıyor: “Medya şaşkın, yetkililer ise temkinli. Zira, ‘terör saldırısı’ veya ‘nefret suçu’ gibi ifadeleri kullandıklarında bunun yalnızca hukuki değil, çok ciddi toplumsal sonuçları da beraberinde getireceğinin bilincindeler.’’ Devamından öğreniyoruz ki geleceğinden korkulan “çok ciddi” toplumsal sonuç şu: İslamofobi ile yüzleşme zorunluluğu! Gözlem doğru, durum aynen bu.
Oysa karı-koca genç Bereketler ve yanlarında kalan kardeş üniversite öğrencisi Razan, renkleri ve seçtikleri giyim tarzı bir kenara bırakılarak bakıldığında UNICEF’in heyecanlı hümanist gençlerinden farksızlardı. Hadi açık konuşalım “Amerikalı’’ idiler. Kız kardeşlerden biri mimarlık, biri diş hekimliği okuyor, Razan, blogundan anlaşıldığı kadarıyla fotoğraf sanatıyla ilgileniyordu. Deah Bereket’in Türkiye’de bulunan kamplarda kalan Suriyeli çocuklar için yardım topladığı, Filistinli çocuklara sağlık hizmeti sunmak için gönüllü çalıştığı biliniyor. Ayrıca Amerikan futbolu hayranıymış. Sosyal medya hesabından dini hoşgörü çağrıları yapmış. Deah’ın kardeşi cinayetten sonra, tören sırasında “Ateşe ateşle karşılık vermeyin’’ uyarısında bulunuyor, üzgün ve muhtemelen öfkeli Müslüman gençlere.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
Haber Ara