Dolar

34,8761

Euro

36,7523

Altın

3.038,06

Bist

10.140,82

Suudi Arabistan'da bir saray darbesi

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-26 12:45:01

Suudi Arabistan'da bir saray darbesi

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Kral Abdullah'ın fermanı ölümünden sonra ancak 12 saat daha sürdü. Kralın ölümünün üzerinden henüz 12 saat geçmişken Suud meclisinin güçlü ve zengin ismi Sudairis tekrar ortaya çıktı ve ortada ismi olan fakat cismi olmayan bir saray darbesi tasarladı.

Salman göreve gelir gelmez üvey kardeşinin yarım kalan işlerini hızla yürüttü. Kral Abdullah tarafından seçilen Veliaht Prens Megren'i değiştirmeme kararı aldı ancak Megren'le daha sonra farklı tercihler noktasında anlaşması da muhtemel. Selman beklemeksizin Sudairi kabilesinin önde gelen isimlerini istediği konumlara getirdi ve İçişleri Bakan yardımcısı Muhammed bin Nayef'i veliaht presn yaptı. Aslında Kral Abdullah bu makamı kendi oğlu Meteb için istiyordu ancak bu mümkün olmadı.

Daha da önemlisi kendisi de bir Sudairi olan Kral Selman, Savunma Bakanlığı görevine de 35 yaşındaki oğlu Muhammed bin Selman'ı getirerek ikinci kuşağı garantiye almaya çalıştı. Muhammed sonrası ikinci makam daha da önemliydi. O şimdi Kraliyet Mahkemesi Genel Sekreteri. Bütün değişikliklerin Kral Abdullah gömüldükten sonra açıklanması da oldukça ilginç bir detay.

Genel sekreterlik, Abdullah'ın Kraliyet Mahkemesi'nin "Kardinal Richelieu"su Halid el-Tuveycri tarafından düzenlenen bir pozisyondu. Abdulaziz el Tuveycri tarafından başlatılan ve babadan oğula kalan kazançlı bir işti.Tuveycriler kralın özel işlerini takip ediyorlardı ve onların izni ve bilgisi olmadan krala ulaşmak pek mümkün değildi. Tuveycri dış politikanın ve stratejik oyunların da kilit oyuncusuydu. Mısır'da devrimi bozmak , Bahreyn'de ayaklanmayı bastırması için asker göndermek, iç savaşın başlarında Suriye'de gruplara finans sağlamak işlerinin tümünde Tuveycri'nin ismi geçmişti.

Tuveycri'nin, Körfez bölgesinin ve Muhammed bin Zayed'in arasındaki bağlantısı Abu Dabi veliahtıydı. Tuveycri'nin Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile başlayan uzun yabancı müşterileri listesini artık Riyad üzerinden yoğun rüzgarlar sallıyor. Sisi Cuma günü cenaze törenine katılmadı. Sadece kötü hava yüzünden mi?

Oğluna verdiği gücün diğer atamalardan daha önemli olmasının sebebi Salman'ın devletin bekası üzerine duyduğu endişe. 79 yaşındaki Salman şu anda Alzheimer olduğu iddiaları ve bunadığına dair konuşulanlar tamamen devlet spekülasyon değil. Geçen Ekim ayında ikna edici konuşmaları olduğu biliniyor. Ama bir dakika önce ne söylediğini unutabiliyor. Bu, adı geçen hastalığın tipik bir özelliğidir. Son birkaç ay içinde artan hastane ziyaretlerini anlayabiliyorum ve eskisi gibi ortada görünmüyor.

Herhangi bir muhalefet bulunan bir ülkede siyasi değişiklikler ve devlet gemisinin yönünü değiştirme gayreti sorulara ve eleştirilere açıktır. Ancak Suudi Arabistan'ın Mısır politikasında muhaliflere artık yer ayırması ve onları sayısal anlamda ciddiye almaya başlaması ciddi bir yön değişikliği göstergesi.

Selman'ın üst düzey danışmanlarının Mısırlı muhalif liberallere yaklaştığını ve bir avukatla görüştüklerini duydum. İkisi de İhvan üyesi değil ama bağlantıları var. Suudi Arabistan'da son iki aydır uzlaşmanın nasıl yapılabileceği tartışılıyordu. Hiçbir girişim kabul edilmemiş olsa da bu girişimin kendisi Kral Selam ve danışmanlarının daha pragmatik ve daha az saldırgan olduğunu gösteriyor.

Salman'ın üst düzey danışmanlarının Mısırlı liberal muhalefet politikacısına yaklaştığını ve bir avukatla ayrı bir görüşme yaptığını duydum. İkiside Kardeşler üyesi değildi ama bağlantıları vardı. Suudi Arabistan'da son iki aydır uzlaşmanın nasıl yapılabileceği ile ilgili konuşmalar vardı. Hiçbir girişim kabul edilmedi ama konuşmalar Salman ve danışmanlarının daha pragmatik ve az saldırgan olduğunun bir göstergesiydi. Bu toplantıların Salman'ın iktidara geçişini duyurması ihtimaline karşı yapıldığı anlaşıldı.

Kral Abdullah döneminde Müslüman Kardeşler örgütü aynı IŞİD ve el-Kaide ile eşdeğer düzeyde terör örgütü ilan etmişti.

Sudairisler her ne kadar sürece kendi hamlelerini yapsalar da Suud Meclisi içindeki güç mücadelesi erken belirginleşti. Hatta Perşembe akşamı öncesinde Kralın öldüğü ile ilgili söylentiler Twitter'da dolaşmaya başlamıştı. İki emir kralın öldüğünü Twitter'da resmi açıklamadan önce duyurunca saray zor durumda kaldı. MBC TV yayını kesti ve bir yas işareti olarak ekrana Kur'an tilaveti koydu.

Bir değişiklik ihtiyacı olduğu çok açıktı. Suudi Arabistan'ın arka bahçesi olan Yemen'de siyasi bir deprem oluyordu. Cumhurbaşkanı Abd Rabbu Mansur Hadi, başbakanı ve hükümeti istifa etti. Hadi'nin istifası ülkenin kontrolünde iki güç bıraktı: İran destekli milis Hizbullah güçleri ve Sünni Müslümanların savunucusu 'El -Kaide'.

Körfez İşbirliği Konseyi ile işbirliği olanağı arayan Suudi Arabistan için bu bir felaket. Dışişleri Bakanları bir gün önce görüşmüştü. Yemen'in eski diktatörü Ali Abdullah Salih yeni seçim çağrısında bulunuyor. Yemen Ortadoğu'nun Arap baharını tamamlayamayan dördüncü başarısız devleti oldu.

Husilerin Yemen'deki yükselişi kendiliğinden değildi. Salih ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından aylar önce planlanıp çizilmişti. Salih'in oğlu bu yabancı entrikada önemli bir rol aldı ve daha önce de dediğim gibi Roma'da İranlı bir heyetle bir araya geldi. Bu, ABD istihbaratı tarafından yakalandı ve Hadi'ye iletildi. Bir yıl önce Suudi istihbarat şefi Prens Bender, Husi temsilcisi baş üyesi ile görüşmeye gitti . Görüldüğü gibi Suudiler İran destekli Şiiler ile bir süredir zaten temas kuruyor.

Suudi Emirliğinin planı gerçek hedeflerini yok etmek ve onları meşgul etmek için Husileri kullanmaktı. 2011 sonrasında Abdullah'ın dış politikasının odak noktası Tunus ve Mısır'da Arap baharını durdurmak ve Körfez ülkelerinde etkin bir muhalefet yeteneğine sahip tüm güçleri ezmekti. Suudilerin önde gelen bölgesel rakibi İran'ın yükselişi, demokratik siyasi İslam'ı ezmek için bu olağanüstü amaca boyun eğdi.

Islah, Husi ilerlemesine karşı silahlanmayı reddedince Yemen'in planı geri tepti. Sonuç olarak Husiler beklenenden daha çok alanda kontrol sağladılar ve sonuç olarak Yemen iç savaşın eşiğine geldi.

Kral Selman'ın değişimin gerekliliğinin farkında olup olmadığını söylemek için henüz çok erken. Krallığın yıkıcı yabancı entrikalarını gizlice düzenleyen anahtar isimlerin artık dışarda olduğunu söyleyebiliriz. Tuveycri dışarıda olduğu sürece Meteb'in etkisi sınırlı olacak.

Krallığın kendi içinde bu kaosu yaymak kimsenin çıkarına olmayacaktır. Belki de Abdullah'ın 25 Ocak Mısır devriminin yıl dönümü arifesinde ölmesi tesadüf değildir. Ama onun ölümün zamanı bir semboldür. Devrime karşı en iyi savunma Krallık içinde gerçek, somut, siyasi bir reforma önderlik etmektir. Milli siyaset, siyasi partiler, reel rekabetçi seçimler, siyasi tutukluları serbest bırakılmasını inşa etmek için tüm bunlara izin verilmeli.

Ortadoğu'da meydana gelen tren kazasıyla ilgili iki teori vardır. Birincisi diktatörlük, otokrasi ve işgalin; dönen iç savaş kaosuna ve nüfus değişimine bir siper olması. Diğeri de diktatörlerin istikrarsızlık ve aşırılığın nedeni olması.

İkinci teorinin ana etkeni Kral Abdullah'tı. Onun saltanatı ,Suudi Arabistan'ı içte zayıf bıraktı ve etrafı daha önce olmadığı kadar düşmanlarla çevrildi. Selman bir farklılık yaratabilir mi? Bu büyük bir görev ama etrafında köklü bir değişimin gerektiğini düşünen insanlar var. Suudi Kralı, halkının desteğini ancak bu yolla alabilir. Bu süreçte kendini bir nevi siyasi bir kuklaya,anayasal hükümdara çevirebilir ama bu değişiklik krallığında ve bölgede istikrar oluşturacaktır.

ABD'nin etkili yayın organlarından Huffington Post'ta David Hearst tarafından yayınlanan "A Saudi Palace Coup" başlıklı makale Ayşe Aydın tarafından Timeturk için tercüme edilmiştir.

Timetürk tarafından yayınlanan makaleler aktif link verilmeden kullanılamaz.

Haber Ara