Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hrant Dink'in ölüm yıl dönümünde çok konuşulacak yazı

Yıldıray Oğur o tarihlerin izini sürdü.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-19 14:42:06

Hrant Dink'in ölüm yıl dönümünde çok konuşulacak yazı

Hrant Dink'in 8. ölüm yıldönümünde Türkiye Gazetesi'nden Yıldıray Oğur dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

“Cemaatin Emniyet İmamı” olarak bilinen Osman Hilmi Özdil yani "Kozanlı Ömer"in ABD'ye yaptığı ziyaretlerin kronolojisini çıkaran Yıldıray Oğur, suikast ile Ergenekon soruşturması arasındaki ilişkiye ışık tuttu.

"Kozanlı Ömer"in ABD vizesinin 2007 yılında neden iptal edildiğini sorgulayan Oğur, "Kesin olan, bu tarihin 19 Ocak 2007 Hrant Dink suikastından sonra, 12 Haziran 2007’de Ümraniye’deki gecekonduda bulunan bombalarla Ergenekon soruşturmasının başlamasından önceki bir tarih olduğu…" diye yazdı.

İşte Yıldıray Oğur'un Türkiye Gazetesi'ndeki o köşe yazısı:

Hrant Dink cinayetiyle Ergenekon arasında nasıl bir ilişki vardı?

Wikileaks’in Kasım 2010’da açıkladığı ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait 200 bin telgraftan biri 13 Ocak 2010 tarihinde ABD Ankara Büyükelçiliği'nden gönderilen "Türkiye Vizeleri Ocak Önerileri" adlı belgeydi.

Vize verilmesinde sakıncalı olanların aylık bildirildiği rutin yazışmalardan biri olan telgraf, Misyon şefi yardımcısı Doug Siliman imzalı.

Telgrafın 5. Maddesi şöyle:

"Ankara'da bulunan ABD Hava Kuvvetleri Özel Soruşturmalar Ofisi visa telgrafları için şu bilgileri sundu: 19 Haziran 2009'da Türk Polis Teşkilatı'ndan terörizmle ilgili yetkili, aşağıdaki yer alan beş ismin 'İslami Cihat Birliği' adlı bir terörist örgütün üyesi olduklarını onayladı. Beş ismin de tamamına geçmişte ABD vizesi verildi. Türk Polisi aşağıdaki bu isimleri bize verdikten sonra neden ABD'ye seyahat ettiklerine dair bilgi talebinde bulundu. Türk polis yetkilisi, söz konusu bilgiye doğrudan ulaşma kapasitesi bulunan bir görevli. Kaynağın ABD hükümetinde son 4 yıldır güvenilir bir konumu bulunuyor. Bu isimlerin tamamının ABD terörizm izleme listesine konulmalarını tavsiye ederiz. Bunun yanında ABD'nin yerel ve yabancı havayolları için hazırladığı uçuş yasağı bulunanlar listesine alınmalarını tavsiye ederiz."

Google’dan tarayınca İslami Cihat Birliği’nden Özbekistan’daki El Kaide örgütü olarak bahsediliyor. Almanya’da da örgütlü olduğu anlaşılan örgütün arşivlerde Türkiye’deki bir eylemine rastlanmıyor. Örgüt üyesi olduğu söylenen ismi verilen beş kişi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Google’a dördünün adını yazdığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Ne bir eylem, ne başka bir bilgi.

Birini ise artık tanıyoruz. 5 Aralık 1968 Adana doğumlu Osman Hilmi Özdil. Ya da bilinen adıyla Kozanlı Ömer. Hanefi Avcı’nın kitabından beri “Cemaatin Emniyet İmamı” olarak geçiyor.

Tuhaflık da bu. Peki Türk Emniyetinden “ABD’nin güvendiği”, “terörizmde yetkili” hangi yetkili 2009 yılı gibi cemaatin emniyetteki hakimiyetinden sorgu sual edilmeyecek bir tarihte onun adını ABD’ye cihatçı olarak bildirdi? ABD’ye girişinin yasaklanmasını istedi; hatta ABD’ye niye gittiğinin soruşturulmasını istedi.

Bu soruların cevabı diğer dört ismin bu listeye neden eklendiğinde saklı olabilir.
Ama Osman Hilmi Özdil’in 2009’da neden Türk emniyeti tarafından ABD’de cihatçı olarak fişlenmiş olabileceği hakkında Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabının sonuna koyduğu belge bir fikir veriyor.

Cemaat içinde polislerin Gülen’e Kozanlı Ömer’i şikâyet etmek için hazırladıkları anlaşılan o belgeye bakmadan önce Wikileaks belgesinde Özdil’le ilgili verilen bir bilginin altını çizmeliyiz.

Telgrafa göre Özdil, ilk ABD vizesini 11 Aralık 2001’de almış. 11 Eylül saldırılarından iki ay sonra 10 yıllık vize verilmiş, yıllar sonra cihatçı diye suçlanacak Özdil’e. Ama sonra bir şey olmuş ve 10 yıllık vizesi 9 Mayıs 2007’de iptal edilmiş.

Peki ne olmuş 2007’de? Hanefi Avcı’nın kitabındaki belgeyi şimdi okumaya başlayabiliriz:

“2007 yılında Ömer Bey ve Yenimahalle ile ilgilenen Sinan Beyin (Murat Bey) ABD'ye giriş ve çıkışlarında FBI tarafından önce sorgulanmaları, sorgulanma sırasında üst ve bagaj aramaları yapılmış/bu şüpheli duruma rağmen Ömer Bey'in seyahat programını değiştirmeyerek ABD'de bulunan emniyetçi arkadaşlar tarafından havaalanında karşılanmış ve onlarla görüşmüş daha sonra yine emniyetçi arkadaşların kullandığı araç ile HE'nin bulunduğu kamp yerine götürülmüş ve fiziki ve teknik takip ile bu süreç bütün teferruatıyla FBI tarafından kayıt altına alınmıştır. ABD'den çıkış esnasında da tekrar sorgulanmış, bilgisayarı dâhil üzerinde ve bagajında bulunan bütün bilgi ve belge niteliğindeki eşyanın kopyası alınmış.”…“Yapılan tüm çalışmalara rağmen FBI tarafından kopyalanan Ömer Bey'in bilgisayarında bulunan bilgilerin içeriği hakkında ne FBI yetkililerinden ne de Ömer Bey'den tatminkâr bir cevap alınamamıştır. Konu olağanüstü hassasiyeti nedeniyle Büyüğümüze genel hatlarıyla arz edilmiştir. Büyüğümüz, Ömer Bey'le görüşülerek bilgisayarında bulunan bilgilerin muhtevasının ne olduğunun sorulması talimatını vermiş ve olaydan büyük üzüntü duyduğunu ifade etmişlerdir. Büyüğümüzün talimatı üzerine ilgili Daire Başkanı R.G. Ömer Bey'le görüşmüş ve kendisinden ABD'de yaşanan olayla ilgili bilgi talep etmiştir. Ancak Ömer Bey böyle bir olayın vuku bulmadığını, kendisinin sadece pasaportuna bakılarak uçağa bindiğini ifade ederek, hilaf-ı vaki beyanda bulunmuştur. Bilahare önüne bilgi ve belgeler konulduğunda kabullenmek zorunda kalmıştır. Ancak bu esnada bile bilgisayarında bulunan bilgilerle ilgili malumat vermek istememiştir. Bu süreçte Ömer Beyin ABD vizesi ABD hükümeti tarafından iptal edilmiştir. Ömer Bey ABD vizesini geri alabilmek için İstihbarat Dairesi Başkanlığı'ndaki arkadaşları riske atarak kendisinin Polis Sandığının sahibi olduğu Ankara Sigortanın temsilcisi olduğunu, Emniyet Genel Müdürlüğünün araçlarının kendisi tarafından sigortalandığını ifade ettirmiş, ancak bu durum FBI yetkilisinde daha büyük bir şüphe uyandırmış ve Ömer Beye vize verilmesi talebi reddedilmiştir."

2007’de vizenin nasıl iptal edildiğini öğrendik. Şimdilik cemaatin iç soruşturmasının Emniyet Daire Başkanları tarafından yapılması, emniyet imamının ABD’deki polislerce karşılanmasını, cemaatin FBI’dan bilgi almaya çalışmasını geçiyoruz.

Daha ciddi bir mesele var çünkü!

Kozanlı Ömer’in (Osman Hilmi Özdil’in) bilgisayarında FBI ne bulmuştu? Neydi ki bu belgeler sürekli bunları kaptırdığını inkâr etti?

Vizenin iptal edildiği tarih 9 Mayıs 2007. Belgede “Vizesi bu süreçte iptal edildi” dendiğine göre Özdil’in ABD’ye gidip, belgelerine bilgisayarına FBI’nın el koymasının tarihi de Mart-Nisan-Mayıs 2007 olmalı.

Kesin olan, bu tarihin 19 Ocak 2007 Hrant Dink suikastından sonra, 12 Haziran 2007’de Ümraniye’deki gecekonduda bulunan bombalarla Ergenekon soruşturmasının başlamasından önceki bir tarih olduğu…

Kronolojiyi biraz daha geriden başlatmak gerek. Bir dönemin sırları o kronolojide saklı çünkü. Ama epey geriye gitmek gerekecek. Devamı yarına...

Yıldıray Oğur / Türkiye Gazetesi
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara