Dolar

34,8956

Euro

36,6577

Altın

3.010,32

Bist

10.058,63

Turgay Güler: Gülen’in ‘son’ kriptolu vaazı!

Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler bugünkü yazısında Fethullah Gülen'in son konuşmasındaki mesajları sert bir dille eleştirdi...

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-05 04:51:50

Turgay Güler: Gülen’in ‘son’ kriptolu vaazı!

İşte Turgay Güler'in "Gülen’in ‘son’ kriptolu vaazı!" başlıklı o yazısı:

Fetullah Gülen uzun süredir sessizdi.

Sesi soluğu çıkmıyordu.

Muhterem(!) sessizliğini bozmaya karar vermiş ve bozmuş.

Bozmayaydı, öyle kalaydı iyiydi!

Zira bedduayla gitmişti, bedduayla döndü.

Yine “Allah onların evlerine ateşler salsın!” dedi.

Yahu muhterem; ne istiyorsun milletin çoluğundan çocuğundan?

Ayıptır, günahtır!

Etme eyleme!

Madem edeceksin, bizzat kendisine et!

Evlerle, yuvalarla uğraşma!

Diyecek ki, “kardeşim sana ne, son bedduayı kendimize ettim, ev de bizim yuva da”.

Olur mu canım öyle şey?

Masum sabilerin ne günahı var?

Yahu kaldı ki, dilinde dua olsun bir kez de ne olur?

Beddua beddua beddua.

Bu arada bir de, ekmel ekmel ekmel.

Hakkını yememek gerek, ‘son’ vaazı bedduadan önce “ekmel ekmel ekmel” diye başlıyor.

Muhterem(!) pek sever şifreli konuşmaları ya!

Cemaat oyunu kime verecek, ‘son’ vaazında şifrelemiş.

Hiç de anlaşılmıyor hani!

Şöyle diyor:

“Her hâlimizde, her tavrımızda, her davranışımızda, iman-ı ekmel, ihsân-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel demeli, hayatımızı bu atkılar arasında bir dantela gibi düzgün işlemeye bakmalıyız”

Bu cümlede aslında iki şifre var.

Şifrelerden biri çok açık, ekmel.

Yani Ekmel!

“Aman ha!” diyor, “oyunuzu Ekmel’e verin!” diyor. Gelelim ikinci şifreye. O da aynı cümledeki şu ifadede gizli:
“..hayatımızı bu ‘atkılar’ arasında bir dantela gibi düzgün işlemeye bakmalıyız”.

Buradaki atkılar, hiç şüphesiz Ekmel’e destek veren partiler.

CHP, MHP…

Şifreyi çözdükten sonra cümleyi şöyle kursak ne olur?

“…hayatımızı bu ‘partiler’ arasında bir dantela gibi düzgün işlemeye bakmalıyız”.

Cuk oturur!

Muhterem(!) bu partileri ‘atkı’ gibi görüyor.

Sanırım bir süre kullanacak, eskiyince atacak!

Böylece Türk siyaseti, tuzluktan sonra yeni bir kavram daha kazanmış oldu.

Atkı!

Kemal Bey, Devlet Bey ne der bu atkı işine bilmem?

Şimdi gelelim asıl meseleye.

Nedir o?

Beddua!

Muhterem(!) diyor ki:

“Kim paralelse, Allah onun belasını versin. Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Bizsek yani. Kim çeteyse… kim örgütse… kim silahlı örgütse…”

Bu beddua ilk bakışta çok etkileyici görünebilir.

Ama yine “numaralarla” dolu bir beddua.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara