Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Türkiye'nin parasıyla Avrupa'da kara propaganda yapıyorlar'

Eski Avrupa Parlamentosu milletvekili Ozan Ceyhun: 'Paralel yapı, Türkiye'nin finanse ettiği televizyon kanalında Türkiye aleyhinde kara propaganda yapıyor. Avrupa ülkelerinde Türkiye'ye karşı ihanet faaliyetleri yürütüyorlar.'

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-04 11:23:15

'Türkiye'nin parasıyla Avrupa'da kara propaganda yapıyorlar'

"Türk kökenli Alman siyasetçi" denildiğinde hatırlanan isimleri başında Ozan Ceyhun gelir. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Almanya'ya yerleşen Ozan Ceyhun, yazar Demirtaş Ceyhun'un oğlu. Alman Sosyal Demokrat Parti'den (SDP) Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili seçilen Ceyhun, halen Brüksel'de partisi adına çalışmalar yapıyor. Sadece Avrupa'daki Türkler için çalışmayı yeterli görmüyor. Türkiye'nin Avrupa'daki imaj ve tanıtım sorunu için faaliyet göstermeyi, Türkiye'nin AB macerasına katkıda bulunmayı bir görev olarak görüyor.

17 Aralık yargı-polis darbesi ile Türkiye'nin en önemli meselesi haline gelen paralel yapının Avrupa'da da Türkiye'ye ihanet ettiğinin altını çizen Ozan Ceyhun, Türkiye'nin finanse ettiği Avrupa merkezli bir televizyon kanalının paralel yapı tarafından Türkiye aleyhinde bir kara propaganda aracı olarak kullanıldığını söylüyor.

Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Ozan Ceyhun paralel yapının Avrupa'daki Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini SABAH’a anlattı.


YILLARCA AVRUPA'DAKİ TÜRKLERİ KANDIRDILAR

Ozan bey, 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmeler Avrupa'da nasıl yankı buldu?


Objektif politikalar üreten siyasetçiler ve gazeteciler Türkiye'de yaşanan siyasete müdahale girişimini yakından takip ediyor ve doğru analiz ediyor. 17 Aralık'ın demokrasiye bir darbe girişimi olduğunu, çözüm sürecine sabote girişimi olduğunu, halkın seçtiği Başbakan'ın devrilmesi girişimi olduğunu anlayabiliyor. Ama her gelişmeyi Türkiye'nin aleyhine kullananlar ve Türkiye'den gelen her habere yüzeysel şekilde inanlar, paralel yapının medyasının ve lobi faaliyetlerinin etkilediği insanlar ülkemizdeki gelişmeleri yanlış algılayabiliyor.

Peki Avrupa'daki Türkler 17 Aralık'tan sonra yaşanan süreci nasıl algıladı?

Avrupa'daki Türkler'in ezici çoğunluğu Başbakan Erdoğan'a bir darbe girişimi yapıldığının bilincinde. Bu yüzden gönülden destekliyor. Ayrıca yeni Türkiye vizyonu sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da hissediliyor. 2002 öncesinde hiçbir hükümet Avrupa'daki Türkler'e değer vermezdi. Sadece döviz gönderilmesini isterdi. Avrupa'da yaşamakta olan Türkler bu iktidar döneminde karşılıksız hizmete kavuştu. Erdoğan'ın Avrupa'daki Türkler arasında özel bir yeri var.


Paralel yapı Avrupa'da etkili mi?

Türkiye'deki gibi Avrupa'da da paralel yapı çok etkiliydi. Türkiye'deki gibi kurdukları sisteme karşı biz de kayıtsız kaldık hatta uyuduk. Çocuklarımızı okullarına gönderdik, gazetelerini okuduk, televizyonlarını seyrettik, kurumlarına maddi destek olduk. 7 Şubat MİT operasyonu ile birlikte Avrupa'daki Türkler uyanmaya başladı. 17 Aralık darbesinden sonra artık bütün gerçek ortaya çıktı. Türkiye'ye yapılan hainlikten sonra çocuklarını okullardan çektiler, gazetelerini almamaya başladılar, maddi yardımı da kestiler.

TÜRKİYE TV FİNANSE ETTİ, PARALEL YAPI KARA PROPAGANDA YAPIYOR

Avrupa'ya yayın yapan dev bir Televizyon platformuna Türkiye'de dahil oldu. Türkçe yayın yapan bu TV kanalı Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse ediliyor. Siz bu kanalın paralel yapı tarafından kara propaganda aracı olarak kullanıldığını söylüyorsunuz. Biraz açar mısınız?

Biz AB genelinde Türkçe'nin değerini artmasını istiyorduk. Bunun için Türkiye önemli bir adım attı. Var olan dev bir sisteme Türkçe de eklendi. Bütün masraflarına kadar Türkiye'nin üstlendiği bir Türkçe kanal kuruldu. Ancak bizim finanse ettiğimiz güzel girişim, paralel yapı tarafından Türkiye'ye karşı kara propaganda yapan, sürekli Erdoğan'ı karalayan bir televizyona dönüştü.

TÜRKİYE BU YAYINA İZİN VERMEMELİ!

Bu kanal Ankara'da hangi kuruma bağlı? Türkiye'ye yönelik kara propagandaya neden izin veriliyor?


Bu işin siyasi sorumluluğunu Ankara'da herkes biliyor. Kendi paramızla bize küfür edilmesine izin verecek bir millet değiliz. Bu insanların kim olduğu, daha önce paralel yapının hangi kurumlarında çalıştığı ortada. Kasıtlı olarak Türkiye'ye karşı kara propaganda yapan, Avrupa'da Türkiye'nin yanlış tanıtılmasına neden olan bu yapının böyle devam etmesi mümkün değil. Türkiye hükümeti, buradaki yetkililerle görüşüp finanse ettiği bu yapı ile devam etmek istemediğini açık bir şekilde ortaya koyması gerekir. Bu kanalın ve bu paralel yapının varlığından memnun olanlar bu yayını sürdürmekte kararlıysa Türkiye değil kendilerinin finanse etmesi gerekir.

• haberin deva

• AVRUPA'DA MİLLETVEKİLLERİNİ PARA İLE BAĞLADILAR

Avrupa'daki Türk milletvekilleri ile bu yapının ortak çalışmalar yaptığını görüyoruz. Bu ilişkileri nasıl kuruyorlar?


Avrupa Birliği ülkelerinde Milletvekili olan Türk kökenli bazı arkadaşların paralel yapı ile çok sıkı ilişkileri var. Bunun nedenini bilmiyorum. Belki vefa borcu olabilir. Ekonomik bağımlılık da olabilir. Ya da paralel yapının ABD ve Avrupa'daki gücünden dolayı bir ilişki içerisine girmiş olabilirler. Paralel yapının köşe yazarı gibi basın açıklaması yapabiliyorlar. İlginç bir şekilde bu yapıya karşı bir zaafları var. Avrupa'daki Türk seçmenlerinin tamamını temsil etmek istiyorlarsa objektif olmaları, sadece paralel yapının değil Avrupa'daki Türkler'in milletvekili olmaları gerekiyor. Eğer bunu yapmazlarsa artık Avrupa'daki Türkler onlara oy vermeyeceğini bilmeleri gerekir.

-Bazı yerel siyasetçilerin Gülen hareketi üyesi gibi basın açıklamaları yaptığına şahit oluyoruz. Bu insanları nasıl ikna ediyorlar?


• Avrupa Birliği'ndeki parlamentolarda milletvekillerinin yan işleri var. Bu vekillerin bir kısmı profesyonel olarak lobicilik yapıyor. Buradaki yasalar hem milletvekilliği yapıp hem de lobi faaliyetinde bulunan şirket açmalarına izin veriyor. Paralel yapı da işte bu milletvekilleri ile profesyonel iletişime geçiyor. Paralel yapının parasının bol olduğunu ve bu konularda para dağıttığını biliyoruz. Paralel yapının bu insanlara yanaştığını ve bir şekilde kazandığını görüyoruz. Avrupa ülkelerinde vakıf kurarak bu isimleri kurucular arasına alıyorlar. Daha sonra bu isimlere istedikleri konuda açıklama yaptırabiliyorlar.

• AVRUPA'DAKİ TÜRKLER PARALEL YAPI İLE YOLLARINI AYIRDI

17 Aralık operasyonundan sonra Avrupa'daki Türklerin Gülen hareketine bakışı değişti mi?


Avrupa'da sayısız insanımız paralel yapı ile yollarını ayırdı. Düne kadar dünya kadar para akıtan insanlar "artık aklım başıma geldi" diyor. Bazen bize gelip şikayet ediyorlar, paralel yapı ile sıkıntılarını dile getiriyorlar. İnsanlar artık çocuklarını paralel yapının okullarından çocuklarını alıyor. Birçoğu kendi okullarını kuruyor. Bu yapının gerçek yüzü ortaya çıkınca Avrupa'daki Türkler hızla bu yapı ile bütün ilişkilerini yeniden gözden geçiriyor.

Türkiye, bu paralel yapının operasyonları ile mücadele ediyor. Avrupa ülkeleri bir dönem destek verdiği bu yapıdan rahatsız değil mi?



• Paralel yapı Avrupa'daki istihbarat birimleri tarafından yakından takip ediliyor. İçişleri politikaları ile ilgilenen bir siyasetçi olarak bunu yakından biliyorum. Avrupa ülkelerinin paralel yapı ile işbirliği yapması paralel yapıyı takibe almayacağı anlamına gelmez. Şu anda paralel yapı bir işe yarıyor. Avrupa'nın genelinde Türkiye'nin hızla büyümesinden büyük rahatsızlık var. Bu kesim günümüzde paralel yapıdan medet umuyor. Paralel yapı da gücünü buradan alıyor. Ama bu geçicidir. Görevi bittiğinde paralel yapının tepesine bineceklerini de biliyorum.

• PARALEL YAPI BU OPERASYONU ALMANYA'DA YAPSAYDI…

Mesela Almanya'da bir tarikat devleti ele geçirmeye çalışsa, binlerce üyesini gizlice bürokrasiye yerleştirip gizli operasyonlar yapsa nasıl bir karşılık bulur?

Almanya'da bir tarikat Alman devleti içine sızma operasyonu başlatsa, kritik noktalara gizlice kilit adamlar yerleştirseydi, hassas noktalara çöreklenmiş olsaydı, siyasetçileri, sanatçıları, işadamlarını, gazetecileri illegal şekilde dinleseydi inanın bana Türkiye'den kat kat büyük tepki verilirdi. Öyle bir tepki verilirdi ki "Almanya'da diktatörlük mü var" diye sorardınız. Alman Dışişleri Bakanı'nın Ukrayna ile ilgili bir gizli görüşmesini dinleyip yayınlamak casusluk faaliyetidir. Bunun affı olmaz. Bir savcı çıkıp Başbakan'ı tehdit edemez. Bu Almanya'da olmaz, hiçbir demokraside olmaz. Almanya'da bir polis çıkıp "ben emrimi amirimden aldım" diyemez. Çünkü Naziler de böyle çalışıyordu. Onlar da "ben ülkemi seviyorum, haram yemedim, devletim için yaptım, emrimi yukarıdan aldım" diyordu. Ama onlar mahkum olmaktan kurtulamadı. Türkiye'de garip bir durum yaşanıyor. Gözaltına alınan polisler garip pozlar veriyor. Garip açıklamalarda bulunuyor. Bu görüntüyü Almanya'da kesinlikle göremezsiniz.

SİYASİ OPERASYON YAPMAK POLİSİN GÖREVİ DEĞİL!

22 Temmuz casusluk operasyonunun sürekli hırsızlıkla ilişkilendirilmesinin bir algı operasyonu olduğunu mu düşünüyorsunuz?



• Hiç haram yemedim diyorlar. Yese miydin kardeşim lütuf mudur bu? Casusluktan, yasadışı dinlemeden, görevi suiistimalden alındın. Kimse sana hırsızsın demiyor. Çalmamak meziyet midir? Bir emniyet teşkilatı iktidarla savaşır mı? Emniyetin böyle bir görevi mi var? Varsa yanlış giden şeyler hakimler, savcılar var. Günün birinde lazım olur diyerek yasadışı yollardan dinleme yapıp arşivleyemezsin. Bunu servis yapamazsın. Bir devlet memurunun yapacağı en büyük hainliktir bu.
Bir de operasyonun gece yapılması, sahur yaptırılmaması gibi iddialar da var.

Ben hala Türkiye'deki tartışmayı anlamıyorum. Bu işi yapanlar nice bayramlarda kaç kişinin kanına girdiler. Sabaha karşı operasyonlar yaptılar. Utanmasalar ayaklarından kelepçeleyeceklerdi. Bu insanların yasadışı faaliyetleri insanlara o kadar zarar verdi ki. Kurunun yanında yaş da yanmadı. Yaşlar kurunun yanında yansın diye ateşe atıldı. Darbe dönemi ile yüzleşirken paralel yapı bunu da sabote etti. Tüm darbe davalarının iflas etmesinin, kurunun yanında yaşın yanmasının, kurunun da ceza almadan kurtulmasının sorumlusu bu paralel yapıdır. Bu yapı kesinlikle ülkesini sevmiyor.

TÜRKİYE, PARALEL YAPI KANSERİ İLE MÜCADELE EDİYOR

"Paralel yapı ülkesini sevmiyor" cümlesini biraz açar mısınız?


Evet, Paralel yapı ülkesini sevmiyor. Ülkesine hizmet etme derdinde değil. İsrail başta olmak üzere birçok ülkenin emellerine maşa olmaya da hazır. Geçtiğimiz günlerde Almanya'da Bild Gazetesi Müslümanları rencide edecek bir yayın yaptı. Bütün Avrupa'daki Müslümanlar ayağa kalktı. Bu yapının Avrupa'daki temsilcileri ve medyası tek bir satır yazmadı. Yarın işimize yarar diyerek tepki göstermediler. Türkiye'yi kötü göstermek için o kadar önde gidiyorlar ki Türkiye'nin iyiliğini istediklerini düşünmek için aptal ve saf olmak gerekir. Bizimle birlikte ortalıkta koşturan paralel yapının elemanları bugün Avrupa'da farklı yerlerde hain planlar içinde.

BU KANSERLİ YAPIYA NEŞTER VURULMALI

Sizce bu yapı ile nasıl mücadele edilmeli?


Paralel yapının arkasındaki güçler Kürt sorunun çözümünü istemiyor. Sorunlarını çözmüş bir Türkiye'den korkuyorlar. Paralel yapı da Türkiye'nin sorunlarını çözmesini istemiyor. Eğer çözerse Recep Tayyip Erdoğan başarılı olacaktır. Yurdışında kendilerini demokrat ve liberal bir dini oluşum gibi pazarlıyorlar. Ama Türkiye'de bambaşka bir profil ile karşı karşıyayız. Bunu Avrupa'ya doğru anlatmamız gerekir.Türkiye bir kanserle boğuşuyor. Kanserle mücadele edilmez demiyorum ama radikal adımlar atmamız gerekir. Gerekirse neşter de vurulabilir. Ülkesini seven herkesin artık Sayın Cumhurbaşkanı diyorum Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Haber Ara