Dolar

34,8744

Euro

36,7427

Altın

3.038,47

Bist

10.139,77

Yusuf Kaplan, 'çatı' adaylığına çattı

Yenişafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü yazısında muhalefetin Cumhurbaşkanlığı için önerdiği çatı adaylığını eleştirdi...Yeni bir kavramla amaçlananı yazdı...

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-20 05:25:37

Yusuf Kaplan, 'çatı' adaylığına çattı

İşte Yusuf Kaplan'ın "Çatı katı'nın üç 'kobay'ı, neyin aday'ı?" başlıklı o yazısı:

Bir 'kavram haritası' çıkarmam gerekiyor öncelikle.

ÇATI KATI VE 'KOBAY'LARI

Çatı katı'ndan kastettiğim şey: Batı.

Çatı katı'nın / Batı'nın -şimdilerde önümüze sürdüğü- üç 'kobay'ı ise şunlar:

Birinci 'kobay': Asıl büyük çatı katı'nın (yani Batı'nın) güdümündeki paralel yapı'nın Türkiye'ye 'kaktırmaya' çalıştığı sözümona çatı aday'ı 'centilmen'(!)imiz.

İkinci 'kobay': İngilizlerin 'maşa'sı Suudların finansıyla kışkırtılan IŞİD ve türevi örgütler.

Üçüncü 'kobay': İngilizlerin sağ gösterip sol vurmak için derin ilişkiler kurdukları, İran.

Peki, bu üç 'kobay', neye aday?

GÖRÜNEN'E DEĞİL, ARKASINDAKİ'NE BAK!

Ama önce şu: Artık hiç bir şey 'göründüğü gibi' değil.

Postmodern dünyada yaşıyoruz zira. Postmodern dünyada, 'görüntü', 'gerçek' olarak sunulabiliyor; gerçek de icat edilen kurmaca görüntü'lerle gürültüye kurban edilerek perdelenebiliyor kolaylıkla.

O yüzden, dünyada da, ülkemizde de olup bitenleri anlamak istiyorsak, görünen'e ve gösterilen'e değil, görünen'in ve gösterilen'in arkasındaki gerçeklere, gerçek güçlere / aktörlere bakmamız gerekiyor.

ÜÇ 'KOBAY', NE'YE ADAY?

Üç 'kobay'ın da yerine getirmekle yükümlü oldukları üç şey var:

Birincisi, Tayyip Erdoğan'ın tasfiye edilmesi.

İkincisi, Türkiye'nin yürüyüşünün durdurulması.

Üçüncüsü, İslâm'ın İslâm'la vurulması...

Yani hem mezhep çatışmasının kışkırtılması, hem de İslâm'ın terörle özdeşleştirilerek kitlelerin seküler, protestan, ehlileştirilmiş, küresel sistemin kölesi hâline getirilmiş ruhsuz bir 'İslâm' anlayışının kucağına itilmesi...

SUUDLAR DA, İRANLILAR DA İNGİLİZLERİN 'KOBAY'LARI!

Asıl hedef, sanıldığı gibi, Arap-İran çatışması değil.

Unutmayalım: Vehhabiler, ne kadar Sünnî ise, Selefiler de o kadar Sünnî'dir. Vehhabiler de, Selefîler de selefsizdir; Batılıların selefidir / kobay'ıdır sadece.

O yüzden İranlılar da Suudlar da aynı 'şey'e hizmet ediyorlar: Ehl-i Sünnet omurganın çökertilmesi, dolayısıyla dün olduğu gibi yarın da Ehl-i Sünnet omurga üzerinden yeniden İslâm dünyasını toparlayabilecek Yeni Türkiye'nin tarihe çıkışının önüne set çekilmesi.

Şunu iyi bilelim: Suudların, dolayısıyla maşası Selefilerin önü de, İran'ın önü de İngilizler tarafından açılıyor.

İngilizlerin, Tahran Büyükelçiliği'ni açmaya karar vermeleri ve 5+1 ülkelerinin İran'la özel stratejik ilişkiler kurması, bunun önemli göstergeleri...

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara