İşte Etyen Mahçupyan'ın Zaman'daki son yazısı
Zaman Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan bugünkü yazısıyla birlikte okurlarına veda etti...
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-28 07:08:10
İşte Etyen Mahçupyan'ın "Zamanın ruhu" başlıklı o yazısı:
Bundan tam on üç yıl evveldi Zaman gazetesine başlamam… Dindar kesimler 28 Şubat’ın yaralarını sosyal alanda yaşamayı sürdürmekle birlikte, entelektüel alanda sahici bir sorgulama ortaya koymuştu.
Refah Partisi’nin yanlışları açıkça konuşuluyor, asrısaadet güzellemelerine daha gerçekçi yaklaşılıyordu. Bu sorgulamanın sonuçlarından biri yeni bir özgüven duygusunun İslami kesime sirayet etmesiydi. Modern dünyanın zaaf ve başarısızlıkları görünür hale gelirken, küreselleşme Müslüman kimliği kurucu bir unsur olarak öne çıkarmaktaydı. Aynı süreçte geçmişin İslami bankacılık tecrübesi ve çok ortaklı şirketlerin utanç verici performansı da masaya yatmaktaydı. Sonuç ekonomi ve siyaset ile din arasındaki mesafenin açılması, bir tür sekülerleşmenin doğal olarak, kendiliğinden ve alttan gelen bir dinamikle hayata yansımasıydı.
Türkiye heyecan verici bir dönüşümün eşiğindeydi ve yaklaşan seçimlerde yeni kurulmuş olan AKP’nin muhtemel başarısı, demokrasi yönünde bir kırılmaya işaret etmekteydi. ‘Zamanın ruhu’ gazetedeki ilk yazımın başlığıydı… Otoriter sekülerizm ve Türk milliyetçiliği üzerine oturtulmuş olan ideolojik devletçiliğin sonunu izlemeye yakındık. İslami kesimin yeni nesilleri çevreden merkeze doğru yayılan dalganın kültürel taşıyıcılığına hazır görünüyorlardı. Bu yürüyüşte en önemli iki aktörden biri muhakkak ki AKP idi. Demokrat bir zihniyette olmasa da, varlığı, talepleri ve temsiliyet gücü ile demokratikleştirici bir işleve sahipti. Üst kadronun misyon algısı cumhuriyetin daha meşru bir zeminde yeniden kurulabileceğinin işaretlerini taşımaktaydı. Ancak bu dönüşümün salt siyasi alanda gerçekleştirilmesi mümkün değildi ve bu noktada ikinci aktörün, yani Hizmet Hareketi’nin benzersiz bir işlevi olması kaçınılmazdı.
Hizmet Hareketi, uzun yıllara dayanan bir dönüştürmeci birikimin sahibiydi. Modernlikle uyumlu bir dindarlığı genç nesillere yerleştiriyor, eski kuşaklara kültürel bir yenilenme enerjisi aşılıyor, devletçilik ve milliyetçilikle olan ideolojik bağını adım adım gevşetiyordu. Siyasetteki ve toplumsal alandaki bu iki aktörün uyumlu davranışı dönüşüm dinamiğini sağlam temeller üzerine oturtmak için şarttı. Ancak Türkiye ‘demokrasisinin’ niteliği bu yenileşmenin salt hükümet olma veya sosyal ağlar oluşturma ile mümkün olmadığını hatırlatıyordu. Yeni dönemin sınavı iki alanda gerçekleşecek, değişimin kavga alanı bürokrasi ve medya olacaktı. Bu nedenle Zaman Gazetesi, benim açımdan yeni dönemin ‘sesi’ olmaya en yakın duran yayın organıydı ve bu gazetedeki ‘cemaat’ dışı ilk yazarlardan biri olmam teklifini kafamda hiçbir soru işareti olmadan kabul ettim.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara