Salih Tuna: Hesap ver lan vicdansız!
Yenişafak Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında Soma'da derin bir yasa yol açan talihsiz madenci faciasını ve gündemdeki tepkileri eleştirdi...
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-17 06:36:33
İşte Salih Tuna'nın "Hesap ver lan vicdansız!" başlıklı o yazısı:
Kazaymış!.. Mukadderatmış!.. 'Takdir-i ilahi' imiş! Geçin bunları. En ucuz maliyete en kısa sürede en çok kâr için, can güvenliği olmayan olumsuz koşullarda işçi çalıştıracaksın, sonra da 'takdir-i ilahi' diyeceksin!
Taşeron sistemin enva-i çeşit avantajından yararlanacaksın, daha fazla kazanmak için 'zorunlu mesai' dayatacaksın, yeterli güvenlik tedbirleri almaya yanaşmayacaksın...
Ne demek lan 'takdir-i ilahi?'
Alemde takdirin dışında ne var ki zaten? Yaprak bile kıpırdar mı takdire rağmen?
Ucuz emek gücüyle kârına kâr katanlara gelince, 'serbest piyasa ekonomisi' veya 'liberalizm'...
Ayşe'sine, Ahmet'ine, Can'ına Canan'ına bir lokma aş için can güvenliğinden yoksun koşullarda çalışmayı göze alan emekçiye gelince 'takdir-i ilahi'...
Kazanmayı 'piyasaya', kaybetmeyi 'mukadderata' bağlayan bu tuhaf 'din' algısını nereden öğrendiniz?!..
Evet, yıllar önce, 2008'de, 'İşverenlere rızk, işçilere ölüm var!' (15. 08. 2008, Yeni Şafak) başlıklı yazımda Tuzla'daki tersane işçileri ölümleri üzerine böyle yazmıştım.
'İslam Kalvinizmi' veya 'İslami Kalvinizm' gibi kavramlaştırmalarla 'abdestli kapitalistlerin' kutsandığı yıllardı.
Anamalcılıkta 'Dumanlı'nın Zaman'ı' başı çekiyordu.
O kadar ki, Alpay Şahin'leri bile Kayseri'deki işverenlerden hareketle, 'İslami Kalvinistler' serlevhalı yazılar dercediyordu.
Piyasa ekonomisine veya kapitalizme yöneltilen hiçbir eleştiriye tahammülleri yoktu.
Rahmetli Erdem (Bayazıt) abinin dizelerine 'yüce önderin' hadisi şöyle yansımıştı: 'Yememiştir hiç kimse / Elinin emeğinden daha hayırlısını / Diyerek / Şafak gibi alınlara terle yazılmış / Hakkın mutlak ölçüsünü / Elbet benim işçilerim dikecek / Emeğin kutsal direğine...'
Gelgelelim, 'abdestli kapitalistlerin' hocaları / hacıları hiçbir vaazında hiçbir zaman alın terinden, emekten, işçiden, işçi haklarından bahsetmedi.
Hele hele zenginlerden istedikleri 'hayır hasenatı' kaptılar mı anında cennetten köşkler huriler bahşediyorlardı.
Özal'ın 'Ben zenginleri severim' lafına da acayip bayılmışlardı.
Zengini sevmek dünyayı hiç ölmeyecekmiş gibi sevmeye, dünyayı sevmek de gitgide 'vahşi kapitalizme' meftun olmaya dönüşmüştü.
Nihayetinde 'gösteri toplumunun' maymunları oldular!
'İsyan ahlakına' karşı 'köle ahlakını' tevazu ve ihlas diye sürgit yutturmaya çalıştılar.
Kardeşlerim, 'isyan ahlakına' sahip olmayanın vicdanından bir şey olmaz.
Kaza dediğiniz de bence işverenlerin başına geldiğinde 'kazadır', işçi ölümleri daha çok 'cinayettir.'
Hatta terör...
Kim ne derse desin, 'vahşi kapitalizm' de nihayetinde 'terörizmden' başka bir şey değildir.
Zengini daha zengin yapan bu düzen behemehal değişmelidir.
Lakin, Osman Yüksel Serdengeçti merhumun dediği gibi, düzen değişse de düzülen değişmiyorsa, olmaz.
'Soma katliamında' da bakanlık denetçileri veya kimin ihmali varsa (bakan makan fark etmez) hesap vermelidir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara