Baro Başkanı çaldı, Başbakan oynadı (mı?)

Kitabın ortasından bir soru sormak istiyorum. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu 20 dakikalık konuşma süresini kafasına göre bir saate uzattığı için haklı olarak eleştiriyoruz ya olaya bir de tersten bakalım. Mesela Başbakan Erdoğan o gün o kürsüde olsaydı konuşmasını 20 dakikada kesecek miydi? Son yıllarda Başbakan Erdoğan’ın kürsüye her çıkışındaki performansına bakarsak hiç sanmam. Zira ister rutin bir 'Ulusa Sesleniş' olsun, ister sıradan bir toplu açılış, haftalık grup toplantısı ya da partililere yönelik bir konuşma fark etmiyor, Başbakan bir kürsüye çıktığı an mikrofon önünde prompter'lar açıkken minimum bir saat konuşmadan o kürsüden inmiyor. Feyzioğlu’nu gereksiz yere daldan dala konan bir konuşma yaptı diye haklı olarak eleştiriyoruz ama Başbakan Erdoğan konuşmalarında daldan dala konmuyor mu? Mesela sıradan bir grup konuşmasında diplomasiden girip, İnönü dönemindeki gazete kupürlerinden çıkıp, Kılıçdaroğlu’na laf sokuşturup, Bahçeli'ye hakaret edip arada icraatlarını anlatıp tam bir aşure şeklinde konuşma metnini okumuyor mu? 

Üstelik Metin Feyzioğlu bunu yılda bir kez yapıyor oysa Başbakan Erdoğan bunu her gün hem de birkaç kez üstelik en az 15 kanalın canlı yayımladığı bir monologda tekrar edip duruyor.

Ayda yılda bir kişi bir saat konuşma yapınca herkesin aklına bir törende ne kadar konuşulacağı ve konuşulması gerektiği geliyor. İşin en tuhaf yanı da buna Başbakan Erdoğan’ın itiraz etmesinin neden olması. O gün Erdoğan isyan ile ayağa fırlayıp "Yahu bu kadar konuşma süresi olur mu? Konuşmanın içeriği ne" diye sormasa, ne o salonda ne bu basında hiçkimse bu konuşmanın süresini ya da içeriğini sorgulamayı aklına bile getirmeyecekti.

Dün Devlet Bahçeli grup toplantısında bu olayı bambaşka bir şekilde eleştiriyor "Baro Başkanı çaldı Başbakan oynadı" diyordu. Aslına bakarsanız genelde Başbakan söylüyor Baro Başkanı dahil herkes oynuyordu ama haber olmuyordu.

Ne diyelim, her şerde bir hayır var!
  YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!