Gezi ve 17 Aralık darbe girişimleri, cumhurbaşkanlığı seçimleri, AK Parti'nin bundan sonra izleyeceği yol haritası gibi konularda açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, 30 Mart'ta milletin 'Paralel Yapı' ile mücadele edin mesajı verdiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Yenişafak Gazetesi'nden Nil Gülsüm ile konuştu:
30 Mart seçimlerine giden süreç Türk siyaset tarihinin en kaotik ve gerilimli dönemlerinden birisiydi. 17 Aralık'tan başlayıp 30 Mart'a giden süreci genel olarak nasıl tanımlıyorsunuz?
Yerel seçim olmasına rağmen genel seçim havasına dönüşen bu seçim gerçekten de çok kaotik bir ortamda gerçekleşti. İddiaların ortada uçuştuğu, 'Paralel Yapı'nın gün yüzüne çıktığı bir ortamda yapılan seçimler elbette sonuçları itibariyle de farklı olacaktı. Seçim sonuçlarını ve AK Parti'nin aldığı başarıyı siyasi açıdan değerlendirecek olursak ilk çıkan sonuç bundan sonraki aşamada Başbakanımız siyasette hangi kararı alırsa alsın yolunun açık olduğu mesajıdır. Millet Başbakanımıza 'Yürümeye devam et, arkandayız' mesajını verdi.
MİLLET ARKANIZDAYIZ MESAJINI VERDİ
Neyin kavgasıydı bu yaşananlar?
Seçim öncesinde yaşanan tartışmalara baktığımız zaman aslında çekişme 'Yeni Türkiye' ile 'Eski Türkiye' taraftarları arasında gerçekleşiyordu. Ve sandıktan 2023 vizyonuna devam mesajı çıktı. 'Yeni Türkiye' taraftarları kazandı, 'Eski Türkiye' özlemi çekenler ise kaybetti.
Paralel Yapı ile mücadele bu halk desteğinde nasıl bir yere sahip?
30 Mart seçimleri 'Paralel Yapı' ile mücadele açısından kritik önem taşıyan bir seçimdi. 17 Aralık sonrası biz 'Paralel Yapı' ile mücadeleye başlamıştık ancak bu mücadelenin daha güçlü bir şekilde devam etmesi milletin hakemliğini gerektiriyordu. Millet, 30 Mart seçimlerinde güçlü bir şekilde, 'Adeta kanser hücresi gibi devlet kurumlarına sızmış olan Paralel Yapı'yı devlet içinden temizle, arkanızdayız' dedi.
TEK GÜNDEMLERİ TAYYİP ERDOĞAN
Bu darbe girişimini nasıl okumak lazım?
Dikkat ederseniz 2011 seçimlerinden bu yana siyaset mühendisliğine soyunanların tek gündemi Recep Tayyip Erdoğan. Hem uluslararası ortamda hem de ulusal ölçekte bir itibarsızlaştırma kampanyası devam ediyor. Önce itibarsızlaştırma kampanyasını yürüttüler ardından da Gezi olayları ile hükümeti devirmeye kalktılar. Başbakanımızın cesur ve kararlı duruşu dolayısıyla Gezi olaylarında netice alamadılar. Aradan 5 ay geçtikten sonra bu kez de 17 Aralık ile yeni bir darbe girişiminde bulundular.
BİR NUMARALI SANIK OLARAK GÖSTERMİŞLER
Darbe girişimi ifadesini neye dayandırıyorsunuz?
Hazırlanan bazı iddianamelerde Başbakanımız bir numaralı sanık olarak gösteriliyor. Ayrıca 'Dönemin Başbakanı' gibi ifadeler kullanılıyor. Dolayısıyla bu apaçık darbe girişimiydi.
YÖNETİCİLERİ ARTIK İFLAH OLMAZ
Beddua görüntüsü ve 17 Aralık operasyonu, 'Paralel Yapı'nın gerçek niyeti ve ajandası konusunda kamuoyunu harekete geçiren iki dönüm noktası oldu. Peki Emrullah İşler, bu türden bir yapının tehlikesine ne zaman vâkıf oldu?
Paralel Yapı adı 17 Aralık sonrası konulmuş oldu. Bu hareketin gerçek yüzünü daha önceden biliyorduk diyen insanların bir elin parmaklarını geçeceğini zannetmiyorum. Bu kadar tehdide, şantaja başvurup bir yerlerden talimat alarak koro halinde harekete geçeceklerini, darbe girişiminde bulunacaklarını biliyordum dersem yanlış olur. Bizim yerli bildiğimiz bu yapının aslında yerli olmadığını 17 Aralık ile birlikte gördük ve net olarak tavrımızı aldık. Burada tırnak içinde söylüyorum 'cemaatin' bu olayların dışında olan kitlesine her zaman saygı duymuşumdur. 17 Aralık'tan sonra bu kitlenin de kendisini yeniden gözden geçirmesi lazım. Tabanı tavandan ayırıyorum. Paralel Yapı içinde tepe noktada olanların artık iflah olacaklarını zannetmiyorum. Ama bu hareketin samimi insanları yukarıda yaşanan akıl tutulmasından uzak durmalıdırlar. Bir ilahiyatçı olarak oradaki saf, temiz ve masum kardeşlerimize yaptıklarınızdan sorumlusunuz diyorum ve aklınızı kiraya vermeyin diyorum.
Vesayete kesinlikle müsaade etmeyiz
Devlet politikası haline gelen Paralel Yapı ile mücadele nasıl olacak?
Bu yapı devlet içinde bürokraside vardı. Biz 17 Aralık'tan sonra neşteri vurduk. Kanunların ve Anayasa'nın verdiği yetki çerçevesinde bürokraside gereken operasyonları yaptık. Paralel Yapı'yı bürokrasideki karar alma mekanizmasından uzaklaştırdık. Bir cadı avına kalkışmadık, kalkışmayacağız. Zaten yargıda ilk adımlar atılmaya başlandı. Adana'da durdurulan tırlarla ilgili dava açıldı. Paralel Yapı yaptığı hukuksuzlukların hesabını hukuk karşısında ve hukuki mercilerde mutlaka verecektir.
Millet, 30 Mart seçimleri ile birlikte 'Paralel Yapı'nın ipini çekti. Bundan sonra ne tür takiyye uygularlarsa uygulasınlar artık bu iş bitmiştir. Paralel Yapı bundan sonra sürekli kan kaybedecek ve tamamen etkisizleşecektir. Öyle bir yapı ile karşı karşıyayız ki 'Paralel Yapı' eski bütün karanlık, gizemli yapıların pabucunu dama atmıştır. Bundan sonra hareket imkanları daralmıştır.
Fethullah Gülen'in iadesi için süreç nasıl ilerleyecek?
İki yöntemden hangisinin olacağını zaman içinde göreceğiz. Yüksek sesle dillendirilen bu talep konusunda karşı devletle de görüşülüp bir çözüm yoluna gidilecektir. Nasıl şekilleneceğini zaman içinde göreceğiz.
Halkın yarısının desteğiyle seçilmiş meşru Başbakan'ı iktidardan edebileceklerine inanmayı mümkün kılan psikoloji hakkında neler söylersiniz?
Paralel Yapı bir güç zehirlenmesi yaşadı. Burada hesap edemedikleri Başbakanımızın kararlı tutumu olmuştur. Paralel Yapı baltayı taşa vurdu. Bu ülkede yeni bir vesayetin oluşmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
21. yüzyıl Türkiye'nin asrı olacak
Mısır'da gerçekleşen son olayları ve hukuk cinayetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokrasinin beşiği olan Batı, Mısır'daki darbeye karşı takındığı tutumla sınıfta kaldı. Batı'nın iki yüzlülüğünü ortaya koyması açısından Mısır'daki darbe ayrıca önemlidir.
AK Parti hükümetinin Mısır'daki darbeye karşı durmasının sebebi Müslüman Kardeşler'e destek olmak için miydi?
Darbelerden acı çekmiş bir ülke olarak biz tavrımızı ortaya koyduk. Darbeye karşı dururken halk tarafından seçilmiş bir kişinin darbeyle indirilmesine karşı çıktık. Bizim dış politikamızda çifte standart yoktur. Eğer Mursi değil de başka isme de darbe yapılsaydı aynı şekilde karşı dururduk.
Türkiye'de yaşananlarla Mısır ve Ukrayna'nın geldiği nokta arasında nasıl bir bağ var?
Gezi olayları bu coğrafyadaki Türkiye tecrübesini başarısız kılma operasyonuydu. Ancak bunu başaramadılar. İkinci ayak Mısır oldu. Gezi'deki yenilginin rövanşını Mısır'da aldılar. Bu coğrafyadaki tek başarı ve istikrar örneği Türkiye'dir. Tüm bu yaşananların bu istikrar tablosunu bozmak olduğu son derece açıktır. 17 Aralık operasyonunu bu bağlamda sadece iç dinamiklerle açıklamak mümkün değildir. Gezi Platformu'nun Sayın Bülent Arınç'la yaptıkları görüşmeden sonra talep ettiklerine bakınca bu net olarak ortaya çıkıyor. 21. yüzyıl Türkiye asrı olacaktır.
Millet ilk turda seçer
30 Mart seçimlerinin önemli sonuçlarından birisi de Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasına halkın destek verdiğinin görülmesi.
İlk defa Cumhurbaşkanı millet tarafından doğrudan seçilecek. 30 Mart seçim sonuçlarının en önemli mesajlarından birisi Başbakanımızın siyasette önünün sonuna kadar açık olduğu mesajıdır. Başbakanımız Cumhurbaşkanlığı makamını sonuna kadar hak etmektedir. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün de Sayın Başbakanımızın adaylığını canı gönülden destekleyeceğini biliyoruz. Sayın Başbakanımız istemesi halinde millet tarafından ilk turda cumhurbaşkanı seçilecektir.
Muhalefetin açıklamaları için yorumunuz ne olur?
Türkiye'deki en büyük sorun muhalefetin geleceği okuma sorunu. Bahçeli'nin ve Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı ile ilgili yaptığı açıklamalar 30 Mart yerel seçim sonuçlarını okuyamadıklarını ortaya koyuyor. Ortak aday çıkarırlar mı bilmiyorum ama kendi partisinden halkın önüne bir aday çıkarma cesaretinde bulunamayan bir partinin zaten iddiası kalmamıştır.
SEMBOLİK OLMAZ
Erdoğan'ın etkin ve geldiği her makama işlev kazandıran bir politikacı olduğu biliniyor.
Sayın Başbakanımız, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde sembolik bir cumhurbaşkanı olmayıp farklı bir portre çizeceğini herkes kabul ediyor.
Başbakanın Köşk'e çıkması durumunda partinin başına nasıl bir kişi geçer/geçmeli?
AK Parti'nin ortak ve kurumsal akıl ile yoluna devam edeceğini düşünüyorum. Sayın Başbakanımızın yerini tabii ki kimse dolduramaz ancak, AK Parti bayrağını taşıyacak çok değerli ve yetişmiş insanlar partimizin içinde bulunmaktadır.